Seçimlerde karamsarlığın pozitif etkileri
Konu hakkında 24 Mayıs günü bir yazı kaleme almıştım. Bugün devamı niteliğinde yazacağım.
“Ekonomik kriz seçim kazandırır mı?” başlıklı o yazımda Venezuela örneğini vermiştim. Ülke, petrol zengini bir ülke olmasına rağmen şu anda açlıkla mücadele ediyor. Kuyruklar ve yokluğa rağmen son seçimleri Maduro ezici farkla kazandı.
Demek ki, her ekonomik kriz seçim kaybettirmiyor.
Hatta sn Bekir Bozdağ’da ilk yükseliş günlerinde “Dolarla oynayarak seçim sonuçlarını değiştireceklerini düşünenler yanılıyor” demişti.
MHP’li İsmet Büyükataman ise, “Aç kalsak da ekonomik tetikçilere teslim olamayacağız” demişti.
Seçimlerin ilk turda biteceğini Sn Cumhurbaşkanı da açıklıyor.
Galiba herkesin -bizlerin bilmediği- bir bildiği var.
2002 SEÇİMLERİ SİLMİŞTİ
Bir önceki seçimde iktidar partilerinin oyları kabaca şu şekildeydi: DSP %22; MHP %18; ANAP %13.
Sonra 2001 krizi patladı. İşsizlik arttı, büyüme yerini küçülmeye bıraktı. (Hiç kusura bakmayın: 2001 krizi ile ilgili karşılaştırmalı veri veremeyeceğim. Çünkü TÜİK ülkemizde veri karşılaştırma imkanını maalesef bitirdi)
Ekonomik krize bağlı olarak gidilen 2002 seçimlerinde iktidar partilerinin oyları şu şekilde oldu: DSP %1; MHP %8; ANAP %5.
Vatandaş 2001 krizinin faturasını fena kesmişti. İktidar partilerinin oy toplamı bile barajı zor aşıyordu.
7 HAZİRAN 1 KASIM 2015
Karşımda ekonomiye ilişkin beklentileri ifade eden göstergeler duruyor. Mesela 7 Haziran 2015 seçimlerinden önce;
Ekonomik güven %97,3
Tüketici güveni %64,3
Genel ekonomik durum beklentisi %85,5
Reel kesim güveni %105,8
Genel gidişat %101,4
İş hacmi-satış beklentisi %111,5
İnşaat sektörüne güven %83,9
Ve bu tablo karşısında bir önceki seçimde yüzde 49,95 oy alan iktidar partisi (AK Parti) yüzde 40,87 oy oranına düşüyor.
Ortaya çıkan koalisyon ihtimali sürecinde ekonomik durum epey bozuluyor. Karamsarlık adeta kol geziyor ve 1 Kasım 2015 seçimlerinden önce tablo şöyle oluyor;
Ekonomik güven %93,5
Tüketici güveni %62,8
Genel ekonomik durum beklentisi %80,9
Reel kesim güveni %101,6
Genel gidişat %82,5
İş hacmi-satış beklentisi %107,4
İnşaat sektörüne güven %80,5
Bu kötü giden tablo sonucu seçimlerde vatandaş iktidarı daha fazla destekleme kararı alıyor. AK Parti yeniden yüzde 49,48 oy oranına ulaşıyor ve tek başına hükümeti kuruyor.
YA BUGÜN!
Peki bugün ekonomide durum nedir? Öncü göstergeler olarak yukarıdaki tabloyu yeniden verelim. Tabii ki son veriler olarak Mayıs ayı sonuçları ile;
Ekonomik güven %93,5
Tüketici güveni %69,9
Genel ekonomik durum beklentisi %90,8
Reel kesim güveni %106,7
Genel gidişat %87,0
İş hacmi-satış beklentisi %97,7
İnşaat sektörüne güven %77,2
Dikkat edecek olursanız ekonomiye genel güven, 1 Kasım 2015 seçimleri ile aynı derecede olumsuz. Ama tüketici kesimi epey iyi.
Zaten o nedenle diyoruz ki; finansal krizi sokaktaki vatandaş henüz hissetmedi, görmedi ve dertlenmedi. Oysa dolardaki yükseliş örneğin kaç işletmeyi iflasın eşiğine getirdi? Kaç milyarlık borçlar ödenmez oldu?
İşte bu sorunları şu anda reel sektör hissediyor -biliyor. Yani girişimci şu anda krizi yaşıyor ama henüz işçisini çıkarmadı, henüz fiyat ayarlaması olarak zamlarını da yapmadı.
ISO-PMI endeksine baktığımızda da sanayicinin krize girdiğini söyleyebiliyoruz. Ama dedim ya, sorun şu anda işletmelerde, girişimcilerde. Sokağa yansıyan sorun henüz çok az.
İyi ama buna rağmen seçimler ne olacak? 1 Kasım 2015 gibi iktidar kurtarıcı olarak mı görülecek? Yoksa suçlu ve sorumlu peşine mi düşülecek?
2002’de ve öncesinde ekonomik faturayı sandığa yansıtan seçmende neden bir değişim yaşandı diye de sorabiliriz. İşte o sorunun cevabını da Venezulela veriyor: Beka sorunu açlığın bile önüne geçebiliyor.