Çalışan fabrika bile kapanıyor
Geçen hafta “O şirketin üzerine nasıl beton döküldü?” yazım üzerine Türkan Uzel Hanım aradı.
Uzel hakkında yıllardır onca yazı yazarım ama bugüne kadar aileden hiç kimse aramadı. Bu ilk oldu.
Hiç unutmadan şu noktayı da düzeltelim: Uzel kumpasında Soros uzantılarına dikkat çektiğimde odatv.com sitesi bu kişiyi Cüneyt Zapsu olarak yazmış. Oysa bu olayın gerçek aktörü TESEV Başkanlığı yapmış olan Nafiz Can Paker’di. Can Paker Uzel yönetim kururlu üyesi olarak, o karanlık dönemde işin içindeydi. Hatta o dönem yazdığım gazeteye yazı yollamış ve bende yine akılda kalan soruları sormuştum.
VERA PARAYI NERDEN BULDU?
Uzel 2 bin 200 kişinin çalıştığı bir dev markaydı. (Önceki yazımda 1200 yazmıştım: Özür diler ve düzeltirim). Ahmet Uzel’in vefatının ardından işin başına büyük oğlu Önder geçiyor. Bütün aile fabrikayı çalıştıracak ve işi büyütecek gözü ile Önder’in yönetimini destekliyor. Hatta Türkan Hanım bir evlat olarak gurur duyuyor.
Ama o da ne?
Önder fabrikayı çalıştırmak, işleri büyütmek yerine birden ayak oyunlarına yelteniyor. Hisse alış-verişleri... Yurtdışı operasyonlar.
Aile, fabrika çalışsın diye hukuka başvurdukça, birden devletin kapıları kapanmaya başlıyor. Adeta fabrika çalışmasın diye engel üzerine engeller... Gizli bir el fabrika kapansın da, 100 dönümlük arazi boşa çıksın diye çalışır sanki.
Nitekim o gizli el başarır.
Şirket iflas ediyor ama ortaya Vera diye alacaklı bir şirket çıkıyor. Ne olduğunu herkesin tahmin ettiği, ama kimsenin resmi olarak söyleyemediği bir şirket.
Topkapı’daki 100 dönüm Uzel arsası ucuza satılsın diye tüm gayretler sürüyor. İflas masası kurulamıyor, kurulsa da arsanın satışı bir türlü gerçekleşmiyor vs vs...
Olayı bir miras kavgası olarak görenler var. Oysa şu halde bırakın aileye, işçilere bile para kalmıyor. Miras kavgası keşke olsaydı da, sermaye Türkiye’de tutulsaydı. Ama operasyon çok büyük. Hukuk bile ülkemizde bu sürece yetişemiyor.
1 HİSSE DAVASI 15 YIL SÜRDÜ
Türkan Uzel’e Önder’in operasyonlarındaki kilit hissedarlığını soruyorum: “Önder öyle bir hisse operasyonu yapıyor ki; bizim hisseleri bile kendisinin gibi kullanıyor. Yargıya gidiyoruz ama dava tam 15 yıl sürüyor” diyor.
Bir ülkede bir hisse davası 15 yıl sürüyorsa zaten o ülke bitmiş demektir. Hani şirket kuruluşunu 1 güne indirmekle övünen Hükümet var ya...Ya da, kredi almayın ortak alın diyen Bakan var ya...
Bu hukukla mı? Bu adaletle mi?
ÖNDER UZEL NERDE?
Bugün en kritik soru şu: Uzel Traktör Fabrikasının kapanmasına-iflasına giden sürecin baş aktörü Önder Uzel nerede? Bu süreçlerin neresinde yer alıyor?
Kimse biliyor mu?
Oysa 2200 işçi ödenmeyen maaşlarını ve tazminatlarını bekliyor. Ama o da ne? Birden ihalelerde Vera ve Kiptaş beraber oluyor. Değer taktirleri düşüyor, ihale fiyatları azalıyor.
Bakınız bugün Uzel’in arsası olsa olsa Zorlu’nun Zincirlikuyu arsasının en azından yarısı eder. Eğer bu ülkede gerçek bir hukuk sistemi ilerse umarım bağımsız bir emlak değeri yapılır.
Edirnekapı şehitliğinin bitişinde 100 dönüm arsaya verilen son fiyat ise 230 milyon gibi komik rakamlar.
KOPYA TRAKTÖR MÜ VAR?
Bugün bilinmeyen bir başka konu ne?
Uzel Traktörün makineleri nerede? O makineler başka yerde başka isim adı altında traktör mü üretiyor? Oysa bir dönem işe girmek için hava parası ödenen Uzel’in bugün fason üreticileri mi oluştu?
Ben açıkçası bu süreci izlediğimde “Bu düzende ne teşvik verirseniz verin, bu ülkede yatırım olur mu?” diyesim geliyor.
Hatta şu soruyu sormamız gerekmiyor mu? “Bu ülkede açık fabrikaları bile çalıştıramıyorsak, neden yeni fabrikalar kuralım ki?”
Rahmetli Ahmet Uzel aslında şehir merkezinde kalan değerli arsanın başına sıkıntı açacağını çok önceden görmüş. Ve Düzce’de arsa alarak 60 milyon dolar yatırıma çoktan başlamış bile. Yine rahmetli Süleyman Demirel’in temelini attığı fabrika ne yazık ki AK Parti döneminde tamamen kapanmış.