Pazar çalışmazsa...

Alıcı ve satıcıların bir araya gelerek fiyatların oluştuğu yere pazar diyoruz.

Pazarın serbest olması, dış müdahalelerin olmaması gerekir. Fiyat oluşumunda alıcıların veya satıcıların anlaşarak tekel oluşturmaması amaçlanır.

Kısaca fiyatlar arz ve talebin miktarına bağlı olarak ortaya çıkar veya çıkmalıdır.

5 Temmuz günü Adnan Dalgakıran sosyal medya hesabından şöyle bir paylaşımda bulunuyor: “İlginç bir memleket, vasıfsız eleman arayan bulamıyor, vasıflı arayan hiç bulamıyor, iş arayanlar da iş bulamıyor. Hadi çözün bakalım bu problemi.”

Evet,

-Bir tarafta işsizler ordusu (İşsizlik bir çok ülkenin aksine bizde uzun süredir çift hanede)

-Bir tarafta işçi arayan ama bulamayan iş dünyası...

***

Benzer bir durum gıda sektöründe de yaşanıyor. Geçen hafta tüm yazılarımızı bu konuya ayırdık. Yine devam edelim...

Konuyu şu şekilde inceliyoruz:

1-Tüketici fiyatlar (TÜFE)

TÜFE-Gıda= TÜFE-Et , TÜFE-Süt-Peynir-Yumurta, TÜFE-Meyve, TÜFE-Sebze...

Bir de Üretici fiyatları (Yİ-ÜFE)

2-Yİ-ÜFE-Gıda= Yİ-ÜFE-Korunmuş et, Yİ-ÜFE-Meyve-Sebze ve Yİ-ÜFE-Süt ürünleri...

3-Son olarak ise Tarım Üretici fiyatları (Tarım-ÜFE)

Her serinin 2003 yılında fiyatını 100 lira olarak kabul ediyoruz. Ve 2017 yılı itibariyle yıllık ortalama fiyat artışları şu şekilde: TÜFE %212, TÜFE-Gıda %253, YI-ÜFE %200, Yİ-ÜFE-Gıda %222 ve Tarım ÜFE %217 artıyor.

Mevsimsel etkilerin yüksekliği ile baz yılı ile son yıl fiyatları çok oynayabiliyor. 14 yıllık süre zarfında tüketici gıda fiyatlarında genel fiyat artışlarından sadece yüzde 19’luk fazladan artış görülüyor.

Alt sektörlerde ise şu artışlar var:

Tüketici et fiyatları %33; tüketici sebze fiyatları %45 ve asıl sorun olarak ise üretici meyve-sebze fiyatları %88 ekstra artıyor.

***

Biz şimdi üretici ürün fiyatlarının ilk yayınlanış tarihi olarak 2009-2017 arasında bakıyoruz.

Genel tüketici fiyatlar %90 artarken et tüketici fiyatları %127, sebze tüketici fiyatları %137, üretici meyve-sebze fiyatları ise %162 artıyor.

Temel sorun sebzede. Bu çok net...

Hatta et fiyatlarında 2010 sonrasında bile daha durağan artış var. Asıl büyük artış 2008-2009 arasında. O yıl genel fiyatlar %6,3 artarken, et fiyatları %20,0 artıyor.

2010-2017 arasında “Genel Tüketici Fiyatlarına (TÜFE)” göre;

Tüketici gıda fiyatları %21, Tüketici et fiyatları %41, Tüketici meyve fiyatları %21, tüketici sebze fiyatları %52 ekstra artış yaşıyor.

Yine aynı tarihlerde Yurtiçi Üretici Fiyatları (Yİ-ÜFE) genel enflasyonun yüzde 3,0 altında kalmasına rağmen, üreticide gıda fiyatları TÜFE’den yüzde 8,3 daha fazla artıyor. Bunun alt kalemlerine baktığımızda da, üreticinin gıda sektöründe et fiyatları ekstradan %26, meyve sebze fiyatları ise yine ekstradan (TÜFE üzerinde) %80 artış göstermiştir.

Oysa aynı dönemde Tarım-ÜFE ise ekstradan hiç artmamıştır. Yani ekstra fiyat artışları tarlaya-çiftçiye uğramamıştır.

***

Şimdi olayı nasıl izah edelim?

Tarladan toplanan meyve ve sebze (ki ağırlıklı olarak sebze) tüketiciye ulaşırken asıl fiyat artışını imalat sanayinde yaşıyor. Ülkede genel fiyatlar %90 artarken, imalat sanayinin meyve-sebze fiyatları yüzde 162 artabiliyor.

Şimdi de tüketicinin sıkça harcama yaptığı ürün bazında olaya bakalım (2009-2017 yıllık ortalama fiyatlar):

İlk sırada ekmek geliyor: Buğday unu %93,0, ekmek fiyatı %96,9 ve buğday fiyatı (üreticide) ise %82,9 artıyor.

Ekmekten sonra dana eti, kuzu eti ve tavuk eti harcaması geliyor. Ardından ise sebze fiyatlarında tüketiciyi en çok domates ilgilendiriyor. Domateste durum şu:

Mayıs-Ekim arası hasat dönemi: Üreticide 2009’da ortalama fiyat 0,75 lira. 2017’de yine aynı hasat döneminde ortalama fiyat 1,20 lira. Artış %61,5 ila genel fiyatların çok gerisinde kalıyor. Lakin tüketici yine aynı hasat döneminde domatesi 1,08 lira yerine 2,32 liraya satın alıyor. Yani artış yüzde 114,6.

Bu yazıyı yazmak için sanırım binlerce veri karşılaştırdım. Hepsi tablo olarak ekranımda duruyor. İki satır için günlerce veri oluşturdum ama şimdilik yine keselim.

Tarımda, gıdada fiyat artışında sorunun üretimde olmadığını, sorunun çiftçide olmadığını bütün veriler haykırıyor. Ama maalesef verileri analiz ederek, sorunun kaynağına inmeyi akıl edemiyoruz.

İşte bizim sorunumuz da burası.

YORUMLAR (32)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
32 Yorum