Üniversiteler yüzyüze eğitime dönmeli

Üniversitelerimiz uzaktan eğitime, daha doğrusu öğretime geçmiş durumda… Yani sayıları 8 milyon civarında olan öğrencilerimiz online öğretime tabi tutuluyor…

Ve onlara eğitim veren öğretim üyelerimiz, profesör, doçent, doktor, okutman hocalarımız pandemi sürecinde idmanını yaptığı bir sistemle öğrencilerini yarınlara hazırlıyor…

***

Aslında depremin sıcaklığında evsiz kalan insanımızı barınacakları geçici bir yuvaya kavuşturma adına çok insani bir tavır ve samimi bir tedbir olsa da, uzaktan eğitimin makul ve mantıklı gerekçeleri yok.

Var belki ama çok az… Bu gerekçelere biz asla ikna olmadığımız gibi öğrencileri de asla tatmin etmiyor…

Çünkü Türkiye’de yaklaşık 8 milyon öğrenci varken, Kredi Yurtlar Kurumu’nun ülke genelindeki yatak kapasitesi 800 bin civarında. Yani toplam yatak kapasitesi, öğrenci sayısının sadece yüzde 10’u…

***

Yüzde 10’u yurtlarından çıkarıp depremzedeleri yerleştirelim derken Türkiye’mizin yıllarını kurtaracak öğrencilerimizin yüzde 90’ını da mağdur etmiş olmuyor muyuz?…

Yani tam 7 milyon öğrenci uzaktan öğretime tabi tutularak okullarından, hocalarından, yüz yüze temastan mahrum kalıyor…

***

Bu çözüm, hiç de rantabıl değil… Bilakis, zaten çok eleştirilen, ağır aksak giden eğitim modelimizi daha da verimsiz hale getirecektir…

Ülkemiz kuşkusuz çok büyük bir felaket yaşadı. 11 ilimizi kapsayan depremde hasar gören 10 binlerce bina var…. Bu binaları terketmek zorunda kalan yüz binle, göçebe hayatı yaşıyor…

Ülkemizin her tarafına dağılmış durumdalar… Eş dost akraba, gönüllü, ensar ne kadar yürekli insan varsa onlara kucak açmış…

Bir de depremzedeler için kira yardımı var… Bunu daha da yaygınlaştırarak yurtları, öğrencilere geri vermek mümkün olmaz mı, pekala olur…

***

Belki de depremzedeler yeni evlerine kavuşuncaya kadar üniversitelerin KYK yurtları kullanılacak. Bu sebeple üniversiteler yaz ayına kadar tatil olacak. Eğitim ise uzaktan online olarak devam edecek.

Evlerin bitmesi şartına bağlanması, yapımının uzaması halinde gelecek yıla sarkacak mı, o da ayrı bir muamma…

ÖĞRENCİLERİN YÜZDE 90’I EVİNDE, SADECE YÜZDE 10’U YURTLARDA KALIYOR

Aslında tıp ve diş hekimliği ile sınırlandırılan staj programlarının da henüz başlayıp başlamadığı meçhul, ancak bunun dışında daha çok sayıda programın da yüzyüze olma zorunluluğu bulunuyor…

***

YÖK tarafından açıklanan 2021-2022 dönemine ait yüksek öğretim istatistiklerine göre, Türkiye’deki üniversitelerde ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde kayıtlı toplam öğrenci sayısı 8 milyon 196 bin 959 idi.

Yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin toplam sayısı ise 467.811’dir. Yabancı uyruklu öğrenci sayısı ise 260.151 olarak açıklandı.

Buna karşılık 9 Eylül 2022’de yayınlanan Milli Eğitim Bakanlığı Örgün Eğitim İstatistikleri Raporu’na göre 22 Haziran 2022 itibariyle Türkiye’de Kredi ve Yurtlar Kurumu’na bağlı 776 yurtta toplam 759 bin 838 kişilik kapasite var.

Ülke genelindeki özel öğrenci yurtlarının sayısı ise 4 bin 692.

UZAKTAN EĞİTİMİN SAKINCALARI

İstanbul’da bu yıl 824 bin 517 üniversite öğrencisi bulunuyor. KYK’ya bağlı 22 yurdun kapasitesi ise sadece 29 bin 794.

İstanbul’da ticari özel, dernek, vakıf, şahıs ve üniversitelerin kendi yurtlarından oluşan özel öğrenci yurtlarındaki yatak kapasitesi ise İstanbul’da 100 bin 645.

İstanbul’da yüzde 5’ini ilgilendiren yurtlar sebebiyle bütün öğrencilerin yüzde 95’ten fazlasını uzaktan öğretime tabi tutmak pek akıl karı değil…

Doğrusu çok da yanlış bir uygulama…

***

Bırakın yarım yılı, 1 ay, bir haftayı, bir günü, bir dersi bile feda edebilecek durumda olan bir ülke değiliz…

Üstelik uzaktan öğretimin pandemi şartlarındaki verimsizliği ortadayken…

MEB üniversitelerimizin saygın öğretim kadrosu ve öğretmenlerinin fedakarca çabasına rağmen öğrencilerimizin büyük kısmı bu sisteme motive olamadı…

***

Ders ortamından uzaklaştı, çoğu eğitimden koptu, uzun süredir de adapte olmakta zorluk çekiyor…

Yeniden böyle bir hayata mahkum olmak, gerçekten düzelmesi uzun zaman alacak izler bırakacak…

Çok azı belki bunu fırsata çevirmeyi biliyor ancak pek çoğu online derslere katılım sağlamıyor, dışarda gezmeyi, bilahare telafi etmeyi tercih ediyor…

Bütün planını okula göre yaptığı için yeni bir programla hayatını düzene koyamıyor…

BİR AN ÖNCE ÜNİVERSİTELER AÇILMALI

Bir kısmı fırsat bu fırsat part time çalışıp aile bütçesine katkı sağlıyor da olabilir ama kendi okuluna paralel bir meslekte iştigal etmediği için kopukluk yaşıyor…

Bazıları okul dışı arkadaşlıklarla belki de uzun süre sıkıntısını yaşayacağı zararlı alışkanlıklar da ediniyor…

Yurtlarını boşaltan bazı öğrenciler, barına ihtiyacını karşılayamadığı için deprem bölgesinde virane olmuş ortama geri dönüyor ve orada da zorlu hayatın bir parçası oluyor…

***

Özellikle deprem bölgesinin gençleri zaten ailesinin yaşadığı dramı, kendi derdiyle birleştirerek daha büyük sıkıntıları yüklenmek zorunda kalıyor…

Bu şartlarda verimli geçebilecek herhangi bir ders yok… Dolayısıyla yarınlarımızı emanet edeceğimiz gençlerimize yeni kayıplar yaşatmaktan başka bir işe yaramıyor…

Evet ilk tedbir olarak yurtların depremzedelere açılması elbette normal. İtirazımız yok…

***

Ancak bütün okulları özerk YÖK ve üniversite yönetimlerine bırakarak hızlı bir şekilde yüz yüze eğitim-öğretime geçilmesi gerekiyor…

Devletimiz büyüktür ve 800 bin kapasiteli yurtta kalan öğrencilerimizin şartlarını eğitime uygun hale getirir…

7 milyon öğrencimizi ise daha fazla bekletmeden, hemen okullarıyla en kısa zamanda buluşturmalı…

YORUMLAR (12)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
12 Yorum