‘Askerlik mesleğinin farkı üniforma giymesi değildir’

Mete Yarar

El Bab’la ilgili haberler ardı ardına gelmeye devam ediyor. El Bab’ın ele geçirildiği veya kuşatıldığı gibi yazılar sonuç beklenmeden söyleniyor ve yazılıyor. Harekatla ilgili haberler geçilirken operasyonda sıklıkla Özel Kuvvet ismi öne çıkarılıyor.

İşte bu iki yazılan konu bile Fırat Kalkan’ı Harekatı’nın ve askerlik mesleğinin ne kadar anlaşılamadığını ortaya koyuyor.

Fırat Kalkan’ı Harekatı bir hibrit operasyondur. Bir tarafta MİT’in dış operasyon dairesi tarafından ÖSO yönlendirilmekte, diğer tarafta ise Özel Kuvvet Komutanlığı sorumluluğunda karma birlikler koordine edilmektedir. Askerlik mesleği en basit anlatımı ile bir takım oyunudur. Topluca kazanılır veya kaybedilir. En uçtaki adam ile en geride yemek yapan, aynı takımın bir parçası olduğunu unutmadığında yenilmez olduklarını bilirler. Kimse kimsenin rolüne talip olmaz ve rol çalmaz.

Bir gün öyle bir zaman gelir ki hiç adını duymadığınız birisi gelir ve herkes onun adını duyar. Fırat Kalkan’ı Harekatı’nda da aynen bunlar yaşanmaktadır. Bir gün bir bordo berelinin, bir gün mavi berelinin, bir gün siyah berelinin kahramanlık hikayesini duyarız. Meydanda kahramanlık için bere değil yürek gereklidir. Önemli olan aldığın eğitimi yüreğini koyarak sahada icra etmektir.

Bu meslekte insanlar birbirlerinin bilgisine hürmet ederse sahada başarılı olurlar. Rütbeler bilgiye hürmet etmemeye başladığında iş zaten baştan kaybedilir.

***

Cephe hattında insanların üniformalarının üzerinde rütbe işaretleri olmaz. Bu bir istihbarat ve güvenlik uygulamasıdır. Bunun yanında bir de gerçek durum vardır. Silah arkadaşlığı ve ikili destek grubu rütbeyi zaten içinde barındırmaz. Rütbe emir komuta birliğinin sürdürülmesi için gereklidir. Asıl önemli olan sırtının kollanacağının ve geride bırakılmayacağının bilinmesidir.

El Bab’da ve her yerde yanındakini korumak için kurulan saygı ve sevgi zinciri en etkin silahtan daha önemlidir. Sahada herkes birbirinin sırtını kollar, o yüzden de herkesin gözü cephe hattında olur. Bunu başaramayan ordular ise cephe hattında çok gerideki grubun ve komuta kademesinin kendilerini satıp satmayacağını düşünür. O nedenle de geriye kaçan ilk askerin ardından ordu çözülür. Musul’un teslimi sırasında yaşanan sahneyi göz önüne getirdiğinizde ne söylemek istediğimi net olarak algılarsınız.

Askerlik mesleğinde herkes bütün kimliklerini bırakarak cephede yer almak zorundadır. Kimsenin hangi etnisiteden veya mezhepten geldiğinin hiçbir önemi yoktur. Onlar kardeşler takımıdır ve kardeşler bu soruları birbirlerine sormazlar. Soranlar varsa da onlara zaten asker denmez. Askerlik El Bab’da keşfedilmedi ama bazı şahıslar El Bab üzerinden askerliği tanımlamaya çalışıyor. El Bab operasyonunun neden bu kadar uzun sürdüğünü veya ÖSO’nun neden bu operasyonun içinde yer aldığını sorgulamaya çalışıyorlar. TSK’nın bu operasyon içindeki kayıplarını abartarak mutlak bir yenilgi görüntüsü yaymaya çalışanlar bile oldu.

Yurt dışında hibrit bir operasyonun kimin kim olduğunu bilmeden nasıl yapılacağı konusunda tek bir satır bilgisi olmayanlar başımıza El Bab uzmanı kesildiler. ABD ve AB destekli PYD’yi göklere çıkaranlar, TSK ve ÖSO’yu yerin dibine soktular. İki grubu aynı kefeye koyarak tartmaya çalıştılar. Üzgünüm, ne insanlık çapımız ne de vicdanımız aynı tartıda olmayı bile kaldıramaz.

Biz onlar gibi yarın sabah bu coğrafyayı bırakıp gitmeyeceğiz, biz her daim burada olacağız. Olmak için de insanlıktan vazgeçmememiz gerektiğini biliyor ve aklımızdan çıkarmıyoruz.

Askerlik üniformadan ibaret değildir.

Allah yar ve yardımcınız olsun.

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (11)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.