Köprü ve otoyolları satmanın…

Önemi ve işlevi azalmış bir kurum olan ÖİB, Gazetelerde, “İstanbul’daki köprüler ve bazı otoyollar özelleştirilecek” diye gayriresmi bir haber yaydı ve kendini hatırlattı.

Orta Vadeli Program (OVP) açıklandığında da gördük ki, hükümet 2026 yılı için yaklaşık 185 Milyar TL özelleştirme geliri öngörmüş.

Daha sonra bu haber dolaylı olarak teyit edildi.

Köprü ve otoyollar; tekel bir ürün, alacak kişi yeni yatırım yapmayacak, yönetimi, bakımı ve onarımı standart ve kolay; buna rağmen acaba özelleştirmeye niçin ihtiyaç duyuldu?

Özelleştirmenin amaçları bakımından irdeleyelim:

  1. Köprü ve otoyolların özelleştirilmesi “ekonomide rekabeti artıracak” mı?

  2. Köprü ve otoyolların özelleştirilmesi “ekonominin büyümesini teşvik edecek” mi?

  3. Köprü ve otoyolların özelleştirilmesi “ekonomide verimliliği artıracak” mı?

  4. Köprü ve otoyolların özelleştirilmesi “piyasanın etkinliğini artıracak” mı?

Dört sorunun da neredeyse tek kelimelik bir cevabı var: Hayır.

Soru: Belki de köprü ve otoyolların satılması, uygulanan ekonomik istikrar programına benzersiz bir katkı sağlayarak enflasyonun düşmesini hızlandıracak, olamaz mı?

Test Satışı: Yapılan “özelleştirme” ihalesini Türk firmalarının 185 milyar TL’ye kazandığını varsayalım.

Bu durumda ihaleyi kazanan firmalar bankalardan kredi talep edecek.

Bankalar, kredibilitesi olan müşterilerine, bu tip ihalelerinde genellikle %20 civarında özkaynak şartıyla yani %80 oranında kredi teklif ederler.

İhaleyi kazananların, hazırda %20 özkaynağı yoksa, başka bankalardan bu %20 özkaynağı da, kredi olarak alırlar.

Sonuçta firmalar satın alma bedeli 185 milyar TL’nin tamamını kredi olarak alırlar.

Soru: Bu bilgilerden ne anlamalıyz?

1) Bilgi: Hazinenin kredi kullanmasıyla, firmaların kredi kullanması piyasadaki para hacmi üzerinde benzeş etkiler oluşturur: “Para Arzı” artar.

Köprü ve otoyol ihalesi için kullanılacak krediler “para arzını” artıracağı için enflasyon üzerinde olumsuz etkiler oluşturur.

Belirgin Etki: Enflasyon yükselir.

2) Özkaynakla Ödeme: İhaleyi kazanacak firmalar, ödemeyi, özkaynaklarıyla yapamazlar. Çünkü Türkiye’de hiç bir firma veya firmalar grubunda 185 milyar TL nakit para olmadığı biliniyor.

3) Türk firmalarının yurt dışından kredi bulması veya yabancıların ihaleyi kazanması durumu: Son zamanlarda Türk Hazinesinin tahvilleri %7,5 faiz oranlarıyla satılıyor.

Bu borçlanmalar küçük küçük dilimlerle gerçekleştiriyor: Her bir ihale iki veya üç milyar dolar civarında; daha yüksek rakamları, mesela beş milyar dolar, test etmekten korkuyor.

“Carry Trade”le gelen kısa vadeli sıcak paraların da hedefi %15 ve üzeri bir kazanç.

Soru: Niçin yıllık getirisi %7 - %8 civarında olabilecek bir getiri için 15 yıllık bir riski göze alsınlar?

Kanaatimce yabancı yatırımcı ve kreditörler bu tip bir ihaleye “şimdilik” ilgi göstermeyeceklerdir.

Varsayalım ki geldiler; bu durumda cari işlemler açığı, kredi veya özkaynak farketmez, getirilen döviz tutarı kadar daralır ve bu ekonomiye olumlu yansır.

Enflasyona Etki Bakımından: Dışarıdan alınan kredi, enflasyon üzerinde, Hazine’nin TCMB’ye döviz satıp harcamasına benzer bir etki oluşturur.

Fakat ekonomiye etkisi olumlu olur.

4) Halka Arz Edilirse: Köprü ve otoyollar, firmalara değil de halka arz edilirse, halk da ödemeyi kendi birikimlerinden yaparsa bu, enflasyonla mücadelede en etkili yöntem olur.

Bu yöntem Hazine’nin, piyasadan para çekmesi anlamına gelir ve piyasadaki para arzı artmaz.

Enflasyonla ilgili son söz: Aslolan, Hazine’nin gelirlerini artırması değil harcamalarını azaltmasıdır.

Görüldüğü gibi her satış yöntemi aynı etkiyi oluşturmuyor.

ÖİB’E NE YAPILMALI

Devletin, “köprü ve Otoyollar”dan başka sahip olduğu başka varlıkları da var.

Zamanı gelince bunların da çoğu satılabilir.

Bir varlığın satılmasıyla özelleştirilmesi aynı anlama gelmez; satınca “sat ve unut” modu devreye girer; özelleştirince “sat ve izle”.

ÖİB’in sahip olduğu varlıkların çoğunun arsa veya gayrimenkul olduğu görülüyor.

Yani bir bakıma “sat ve unut” niteliğindeki varlıklar.

Bir zamanlar ÖİB’de çok nitelikli personel çalışırdı; şimdi durum nedir bilmiyorum fakat personeldeki yüksek nitelik devam ediyorsa, onları ÖİB’de atıl olarak tutmak bir bakıma israf olur.

Doğrusu küresel ölçekte “Özelleştirme Uygulamaları” artık revaçta değil ve adeta uyuma moduna geçmiş görünüyor.

Bu saatten sonra, faydalı ömrünü tamamlamış Özelleştirme İdaresi Başkanlığının geçmişte yapmadığı doğruların ve yaptığı yanlışların bir envanterini çıkarmaya gerek yok.

Geçmişte, başarıyı getirmiş yol, yöntem ve kurumlar bugün, başarısızlığın kaynağı olan bir ayak bağına dönüşebilir.

YORUMLAR (12)
12 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.