Kredi borçları nedeniyle varlık yönetim şirketlerinin (VYŞ) haciz kıskacında olan milyonlarca vatandaşa umut ışığı doğdu! Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) eski üyesi Prof. Dr. Kemal Çevik, bankaların batık kredilerini devralarak vatandaşa adeta haciz yağdıran varlık yönetim şirketlerinin kendilerinin de, yaptıkları hacizlerin de hukuken "yok hükmünde" olabileceğini iddia etti. Bu çarpıcı açıklamalar, borç batağındaki birçok kişi için yepyeni bir hukuki mücadele kapısı aralayabilir.
BDDK ESKİ ÜYESİ PROF. DR. KEMAL ÇEVİK'TEN BOMBA GİBİ İDDİALAR!
Sözcü'den Erdoğan Süzer'e konuşan Prof. Dr. Kemal Çevik'in açıklamalarına göre, Çevik'in temel iddiaları varlık yönetim şirketlerinin yasal statüleri ve işleyiş biçimleriyle ilgili ciddi soru işaretleri barındırıyor. İşte Prof. Çevik'in borçlulara umut veren o tezleri:
"VYŞ'ler Kanunla Değil Yönetmelikle Kuruldu, Bu Onları Hükümsüz Kılar!":
Prof. Çevik'in en can alıcı iddiası, Türkiye'deki varlık yönetim şirketlerinin kanunla değil, BDDK'nın bir yönetmeliği ile kurulmuş olması. Çevik'e göre, bu durum şirketlerin hukuki varlığını temelden sakatlıyor ve dolayısıyla tüm işlem ve eylemlerini "hükümsüz ve geçersiz" hale getiriyor.

"Tüzel Kişilikleri Yok, Dava Açamaz, Haciz Gönderemezler!":
Bu şirketlerin hukuken tam anlamıyla bir "tüzel kişiliğe" sahip olmadığını öne süren Prof. Çevik, bu nedenle dava açma veya haciz gönderme gibi yasal yetkilerinin de bulunmadığını savunuyor.
"Dayandıkları Dijital Veriler de Hukuki Değil!":
Çevik, dijital bankacılığın da kanunla kurulmadığını, bu şirketlerin tüm işlemlerinin ve borç takiplerinin dayandığı dijital delillerin ve çekirdek bankacılık sistemi verilerinin de hukuki geçerliliğinin tartışmalı olduğunu belirtiyor. Kendi yazdığı "Çekirdek Bankacılık Sistemi Hukuki Yaklaşımı ile Banka Hukuku" kitabında bu sorunlara dikkat çektiğini ifade ediyor.
"Kurullar Bağımsız Değilse Kararlar da Şaibelidir!":
Prof. Çevik, bankaların borçlarını bu varlık yönetim şirketlerine devrederken karar alan kurulların bağımsızlığının da sorgulanması gerektiğini, BDDK'daki görevi sırasında hukuka aykırı kararlar alındığına şahit olduğunu (örneğin, bir bankaya 1.2 trilyon lira kaynak sağlanması) ve bu tür durumların borç devirlerini de geçersiz kılabileceğini ima ediyor.
BORÇLULAR İÇİN NE ANLAMA GELİYOR? HACİZLER DURDURULABİLİR, PARALAR GERİ ALINABİLİR!
Prof. Dr. Kemal Çevik'in bu iddiaları doğruysa, banka borçları nedeniyle varlık yönetim şirketleri tarafından sürekli telefonla rahatsız edilen, fahiş masraflarla borcu katlanan ve haciz tehdidiyle yaşayan milyonlarca vatandaş için yeni bir umut kapısı açılabilir. Borçlular, bu gerekçelerle:
- Varlık yönetim şirketlerinin yaptığı hacizlere ve icra takiplerine mahkemelerde itiraz edebilirler.
- Şirketin "tüzel kişiliğinin olmadığını" veya "hukuka aykırı kurulduğunu" öne sürerek borcun kendilerinden talep edilemeyeceğini savunabilirler.
- Mahkemelerin lehte karar vermesi durumunda, devam eden hacizler durdurulabilir, hatta varlık yönetim şirketine daha önce ödenmiş paraların iadesi bile gündeme gelebilir.

"BORÇLAR HER TELEFONDA KATLANIYOR" ÇİLESİ BİTEBİLİR Mİ?
Bankaların genellikle büyük indirimlerle varlık yönetim şirketlerine sattığı batık krediler, bu şirketler tarafından üzerine fahiş masraflar ve faizler eklenerek vatandaştan tahsil edilmeye çalışılıyor. Sürekli telefon aramaları, psikolojik baskı ve haciz tehditleriyle borçlular adeta canından bezdiriliyor. Prof. Dr. Kemal Çevik'in gündeme getirdiği bu hukuki argümanlar, "borçlar her telefonda katlanıyor" çilesine karşı önemli bir savunma mekanizması sunabilir.
Bu açıklamalar, önümüzdeki dönemde varlık yönetim şirketleriyle borçlular arasında çok sayıda yeni hukuki sürecin başlamasına neden olabilir. Kredi borcu ve haciz sorunu yaşayan vatandaşların, Prof. Çevik'in bu iddialarını dikkate alarak bir hukuk uzmanına danışmaları büyük önem taşıyor.
Gelinlerin gözde ürünlerindendi: Türkiye'nin 40 yıllık ünlü çeyiz firması iflas bayrağını çekti!
