Dindar mahalleye dadanan küçük troller

Bugüne kadar değişik vesilelerle yazdım, son günlerde dindarların mahallesinde gerilim satmaya çalışan bazı devşirmelerin azgın trollükleri dolayısıyla bir kez daha altını çizme gereği duyuyorum.

Geçmişte olduğu gibi bugün de dindarlar bu ülkenin hep vicdanı olmuşlardır. Zaten ilkesel düzlemde dindarlığı bir hayat tarzı olarak seçenler başkalarının haklarına saygılı olmak, herkese adil davranmak ve ahlaklı olmakla mükelleftirler.

Şimdilerde dindarların mahallesine dadanan devşirmelerin çok anlayabileceği bir durum değil ama, mütedeyyin insanlar bu ülkede Cumhuriyet tarihinin değişik dönemlerinde büyük mağduriyetler yaşadılar, haksızlığa uğradılar. Ama buna rağmen, hiçbir şekilde kutuplaşmanın müsebbibi olmadılar. Dindar mahallenin yeni kabadayıları için yine hiçbir anlam ifade etmeyecek biliyorum ama, dindarlar bu topraklardaki kardeşliğin temel taşlarıdırlar.

Eğer ülkede bir gerilim ve kutuplaşma ortamı varsa, buna öncelikle dindarlar itiraz etme ve gerilimi yumuşatma ihtiyacı hissederler, çünkü kardeşlik ve barış en çok onlara yakışır. Ama görüyoruz ki dindarlarla bugüne kadar yolları hiç kesişmemiş olan mahallenin yeni kabadayıları, bu kardeşlik işinden pek hoşlanmamışlar. Normaldir... Çünkü bu arkadaşlar memlekette ne kadar fazla gerilim olursa o kadar fazla ekmek kazanacaklarını düşünüyorlar. Ayrıca dindarların değerleri hiç umurlarında da değil...

Ama bizim umurumuzda... O kadar umurumuzda ki, siyaseten ifade etmek gerekirse mesela 'AK Parti 1 Kasım seçimlerinde tek başına iktidar olduğunda' bile eğer bu troller için bir mahzuru yoksa herkesle uzlaşarak kardeşçe yaşamak istiyoruz.

Ayrıca birlikte yaşama irademiz tek başına iktidar ya da koalisyonlara endeksli filan değildir. Son 13 yıllık AK Parti iktidarının sağladığı siyasi iktidar tecrübesiyle söylemek gerekirse, 1 Kasım seçimlerinde de toplumun tercihi elbette aynı siyasi istikrarın yeniden yakalanmasıdır. An itibariyle araştırma şirketlerinin verileri de istikrarın kelimenin tam anlamıyla bıçak sırtında olduğunu göstermektedir.

Ancak her şeye rağmen seçmenin tercihi farklı tecelli ederse dünyanın sonu da olmayacaktır. Ayrıca sandıktan koalisyon çıktı diye milletin iradesi hilafına arayışlara girecek halimiz de yok. Dolayısıyla dindar mahalleye musallat olan bu yanaşma trollerin söylediği gibi eğer sandıktan çıkan sonuca göre bir koalisyon kurma zarureti doğarsa bu ABD’nin, Almanya’nın, Rusya’nın ya da İsrail’in istediğini yapmak anlamına gelmez.

Doğrusu makul olana tahammülsüzlük nedir anlamakta güçlük çekiyorum. Mesela memleketteki kutuplaşmadan kurtulmak ve gerilimi düşürmek için güçlü bir kardeşlik ve birlikte yaşama iradesi yükselten Yeni Şafak gazetesine karşı öylesine bir trol saldırısı başlatılıyor ki, sanırsınız memleket işgal edilmiş ve yeniden bir istiklal mücadelesi başlatmamız gerekiyor.

Vakıa şu ki; bu ülkede huzurdan, barıştan rahatsız olanlar her zaman olmuştur. Özellikle de dindarların toplumsal hayatta daha görünür hale gelmesi bazılarının keyfini hep kaçırmıştır. Nitekim tıpkı eski Türkiye'de olduğu gibi çatışmacı bir dille dindarlara karşı nefret üretmeye devam eden kimi sol ve liberal çevreler, bugün de 'Başka Türkiye yok' sloganıyla başlatılan birlikte yaşama kampanyasına burun kıvırarak bakmaktadırlar. Yani kutuplaşmaymış, gerilimmiş hiç umurlarında değil...

Bunu anladık da, ya dindar mahallede eski Türkiye ahalisiyle aynı paralel evrende buluşan devşirme trollere ne demeli... Eskiden bizim mahallede milleti birbirine kırdırmaktan mutluluk duyanlar pek olmamıştı. Ancak şimdi devşirme yoluyla AK Parti’nin etrafında gecekondu çadırları kuran trol tayfası hiçbir ahlaki kural ve memleket menfaati gözetmeksizin her önüne gelene saldırmakta bir beis görmüyorlar.

YORUMLAR (9)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
9 Yorum