Aç kalsak da!
Ortada acayip bir sessizlik hakim.
2001’de krizi açığa çıkaran bir yazar kasa hareketiydi. Oysa şimdi kendini yakan mı; köprülerden atlayanlar mı olmuyor...
Ama ses yok.
Dolar her gün yükseliyormuş. Reel sektörde iflaslar başlamış. İşten çıkarmalar yaşanıyormuş...
Ama sessizce.
Faizler almış başını gitmiş. Kredi kullanmak artık yüzde 25,0’den başlıyormuş. Oysa brüt kar marjı bile yüzde 20’nin atındayken resmen batağa ilerliyoruz.
Ama hiç ses çıkarmadan...
***
Defalarca Venezuela örneğini verdim. Yan gelip yatarak ulufe dağıtılan 20 milyondan fazla insan vardı. O ülkede de askerler darbe yaptı. Halk kahramanca askerleri püskürttü ve darbeciler mahkum edildi. Ama aynı süreçte sürekli referandumlarla başkan koltuğunu sağlamlaştırdı.
Burada kritik konu şu: Venezuela’da orta sınıf dediğimiz aydın kesim, ülkelerinde ki tehlikeli gidişatı millete anlatmaya çalıştı. Bir tarafta askeri darbe - diğer tarafta demokrasiden kopan bir yönetim.
Ve ne oldu?
Halk beka sorununu sahiplendi
Aydınların önemli bir kısmı ülkeyi terk etti. Geride kalan nüfus resmen açlık çekiyor. Dünya’nın en zengin petrol ülkesinde kişi başına 11 kilo zayıflamış durumda.
Olsun beka sorunu var...
***
Venezuela para birimini de kaldırdı. Artık ülkede ilk çağ ekonomik modeli uygulanıyor. 1 muz veriyorsun, karşılığında 1 hıyar alıyorsun.
Yani arada para yok; mala karşı mal....
Gerçi biz de seçimlerden sonra yerli ve milli paradan bahsediyoruz. Değeri altınla ilişkili olacak bir para birimi...
Bu sayede ne dolar derdi olacak, ne de faiz derdi. Hepsi bitecek...Zaten BDDK Başkanı da açıkladı ya; ‘kim diyormuş bankalardaki döviz hesaplarına el konulacağını’. Karşılığında yerli ve milli para verilse de olmazmış bu deli saçması şeyler.
Aslında yeni bir dönem bizi bekliyor: Her şeye karar verecek tek birinin olduğu yer. Kurumlar da o emri yerine getirecek.
O kadar...
***
Bugün dünden kalan meselemiz üniversiteli orta sınıf konusuna devam edecektim. Dün çok sayıda veri açıkladım. Ülkemizde maalesef okumanın değeri azalıyor. İşverenler bile hiç bir maliyetine katlanmadıkları üniversite mezunlarını asgari ücretle çalıştırıyorlar.
Dün yine değinmiştim ya; bir ülkede demokrasi, adalet, hak-hukuk orta sınıfın meselesidir. Zenginler son 16 yılda paylarını ve pastalarını sürekli büyüttü. Bugün her sorun olarak şikayet edilen konuların arka sayfalarında TÜSİAD üyelerinin reklamlı desteğini bulursunuz. Bakmayın siz Başkan Erol Bilecik’in konuşmalarına. Orası perdenin önü...
Peki, yeni dönem nasıl olacak?
İşte bu konuda da kilit açıklama MHP’den geldi. “Aç kalsak da ekonomik tetikçilere teslim olmayız”. Evet, bu açıklama MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’dan...
Kişi başına kaç kilo zayıflayacağız?
Kuyruklar ne kadar olacak?
Belki de et kuyruğu işin alıştırması...
Ama kimse şunu sormuyor? Orta çağ ekonomik modeller kimin fikri... Ülkeyi içe kapatan ve açlığa mahkum eden gelişmeler kimin eseri.
Oysa 2003’ü hatırlayın. Avrupa Birliği perspektifinde ilerlerken örnek alınan büyüme ve demokrasi adımlarını kim atıyordu? O zenginliği kim sağlamıştı?
***
Dolar 4,59’u gördü
Euro 5,40’ı
Kaç kişi döviz borcundan kara kara düşünüyor. Kaç kişi yarın ne olacak diye gecelerini uykusuz geçiriyor. Peki neden?
İşte o nedenin cevabı bugün aslında sessizliğe gömülüyor.Sessiz durmayanlar ise işini kaybediyor.
Ama kimin umurundaki.
Aç kalmayı göze aldık biz nasılsa. Gerisi sizin tercihiniz.