Galatasaray, Okan Hoca ve Icardi

Galatasaray’ın sloganıdır, “Mayıslar bizim” derler…

Mart’ta, Nisan’da da geri olsalar bu sloganın tılsımına inanırlar ve sürekli de tekrar ederler… Çoğu defa da haklı çıkarlar…

Nitekim de yine yanılmadılar ve yüzde yüz isabetle tezlerini bir kere daha ispatladılar…

Halbuki ligin başlarında ciddi bir F. Bahçe üstünlüğü vardı…

***

“Galiba Sarı-Lacivertli camia özlediği şampiyonluğa bu sezon kavuşacak” düşüncesi herkes tarafından paylaşılmaya başlanmıştı…

Hele de Portekizli teknik adam Jorge Jesus’un ortaya koyduğu karizma bütün rakiplerinin gözlerini korkuttu…

***

Abdullah Avcı yönetimindeki geçtiğimiz yılın şampiyonu Trabzonspor’un, kadrosunu daha da güçlendirmesine rağmen ligde ve Avrupa’daki çok kötü başlangıcı rakiplerine cesaret verdi…

Beşiktaş’ın Valerien İsmail yönetiminde çok dağınık görüntüsü, Kartal’ın da erken havlu atacak inancını doğurdu…

Galatasaray’ın dünya çapında büyük yıldızlar getirerek çok güçlü bir kadro kurmasına rağmen lige iyi bir başlangıç yapamaması, yeni hoca Okan Buruk’la ilgili erken ve haksız eleştirilere sebep olmuş, güvensiz bir ortam oluşturmuştu…

***

Kala kala da Jesus’lu F. Bahçe’nin rahat bir şampiyonluk alacağı inancını kuvvetlendirmişti…

Bu düşünce, Katar-2022, Dünya Kupası arasına kadar böyleydi… Ne olduysa ondan sonra oldu…

F. Bahçe bir anda tökezlemeye, kazandığı maçları bile ıkına sıkına almaya başlamıştı…

***

Galatasaray, Okan Buruk yönetiminde demek ki arayı iyi değerlendirmiş, yıldızları iyi yönetmiş, çok iyi bir takım olmuştu…

Öyle bir patlama yaptı ki, puan kaybetmeden büyük bir seri yakaladı ve bir anda zirveye yerleşti…

JESUS’UN NEFESİ, GÜNEŞ’İN TEHDİDİ

Her alanda kırılan rekorlarla da, hele F. Bahçe’nin kayıplarıyla da puan farkını açtı…

***

Şenol Güneş’in gelişinden sonra bambaşka bir kimliğe bürünen Beşiktaş, Galatasaray’ı ciddi şekilde tehdit etse de puan farkı kapatılacak gibi değildi…

Kartal’ın deprem dolayısıyla ligden çekilen takımlara verdiği 5 puanı da telafi edilmeyip son ümidi de sönünce Galatasaray, üst üste galibiyetlerle şampiyonluğunu ilan etti…

F. Bahçe, derbiyi görmeden rakibini alkışlamak zorunda kaldı…

***

Şampiyonlukta elbette ki müthiş bir kadro kuran Dursun Özbek yönetiminin payı büyük…

Bu kadroyu sevk ve idare edebilen ve her türlü şarta rağmen bir başarı hikayesi yazan Okan Hoca’nın emeği çok fazla…

Hamza Hamzaoğlu’ndan sonra kulübün bir başka evladı Okan Buruk da şampiyonluk yaşadı…

Temennimiz Hamza Hoca’nın kuyusunu kazanlar, Okan Hoca’ya da zarar vermez…

***

Tabii bir de Arjantinli büyük golcü İcardi’nin lige renk katışını, seviyeyi yükseltişini alkışlamamak mümkün değildi…

İşte yabancı getirecekseniz seviye bu olmalı…Fark oluşturacak futbolcular… Sıradan oyuncular değil…

Tebrikler Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde

başarılar…

UEFA, İNŞALLAH ŞAKA YAPMIYOR!

Türkiye’de kurumlar karar alır ama sulandırılır. Devlet kanun çıkarır, hükumet ciddi adımlar atar ama oradan da bir kaçış sağlanır…

TFF, iki de bir bir hamle yapar gibi görünür, sonrası, tornistan…

Kala kala ümidimizi dışarıya bağladık…

IOC, FIFA ve UEFA’nın koyacağı kurallara…

***

İşte UEFA, kulüplerin son yıllarda artan transfer harcamaları ve futbolcu maaşı konusuna el atmaya hazırlanıyormuş.

Buna göre UEFA radikal bir kararın eşiğindeymiş.

Son dönemde futbol kulüplerinin yaptığı astronomik transfer harcamalarını dikkate alan UEFA, kulüplere bu konuda üst sınır getirmeyi planlıyormuş.

Ödenen bonservis bedellerinin yanı sıra futbolculara verilen maaşlara da sınır koymak isteyen UEFA, radikal planını 2024 yılında devreye sokmak istiyormuş…

***

UEFA söz konusu planını devreye sokması halinde 2024 yılında kulüpler, bir sezonda elde ettiği gelirlerin yüzde 80’ini harcayabilecek.

2025 yılında ise oran yüzde 70’e düşürülecek.

Planın onaylanması durumunda kulüplere ciddi bir mali denetim getirileceği belirtiliyor.

Hadi inşallah diyelim. Tebrikler Caferin yönetimi, gelsin UEFA…

TEKVANDO KORE’DE DOĞDU TÜRKİYE’NİN SPORU OLDU

Tekvando, G. Kore’nin milli sporu.

Zaten Olimpiyat takvimine 1988 Seul Olimpiyatları’nda ev sahibi G. Kore’nin kontenjanından gösteri sporu olarak girdi…

Ancak Türkiye’nin de vazgeçilmez branşlarından biri… İlk derecemizi Seul’de yapmıştık…

İlk madalyamızı da 2000 Sydney Olimpiyatları’nda… O gün bu gündür, bütün Olimpiyatlar’da madalyamız garanti…

Altın, gümüş, bronz…

Altın adamımız Servet Tazegül’dür… Bahri Tanrıkulu efsanemizdir.

Tabii Dünya ve Avrupa şampiyonlarımız, her türlü organizasyonlardaki madalyalarımız çok fazla…

Şimdi de yeni bir yıldızı daha piyasaya sürüyoruz…

screenshot-2.jpg

Milli sporcu Merve Dinçel, Azerbaycan’da düzenlenen Dünya Tekvando Şampiyonası’nda altın madalya elde etti.

***

Bakü’deki şampiyonada kadınlar 49 kiloda tatemiye çıkan Merve Dinçel, ikinci turda Elizaveta Ryadninskaya’yı, üçüncü turda Suudi Arabistanlı Dunya Ali Abutaleb’i mağlup ederek çeyrek finale yükseldi…

Çeyrek finalde Kazak Botakoz Kapanova, yarı finalde İspanyol Adriana Cerezo Iglesias’ı yendi.

Merve, finalde son olimpiyat şampiyonu Taylandlı Panipak Wongpattanakit ile eşleşti. Rakibini eleyen Merve, altın madalya kazanarak büyük başarıya imza attı.

Alkışlar Merve’ye. Paris Olimpiyatları’nda da kürsüde görmek dileğiyle…

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum