Diyarbakır’dan kilometrelerce yol kat ederek Kırıkkale’nin Sulakyurt ilçesindeki ormanlık bölgeye gelen 5 aile, geçimlerini sağlamak için zorlu bir yaşam mücadelesi veriyor. Aileler, asırlardır Orta Asya ve Anadolu’da sürdürülen konar-göçer çadır geleneğini yaşatarak, altı ay boyunca doğayla iç içe çadırlarda kalıyor.
969 yıllık caminin hala cemaati var ama abdest alacak su yok! Tek istekleri tekrardan su verilmesi
DUMAN VE ATEŞ BAŞINDA GECE GÜNDÜZ NÖBET
Ailelerin mesaisi sabahın ilk ışıklarıyla başlıyor; ormanda kesilen meşe odunları traktörlerle ocak sahasına taşınıyor. Burada boyutlarına göre ayrılan odunlar, koni şeklinde dizilerek üzerleri saman ve toprakla örtülüyor. Ortalama 400-500 derece ısıda günlerce yanan odunlar, dikkatli bir sürecin sonunda mangal kömürüne dönüşüyor.
Ancak üretim süreci yüksek ısı, yoğun duman ve is nedeniyle oldukça zahmetli. Kömürlerin tamamen yanıp kül olmaması için aile bireyleri gece gündüz dönüşümlü olarak nöbet tutmak zorunda kalıyor. Karanlıkta dumanın içinde geçen gecelerde, ateşi kontrol altında tutmak için sabaha kadar ocak başında bekleniyor.

Ocaklarda nöbet tutmanın öneminden bahseden İbrahim Ertekin, tüm emeğin boşa gitmemesi için dikkatli olmaları gerektiğini belirtti. Ertekin, "Bütün işlemlerden sonra buraya getiriyoruz. Saman ve toprak atıp ateşe veriyoruz. Kömür kül olunca bütün emek boşa gidiyor. Gece gündüz bunun nöbetini tutuyoruz. Eğer tutmazsan bütün emekler boşa gider. O telaş sayesinde bu emekler oluyor" dedi.
SEZONDA 40 TON ÜRETİM, TONU 28 BİN LİRA
Dumanın yüzleri kararttığı, gözlerin yandığı bu ağır emeğin sonucunda aileler, bir sezonda yaklaşık 40 ton mangal kömürü üretiyor. Ürünlerini tonu 28 bin liradan toptancılara satıyorlar.
Beş ailenin birlikte çalıştığını belirten İbrahim Aksakal, Orman İşletme'nin kontrolü altında çalıştıklarını ve pazarlıklarını yaptıklarını söyledi. Geçen sene 23 liradan sattığını söyleyen Aksakal, "Odunları getiriyoruz ster yapıyoruz. Orman İşletme’nin kontrolü altında bu işi yapıyoruz. Daha sonra odunları torluğa vuruyoruz ve kömür yapıyoruz. Poşetliyoruz daha sonra satıyoruz. İkinci satış bölmesine girdik. Bizim müşterilerimiz İstanbul, Antalya, Mersin’de var. Baharın başında pazarlık yapıyoruz. Geçen sene kilosunu 23 liraya sattım bu sene de 28 lira. Pazarlığımı da yaptım" ifadelerini kullandı.
ÇADIR YAŞAMINDA AİLE DAYANIŞMASI
Üretimin her aşamasında aile dayanışması öne çıkarken, kadınlar da zorlu yaşamda önemli bir rol üstleniyor. Kadınlar, sahadaki çalışmalara yemek hazırlayarak, çocuklara bakarak ve zaman zaman kömür sahasında yardım ederek katkı sağlıyor.
Rabia Aksakal, çadır hayatındaki görev dağılımını şöyle anlattı:
"Diyarbakır’dan buraya kömür yapmaya geldik. Ben çalışmıyorum yemekle uğraşıyorum. İşçiler tutuyoruz onlar sahaya gidiyor odun kesiyor bende burada yemek hazırlıklarını yapıyorum. Çamaşır yıkıyoruz çocuklara bakıyorum. Çok yoğun olduklarında onlara da yardım ediyoruz."

