Stagflasyon

Enflasyon kavramını -maalesef- tüm vatandaşlarımız bilir. Genel bir tanım yaparsak paranın değer kaybetmesi ve buna bağlı olarak fiyat seviyelerinin yükselmesidir. Özet bir ifadeyle hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı demektir.

Ancak son zamanlarda Türkiye’de maalesef bunun bir aşama daha kötüsüne doğru gitmekteyiz. Bunun alametleri var; adı da stagflasyon. Onu da tanımlarsak; bir ülkede fiyatların artmasına ek olarak ekonominin de küçülmesi diyebiliriz. Çok daha kötü bir senaryo.

Hali hazırda anlamsız bir faiz baskılaması ile ciddi bir kur krizi içerisindeyiz. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak da bir negatif reel faiz ortamında yaşıyoruz. Hatta bu gezegendeki en yüksek negatif reel faiz ülkemizde bulunmakta.

Bu uygulama ile yerli para aşırı hızlı bir şekilde değer kaybediyor. Değerini koruyabilmek için de emtia, emlak, altın gibi diğer araçlara hücum ediyor. Bu da o araçların fiyatlarını arttırıyor. Bütün bu olan bitene bir de küresel enflasyon eklenince, o zaman durum daha da vahim bir hal alıyor.

O küresel enflasyon ki hiç de geçici gibi durmuyor. Özellikle gıda ve enerji fiyatlarında oluşan enflasyon bir süre daha hayatımızda kalacak. BM Gıda Programı Başkanı David Beasley, Rusya Devlet Başkanı Putin’e seslenerek: “Sayın Putin, eğer bir vicdanınız varsa lütfen Ukrayna limanlarını açın” dedi.

Neden böyle seslendi Beasley? Çünkü, Dünya’da giderek artan tahıl, buğday vb. temel gıdalardaki arz düşüşünü ve bunun yarattığı fiyat artışını engellemeye çalışıyor. O kadar üst makamdaki birisinin, adeta yalvarması gidişatın ne kadar zor olduğu konusunda bir göstergedir.

Tekrardan yurt içine dönersek, hükümet de gidişattan rahatsız ki alelacele bir takım uygulamalarla durumu yumuşatmaya uğraşıyor. 2021 Aralık ayındaki kura endeksli mevduat hamlesi bunun bir parçası idi. Şimdi ise kira kontrolleri, süper bono, kambiyo kısıtlamaları gibi başka önlemler ortaya konuyor.

Asıl sorun çözülmeden, ana hastalık nedenleri tedavi edilmeden, pansuman tedbirlerle bir netice alınması mümkün değil. Yapılması gerekenleri bir çok kereler bu sütunlarda dile getirmiştik. Bir daha bahsetmeyeceğiz.

Bu yazı kaleme alındığı sıralarda Merkez Bankası (MB) Para Kurulu’nun faiz kararı açıklandı ve faiz sabit bırakıldı. Piyasanın beklentisi de bu yönde idi. Ancak madalyonun bir de öteki yüzü var.

Bu kararın sadece bir ekonomi kararı olmadığını iddia eden görüşler mevcut. Zira artık ne halkın ne piyasanın ne de diğer paydaşların bu ekonomik gidişata tahammül edecek halleri kalmadı.

Bu görüşlere göre faizin sabit bırakılması çok fazla zaman geçmeden bir erken seçim yaklaşıyor anlamına geliyor. Tabii ki bu bir iddia, kesin değil. Fakat giderek daha fazla seçim konuşulan bir döneme giriyoruz. Yaz aylarında ilan edilecek ve sonbaharda gerçekleşecek bir erken seçim.

Zor bir Dünya’da, zor ekonomik şartlar altında yaşıyoruz. Bir stagflasyonun ve seçim ekonomisinin arifesindeyiz. Çok ihtiyatlı ve hesaplı hareket etmek, ihtiyaç olmayan her harcamadan kaçmak lazım…

YORUMLAR (14)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
14 Yorum