Paradigma nasıl değişir?

Erdoğan’ın son seçim zaferi hiçbir yanlış anlaşılmaya izin vermeyecek şekilde bir paradigma değişimi anlamına geliyor. Ak Parti’nin iktidara geldiğinden beri, özünde hiçbir değişikliğe uğramadan sürdürülen muhalif söylem, son seçimlerle birlikte artık misyonunu tamamladı. Aynı minvalde sürdürülecek bir muhalefetin artık hiçbir işe yaramayacağı net bir biçimde anlaşıldı.

Altılı Masa liderlerinin yaptığı açıklamalar ve imalar bu birlikteliğin sürdürülmesinin artık mümkün olmayacağına yönelik işaretlerle dolu. Altılı Masa’nın siyasal olarak da toplumsal dinamikleri harekete geçirecek bir gücü ya da heyecanının kalmadığı açık. İktidar bu gerçeğin farkında olarak hareket edecek. Muhalefetin de bunu hızla fark ederek zaman kaybetmemesi gerekir.

Muhalefetin sisteme yönelik eleştirileri belki hala anlamını koruyor ancak sunduğu alternatifler, başta parlamenter sisteme geri dönüş olmak üzere artık anlamını kaybetmiştir. Başkanlık sistemi artık geri dönüşsüz bir şekilde kendisini ikame etmiştir ve bundan sonra bu temel ön kabulle hareket edilmesi kaçınılmazdır.

***

Muhalefetin, başkanlık sistemi karşıtlığı üzerinde sürdürdüğü meşruiyet tartışmaları da bu bağlamda anlamınız kaybetti. Artık başkanlık sisteminin mevcudiyeti tartışma dışı kalmıştır. Bundan sonra kimin daha iyi bir başkanlık sistemi sunacağı tartışılacak.

Millet aç ekmek bulamıyor anlatısı, yaşam gayesi orta sınıfa dahil olmak, müreffeh bir yaşam sürmek olan seçmenleri ikna edemedi. Millet fakirlik ve yokluğu iktidarın beka, terör, lgbt popülizmine tercih etti anlatısı da muhalefetin hala kendini kandırmaya devam ettiğini gösteriyor. Ak Parti’ye oy verenler, tam da muhalefetin yaşanan ekonomik sorunları çözemeyeceğine emin olduğu için Erdoğan’ı tercih etti. Yani terörle mücadele etme uğruna refahlarından feragat etmediler, refahlarını düşündükleri için Erdoğan’a oy verdiler

Muhalefetin artık başkanlık sistemine karşı değil, bu sistem üzerinden alternatifler oluşturması gerekiyor. Bir kişinin ağzından çıkanların kanun olduğu anlayıştan, kontrol edilebilir, hukuken müdahale edilebilir bir yapıya dönüşmesi için çaba harcamak gerekiyor.

***

Böylesi bir vasatın oluşabilmesi için en etkin ve uygun araç ise yeni bir anayasadır. Muhalefetin toplumsal kabul gören yeni bir anayasanın ahlaki öncülüğünü üstlenme imkanı halihazırda mevcuttur. Yeni anayasanın yapılması için iktidarla ne pahasına olursa olsun çatışmak yerine, yapıcı bir tavır sergilemek stratejik olarak muhalefetin sergileyeceği en akıllı yöntem olacaktır. Bir kararsızlık ve kaos durumunda kamuoyunun tam da bu gerekçelerle tercih ettiği başkanın yanında yer alacağını artık bir kez daha tecrübe etmeye gerek yok.

İktidarın aslında toplumun tüm kesimleriyle empati kurmaya ihtiyacı yok. Bariz bir seçim galibiyeti, kendisine tam bağlı bir bürokrasi ve medya kanallarına sahip. Tüm bunları da seçmen desteği ile elde etti. Sadece iktidarın içindeki sağduyu sahibi insanların toplumsal uzlaşma adına gayret göstermesini umut edebiliriz. Ama toplumun tüm kesimlerinin içinde kendisini iyi hissettiği Türkiye ancak güçlü bir Türkiye’dir. Günün sonunda iktidarın seçimle belirlendiği bir ülkede hiç kimsenin bu gerçeği unutma lüksü yok.

YORUMLAR (25)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
25 Yorum