Din kadınlar için cam tavan gibi mi?

Hep duyarız kadınlar, belli toplumsal rolleri biraz aşınca bir cam tavan etkisi ile karşı karşıya kalırlar, "hep duyarız" dememin sebebi bazılarımız yaşar, hepimiz değil, o sebeple.

Dindar kadınlar ise cam tavanların bir ikisini aşarak belli toplumsal roller edinmeyi başarsalar bile ikinci bir cam tavana denk geliyorlar sanki, "hem dindar hem falan olman zor" cam tavanı o, 'falan" yerine pek çok farklı sözcük de konulabilir, hangi meslekte biraz yükselmişseniz onu varsayın.

Ben sosyal çevremde böyle bir cam tavana maruz kalmamış az sayıda kadından biriyim çok şükür ama zaman zaman başkaları mesela bir yorumda "Dindarsınız, resminizden belli, yazarlığınıza niye yansıtıyorsunuz?" diyebiliyor hatta başka bir yorumda: "Müslüman ülkelerde kadınların ayaklarında din prangası var" benzeri bir cümle vardı, şimdi olumlu tarafından bakıp "bunlar yapıcı eleştiri" demek isterdim ancak içim elvermiyor.

Din, benim için bir çeşit hayatı anlamlandırma biçimi, herkesin yok mu, herkesin var bir çeşit "hayatı anlamlandırma biçimi" ya da başka bir ifade ile "hayata bakış açısı" diyeyim ya da "gözlük" diyor bazıları, "hayata o gözlükten bakıyorum" diyor. Bu kimi için din oluyor, kimi için ideoloji, kimi için farklı bir olgu.

Adı her ne olursa olsun bir sabite çerçevesinden hayata bakmak da tutarlılık sergilemektir, şöyle bir düşünün: bir yazar; bir din, bir ideoloji veya başka bir olgu çerçevesinden hayata bakıyorsa onun hayata karşı tutarlı bir yaklaşımı gelişmiştir, bu yaklaşım "sabitesi çerçevesinde yenilikçiliğe, problem çözmeye ve gelişime açıktır, sabitesi dışına savrulmamaya çalışır" demektir, bu da güzeldir, hele sabiteniz dünya üzerindeki tüm insanlığa hitap eden ve geçmişi ilk insan Adem aleyhisselama dayanan İslam dini ise.

İslam dini, iman esasları çerçevesinde "Peygamberlere iman ve kitaplara iman" ilkelerini de içerdiği için dünya üzerindeki tüm insanlığa hitap etmekte.

Durum böyleyken yaşadığım hayatı, yaşadığım hayattaki problemleri anlamak, anladığım ölçekte bu problemlere çözüm üretmek için neden başka sabite arayayım ki!

Şimdi okurla dertleşme misali bu cümlelerden sonra "Din kadın için camtavan mı?" sorusuna geleyim.

Din, kişi eğer kendi düşünce dünyasını kendisi yönetebilecek kadar yetkinleşmişse kimse için camtavan değildir, kadın, erkek hiç fark etmez.

Kişi, eğer kendi düşünce dünyasını, sabitesi ekseninde -örneğimizde din- kendisi yönetebilecek kadar yetkinleşmemişse problem başlar, nasıl mı, kendisinden daha yetkin kabul ettiği dinî otoritelerin adeta sözcülüğûnü yapmaya başlayarak, mesela, "falan hoca şöyle diyor, filan şeyh itiraz ediyor.." Bunlar öyle basit görüş aktarımları değildir, kendi görüşünü oluşturamadığı için bir anlamda tutturmaktadır o kişilerin görüşü üzerinde, 15 Temmuz'da benzerlerini gördük mü, gördük.

Buraya kadar kadın, erkek farkı söz konusu mu, değil, görüyorsunuz.

Kadınlarda durum biraz daha hassas çünkü, bir kadının kendi düşünce dünyasını yetkinleştirmesinin önünde, bir erkeğin kendi düşünce dünyasını yetkinleştirmesinden farklı olarak bilin bakalım ne var?

Cam tavan...

Artık o cam tavan nelerden müteşekkil varın kendi sosyal çevreniz ölçeğinde siz belirleyin.
Ayrıca, bir kadının yetkinleşmesini istemeyenler, ister kadın ister erkek olsun, varlıklarıyla bizatihi kendileri o cam tavanı teşkil etmiyorlar mı, ne dersiniz?

Bu vb sebeplerle duygu ve düşünce dünyası yetkinleşmiş, bir alanda mesleğini eline almış kadınlar, diğer kadınlara da örnek olup yol göstereceği için iyidir.

YORUMLAR (21)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
21 Yorum