Pekin’deki olimpiyat şovu

Türkiye’de kış sporlarına ilginin sınırlı olması dolayısıyla Çin’de başlayan kış olimpiyatları etrafında kopan siyasi fırtına yeteri kadar dikkat çekmedi. Oysa batı kamuoyunda aylarca önceden başlayan tartışmalar, Pekin’deki kış olimpiyatlarını bir spor etkinliğinden öte, siyasi güç mücadelesi alanına dönüştürdü.

Pekin’deki kış olimpiyatları bir spor etkinliği olmaktan çoktan çıktı ve her gelişmesinin siyasi bir anlama büründüğü, gösteri haline geldi. Batılı ülke liderlerinin oyunların açılışına katılmayarak verdiği mesaja karşı, açılışa katılan devlet başkanlarının vermiş olduğu mesaj da boykot silahının artık zannedildiği kadar etkili olmadığını göstermesi açısından ilginçti.

Rusya Devlet Başkanı Putin’in açılışa katılması ve Çin Devlet Bakanı Şi Cinping ile yaptığı yıllık 10 milyar metreküplük doğal gaz anlaşması her iki ülkenin de ABD ve batıya karşı sahip oldukları ekonomik ve siyasi potansiyeli gösteriyor.

***

Açılışa katılan Pakistan, Kazakistan, Suudi Arabistan ve Mısır liderleri de kış sporlarına duydukları ilgiden değil, Çin’le olan ekonomik ve siyasi ilişkilerini geliştirmek için Pekin’deydiler ve Şi Cinping’in bu jestlerini karşılıksız bırakmayacağını düşünüyorlar.

Pekin’deki kış olimpiyatları açılışının en trajikomik olayı ise Çin adına olimpiyat meşalesini yakanlardan birisinin Uygur kökenli Dinigeer Yilamujiang isimli kadın kayakçı olması. Milyonlarca Uygur Türkü’nü toplama kamplarına hapseden Çin devletinin dünya kamuoyu ile adeta alay edercesine böylesi bir siyasi şova kalkışması da muhtemelen uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek.

Kış olimpiyat oyunları özellikle Putin’in de katılımıyla ABD ve Batı’ya karşı bir güç gösterisi haline geldi. Şi Cinping ve Wladimir Putin’in benzer beklentileri ve ortak düşmanları var. Bölgesel güç oldukları tartışılmayacak iki ülkenin başarılı bir stratejik ortaklıkla süper güç haline gelmeleri ihtimal dışı değil.

***

İki ülke arasında tarihte Rus çarları ve Çin krallarını savaş haline getiren 3600 km’lik bir sınır bulunuyor. Putin, Şi Cinping’in 2 yıllık korona izolasyonundan sonra kabul ettiği ilk lider. Şi, Putin’i “eski arkadaşım” olarak isimlendiriyor. Putin ise Şi’ye ‘’Arkadaş ve yoldaş’’ diye hitap ediyor.

Birlikte batının hakimiyetini kırmak ve dünya siyasetinden yeni bir güç dengesi kurmak istiyorlar. Her ikisi de nerdeyse aynı yaşta Putin 1952 doğumlu, Şi ise 1953. Her ikisi de yasalarda yaptıkları değişikliklerle ülkelerinde ölene kadar devlet başkanı olma imkanını kazandılar.

Her iki ülkenin de yaşadıkları Ukrayna ve Tayvan krizlerinde benzer yaklaşımları var. Putin Ukrayna’yı bütünleşmiş bir birlik ve iki ülkenin vatandaşlarını da bir halk olarak görüyor. Ukrayna Putin’e göre bağımsız bir ülke değil, kültürel ve tarihi olarak Rus mirasına ait.

***

Şi Cinping de Çin’in Tayvan’la birleşmesini kutsal bir görev olarak görüyor. Şi, Çin’in büyük bir güç olma hayalinin ancak ‘’ayrılık yarasının’’ kapanmasıyla mümkün olacağını belirterek, “ Yeniden birleşme olmak zorunda ve olacak’’ diyor. Şi, bu birleşmenin kendi yönetimi döneminde olması için elinden geleni yapıyor.

Çin ve Rusya’nın büyük hayallerini gerçekleştirmesi, sonu dünyanın geri kalanı ile savaşa varacak kadar büyük engellerin aşılması ile mümkün. Aslında bir sosyalist proje olan her iki ülke de şimdi halkın motivasyonunu, ulusun önüne koydukları ulvi hedeflerle korumaya çalışıyor. Olimpiyatlar gibi büyük etkinlikler de siyasi gösteriler için büyük fırsat sunuyor, hele stratejik ortaklar da bu gösteriye katılınca.

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum