Klima kullanımıyla ilgili en yaygın yanlış inanışlardan biri, ayar derecesinin soğuk hava üfleme performansını etkilediği.
Oysa durum tam tersi. Klimanızın ayarını 18 dereceye de getirseniz, 28 dereceye de getirseniz cihaz aynı soğuklukta hava üfler.
Klimanın üzerindeki ısı ayarı, bir termostat görevi görür.
Bu termostat, odanın sıcaklığı ayarladığınız dereceye geldiğinde kompresörü durdurur.
Örneğin, dış hava 35 derece iken klimayı 25 dereceye ayarladığınızda, oda sıcaklığı 25 dereceye düşene kadar cihaz çalışmaya devam eder.
Odayı 18 dereceye ayarladığınızda ise, 18 dereceye düşene kadar çalışır.
Bu durumda, daha düşük dereceye ayarlamak, daha hızlı soğutma sağlamaz; sadece cihazın durması için daha uzun süre çalışmasına neden olur.
Dolayısıyla, klima en düşük ayarda daha hızlı soğutur gibi bir durum söz konusu değil.
Klima en verimli sıcaklık derecesi ise uzmanlar tarafından genellikle 22-25 derece aralığı olarak tavsiye edilir.
Bu aralık, hem konforlu bir ortam sunar hem de gereksiz enerji tüketimini önler.
FAN HIZININ ÖNEMİ VE ENERJİ TÜKETİMİ
Odayı hızlı soğutmak için kullanabileceğiniz en etkili yöntem, fan hızını artırmak.
Klimayı turbo modunda veya en yüksek fan hızında çalıştırmak, soğuk havanın odanın her köşesine daha hızlı yayılmasını sağlar.
Bu sayede, ortamın istenilen sıcaklığa ulaşma süresi kısalır.
Ancak bu durum, hem kompresör hem de fanın daha fazla çalışması nedeniyle daha fazla enerji tüketimine yol açar.
Enerji tasarrufu sağlamak ve verimli bir kullanım için en ideal yöntem, fan modunu otomatik ayarda bırakmak.
Otomatik modda, klima hızlı bir şekilde çalışarak odayı serinletir ve ortam istenilen sıcaklığa yaklaştıkça fan hızını kademeli olarak düşürür.
KLİMANIN ÇALIŞMA PRENSİBİ VE KURULUMUN ÖNEMİ
Klimanın soğutma mantığı, buzdolabıyla aynı prensibe dayanır: Gazların sıkıştırılarak sıvı hale geçerken ısı enerjisi açığa çıkarması.
İç ünitedeki soğuk havayı üfleyen gaz, dış ünitedeki kompresörde sıkıştırılarak sıvı hale getirilir ve soğur.
Bu soğuk sıvı, iç ünitedeki bakır boruların içinden geçerken fan yardımıyla soğuk havayı odaya üfler.
Bu sırada odadaki sıcak hava, bakır borulardan geçerken sıvıyı ısıtarak tekrar gaz formuna dönüştürür.
Bu gaz dış üniteye geri dönerek yeniden sıkıştırılır.
Bu döngü devam ederken, sıkıştırılma sırasında açığa çıkan ısı enerjisi dış ünitedeki fan tarafından dışarı atılır.
Bu çalışma prensibi göz önüne alındığında, doğru bir klima montajı hayati önem taşır.
Dış ünitenin önü açık olmalı ve hava sirkülasyonunu engelleyecek herhangi bir duvar veya engel bulunmamalı.
Aynı şekilde, iç ünite de odanın tam ortasına ve zemine doğru üfleyecek şekilde konumlandırılmalı.
Soğuk havanın duvara çarpması, hava sirkülasyonunu bozarak türbülans yaratır.
Sıcak havanın yükselmesi ve soğuk havanın alçalması prensibine göre, klima soğuk havayı aşağıya üflediğinde, odadaki sıcak hava yukarı doğru hareket eder.
Bu sayede, sıcak hava iç üniteye kolayca çekilir ve soğutma işlemi daha verimli hale gelir.
İç ünitenin tavanla arasında en az 20-25 cm boşluk bırakılması da bu sirkülasyonu destekler.
DOĞRU KAPASİTEDE KLİMA SEÇİMİ VE SONUÇ
Klima seçimi, en az kurulumu kadar önemli.
Odanın büyüklüğüne ve hacmine uygun kapasitede bir klima seçilmediğinde, hem enerji tüketimi artar hem de cihazın ömrü kısalır.
Düşük kapasiteli bir klima, odayı yeterince soğutmak için sürekli ve daha fazla enerji harcamak zorunda kalır.
Yüksek kapasiteli bir klima ise, gazın tamamen gaz formuna dönüşememesi nedeniyle kompresörün zorlanmasına ve aşırı güç tüketimine yol açabilir.
Bu durum, cihazın arızalanmasına hatta yanmasına bile neden olabilir.
Bu nedenle, doğru kapasitede bir klima seçimi, hem verimli soğutma hem de cihazın uzun ömürlü olması için kritik bir adım.
