Fesih yalanı tam gaz sürüyor. Siz istediğiniz kadar akılcı ve tutarlı savlarla “birlikte seçim yetkisi”nin gerçek içeriğini anlatın, hiç faydası yok. CHP ve kimi köşe yazarları 16 Nisan’a kadar her gün bu yalanı söyleyecek. Anayasanın 116. maddesinin yeni hali 90 sözcük. Hepi topu 6 cümle. Anlaşılmayacak bir tarafı yok. Onlar da anlıyorlar aslında ama bu kasıtlı çarpıtmayı siyaset üretmek sanıyorlar. Üzüntü verici.
Kırk farklı şekilde anlattım, olmuyor. Bir de Kılıçdaroğlu örneği üzerinden anlatayım bakalım. Kılıçdaroğlu 2019’da partisi tarafından Cumhurbaşkanı adayı gösterilebilir. Olur a, seçilebilir de. Bu varsayım üzerinden gidelim ve aşağıdaki sorunun cevabını arayalım. Aşağıdaki alıntı CHP broşüründen. Noktası virgülü yanlış olmasın diye CHP’nin resmi sitesinden aldım. Sav ve soru şu: “Başkan canı isterse hiçbir sebep yokken Meclis’i feshedebilecek. Bir gün seçtiğin Meclis sebepsiz yere feshedilirse ne olacak?”
CHP topluma bu soruyu yöneltiyor. Şimdi varsayımsal örneğimize dönelim. Yeni sistemde 2019’da Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı seçildi, göreve başladı. 2021 yılında bir gün yatağından kalktı. Canı istedi, hiçbir sebep yokken Meclis’i feshetti. Ne olacak? Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri 2021 yılında birlikte yenilenecek. Tabii bu arada canı isteyip seçim kararı alan Kılıçdaroğlu’nun 1. dönemi de sona ermiş olacak.
Gelelim 2. Kılıçdaroğlu dönemine. Erken seçimde yeniden Cumhurbaşkanı seçildi. Bu sefer o kadar da sabredemedi. Birinci yılın sonunda bir sabah yatağından kalktı. Yine canı istedi, hiçbir sebep yokken Meclis’i feshetti. Ne olacak? Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri 2022 yılında birlikte yenilenecek. Ya Kılıçdaroğlu? Canı yine isteyip seçim kararı alan Kılıçdaroğlu’nun 2. dönemi de sona ermiş olacak. Bir daha asla Cumhurbaşkanlığına aday olamayacak. Yürütmenin başı olarak yaşadığı siyasi macerası, canı istedikçe Meclis’i feshettiği için, 3 yılda nihayete erecek. Eh, bunun CHP’ye şöyle bir faydası olacak: Artık CHP Genel Başkanı olarak kalması da bir hayli zorlaşacak.
Fıkra gibi, 1 Nisan şakası gibi oldu değil mi? CHP’nin fesih iddiasının ve “ne olacak” sorusunun uygulamalı cevabı bu. Bir kişi canı istediğinde bu yetkiyi kullanırsa ne olacağının tane tane anlatımı. Cumhurbaşkanı ve Meclis’e karşılıklı tanınan birlikte seçim yetkisinin keyfi kullanıma asla açık olmadığının kanıtı. Sadece çok ağır bir siyasi krizde kullanılacak ve esasen Cumhurbaşkanını ve Meclis’i krizleri büyütmemeye, uyum ve uzlaşmaya yönlendiren bir düzenleme ancak bu kadar sömürülür.
Numunelik demem o yüzden. Muhalefetin yeni sistem hakkında ürettiği onca yalanın tipik örneği. Diğer yalanları da aynı sınamadan geçirin, sonuç farklı çıkmayacak. Bu hem toplumu yanıltmaya yönelik kötü ve kolaycı siyaset hem de siyasi ahlak açısından son derece üzücü bir tercih. Muhalefetin bilinçli olarak seçtiği bu yöntemi eleştirmek bile abes. Ama sistematik biçimde uyguluyor, insanların kafasını karıştırmaya çalışıyorlar. En kötüsü de konunun akılcı şekilde tartışılmasını engelliyorlar.
Seçim yenileme düzenlemesinde Cumhurbaşkanına tanınan istisnai ve koruyucu hakkı da çarpıtıyorlar. Cumhurbaşkanı 2. dönemindeyken seçim kararını Meclis alırsa, Cumhurbaşkanına bir kez daha aday olma hakkı tanınıyor. Milletvekilleri için dönem sınırı yok, ama Cumhurbaşkanı için var. Meclis’in yetkisini kötüye kullanması engelleniyor bu yolla. Muhalefete göreyse işin aslı şöyleymiş: Erdoğan’ın 2. döneminin sonuna doğru Meclis seçim kararı alacakmış (Bu arada beşte üç çoğunluk gerekiyor karar için), Erdoğan’a 3. dönem yolu açılacakmış.
Yazmaktan yoruldum: Millet böyle bir şeye alkış tutar mı hiç? “Bir gün canı öyle isteyecek, muhtarlıkları feshedecek” uydurmasıyla aynı. Cumhurbaşkanı böyle bir şey yapacak, millet de ayakta alkışlayıp bir dahaki seçim daha fazla oy verecek, öyle mi? Milleti tanımayanların bakışı bu. Millete tepeden bakmayı, milleti hor görmeyi alışkanlık edinmişlerin bakışı bu. Bünyelerine işlemiş. Yanıltmaca uydururken bile kendilerini milletten üstün saymanın kibriyle yapıyorlar bunu.
