Paralelin kötü mirası AK Parti'ye kalırsa...
Eminim ki hiçbirimiz Gülenist kesimin ya da paralel yapının son üç dört yılda Türkiye'ye yaşattığı kabus dolu günlerin fotoğrafını bile görmeyi asla istemeyecektir.
Malum Ergenekon ve Balyoz süreçlerinde adaletin canına okumakla kalmayıp, 7 Şubat MİT kalkışması ile biti daha da kanlanan, sonrasında mahremiyetlere tecavüz edepsizliğine imza atan bu yapı 17-25 aralık darbe girişimiyle birlikte hukuk ve ahlak dışılıkta zirve yapmıştı.
Toplum olarak bu günleri hep birlikte yaşadık ve gördük. Şükür ki devlet şimdi bu gayri meşru yapı ile ciddi bir mücadele yürütüyor.
Ancak bu yapı öylesine kötü bir miras bıraktı ki, şimdi yeniden AK Parti eliyle paralel benzeri yeni kabuslar yaşamaktan endişe ediyoruz. Maalesef bu partinin kandırılmak gibi bir zaaf noktası var...
Bu yüzden de yaşadığımız acı tecrübelerin altını tekrar tekrar çizmekte yarar var. Biliyoruz ki bu Gülenist örgüt sadece canı öyle istediği için gerek Balyoz ve Ergenekon davalarında, gerekse Tahşiye davasında hiçbir yasal suç tanımına itibar etmeden herkesi aynı torbaya doldurarak son yılların en büyük hukuk cinayetine imza atmıştı.
Özetle bugün 17-25 Aralık darbe girişimini hukuksal bir kepazeliğin simgesi olarak hatırlıyoruz. Nasıl geçmişteki ahlak dışı uygulamaları bugün hukuksal bir kepazelik olarak gösteriyorsak, unutmayalım ki şu günlerdeki hukukla izahı mümkün olmayan uygulamalar da yarınlara aynı şekilde örnek olarak aktarılacaktır.
Maalesef son dönemde tıpkı paralelcilerin yaptığı gibi hukuku dikkate almayan, vicdanlı olmak gibi bir erdeme inanmayan marazi bir anlayış, hepimizi utandıran görüntüler sergilemekten çekinmiyor.
17-25 Aralık'ta milli iradeye, Balyoz ve Ergenekon'da, Tahşiye'de adalete kumpas kurulması nasıl kabul edilemez bir durumsa, bugün de Erdem Gül ve Can Dündar'a müebbet isteyerek siyasi iktidarı zora sokmak aynı şekilde kabul edilemez bir durumdur.
Gülenist örgütün memlekete bıraktığı ahlaksız miras sadece bu kadarla sınırlı değil elbette. Mesela hala hafızalarımızda tazeliğini koruyan en çirkin örneklerinden birisi; kendilerine yan bakan herkesi fişleyip kayıt altına almasıydı.
Maalesef şimdi AK Parti etrafında kaçak gecekondular kuran habis bir yapı, tıpkı paralelciler gibi çirkin işlere heves etmiş bulunuyor.
Mesela parti içi rekabette ekarte edilmesi gereken birileri mi var, hemen bir 'kripto paralel' etiketi yapıştırırsın, anında işi biter...
Diyelim ki kendinizi AK Parti'nin misyon dünyası içinde tanımlıyorsunuz, ama aynı zamanda farklı bir duruşunuz var, zaman zaman da yine içeriden eleştirilerde bulunuyorsunuz. Siz artık iflah olmaz bir 'hainsiniz' demektir. Ya da birilerinden icazet almadan konuşmak ve de yazmak gibi kötü bir alışkanlığınız var, siz düpedüz bozguncusunuz...
İşte paralelin memlekete ve özellikle de AK Parti'ye bıraktığı en kötü miras...