Gül, 7 Haziran içindaha net mesaj vermeli
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül AK Parti’nin kurucu isimlerinden, temel taşlarından birisidir. Bu partinin iktidarında Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık ve nihayetinde cumhurbaşkanlığı yapmıştır. Türkiye cumhuriyetinde makamların en yükseğine mazhar olmuş bulunan Gül şimdi siyasetin dışındadır.
Abdullah Gül teknik olarak her ne kadar siyasetin dışında gözükse de, kelimenin en temel anlamıyla bir AK Partilidir. Dolayısıyla bugün söylediği ya da söyleyeceği her söz AK Parti bağlamı içinde
Yani Abdullah Gül artık ‘tarafsız’ bir isim değildir. Kendisini şu günlerde biraz AK Parti çerçevesinin dışında gibi hissediyorsa da, aslında o aynı misyonun bir tarafıdır, parçasıdır, üstelik de en güçlü bir parçası...
Son günlerdeki tartışmaları bir tarafa bırakıyorum. Çünkü bu durum tamamen konjonktüreldir ve AK Parti’nin “has dairesi”ndeki özü zehirleyecek nitelikte değildir.
Partiye gönül verenler zaman zaman incinseler de bu arızi durumları bir tarafa bırakabilirler ama bir şartla... Tam da seçimlere üç hafta kala AK Parti misyonunun öncü isimlerinden birisi olan Abdullah Gül’ün tribündeki seyirci koltuğundan inip 7 Haziran için çok açık ve net bir mesaj vermesi kaydıyla. Mesela şu günlerde muhalefet partilerinin çokça dillendirdiği koalisyon sevdasının Türkiye için bir “kabus” olacağını söyleyerek işe başlayabilir.
Zira 7 Haziran seçimleri Türkiye’nin geleceği açısından hayati bir öneme sahiptir. Son 13 yılda yakalanan siyasi istikrarla birlikte Türkiye, ekonomiden demokrasiye kadar her alanda konforlu bir geleceğin kapılarını araladı. Bu istikrar dönemindeki başarı hikayesini en iyi bilenlerden birisi Abdullah Gül’dür ve altında bizzat imzası bulunmaktadır.
Dolayısıyla Gül’ün “Ben nasıl olsa işin içinde değilim, şimdilik dışarıdan seyredeyim” şeklinde algılanabilecek bir duruş sergileme lüksü olmamalıdır. Nitekim Abdullah Gül’ün 7 Haziran konusundaki sessizliği, “AK Parti ile aynı karede yer almak istemiyor” şeklinde yorumlara yol açmaktadır ki, Gül böyle bir yoruma muhatap olmamalıdır.
Ancak bu haksız algıyı değiştirmek tamamen Abdullah Gül’ün elindedir. Baştaki cümleyi bir kere tekrarlamakta yarar var, Gül her şeyi ile AK Partilidir ve asla kenarda bir seyirci konumunda kalamaz. Başbakan Ahmet Davutoğlu her gün yükselen bir tempo ile meydanlarda kitleleri 7 Haziran’a hazırlıyor. Bu arada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da Türkiye’nin istikrarı için ter döküyor.
Abdullah Gül de meydanlara insin demiyorum elbette ama bu misyonun bir temsilcisi olarak yeni Türkiye’nin inşasında üzerine düşen katkıyı esirgememelidir. Mesela memleketi Kayseri’de başbakanla birlikte kürsüye çıkarak güçlü bir mesaj verebilir. Eğer Abdullah Gül için AK Parti’ye gönül verenler gerçekten bir anlam ifade ediyorsa onların yüreğine dokunmanın tam zamanıdır... Ayrıca vereceği bu katkı sadece AK Parti için değil, özellikle de Türkiye’nin geleceği açısından önemlidir.