Dünyaca meşhur piyanist ve besteci Fazıl Say’ın Cumhuriyet’in 100. yılına armağan olarak bestelediği marş Türkiye’nin gündemine oturdu. Marş, sanat ve siyaset dünyası dahil birçok ismin eleştirilerine hedef oldu. Eleştirilere sert yanıt veren Say, “Düşmanlık ve husumet güden ‘ne yapsak sevmeyen’ bir kesim bin yıldır var. Hep de olacak. 60’dan fazla albüm yaptım. Tonla ödül aldı bu kayıtlar, besteler dünyanın her yerinde. Eserler kalıcı olandır, küfür, hakaret dolu tweet ise geçicidir” dedi.
SALİHA SULTAN
Dünya çapında meşhur piyanist ve besteci Fazıl Say’ın Cumhuriyet’in 100. yılına armağan olarak bestelediği marş Türkiye’nin gündemine oturdu. Sanatçının şair Ayten Mutlu’ya ait bir şiirden bestelediği ve dünya prömiyerini 23 Nisan’da İzmir’de yaptığı 100. Yıl Marşı eleştirilerin hedefi oldu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle kaydedilen ve bütün dijital platformlara yüklenen marşa ilk tepki müzik yazarı Serhan Bali’den geldi. Bali, Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda marşı “Cumhuriyetimizin 100. Yılı için bestelenmiş bir marşta bir kere bile ‘Türkiye’, ‘Cumhuriyet’ sözcükleri geçmez mi? Şiir, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yıldönümünü anlamlandırmaktan o kadar uzak ki. Beste de neticede ısmarlama olunca ortaya yapay bir iş çıkmış. Kusura bakılmasın…” ifadeleriyle eleştirdi.
Geçtiğimiz aylarda da kendisini eleştiren Bali ile sosyal medyada bir tartışma yaşayan Say ise, Bali’nin son eleştirisine şu cevabı verdi:
“Türk ve Türkiye kelimeleri resmi milli marşımız İstiklal Marşımızın okuduğumuz 2 kıtasında da geçmemektedir.”
Marşa sanat ve siyaset dünyasından da birçok eleştiri geldi. Müzisyen Tuluyhan Uğurlu marşı “Öyle uyduruk işleri sanat eseri filan diye yutturamazsınız” ifadesiyle eleştirirken, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da “Bence olmamış...” yorumunda bulundu.
Sanatçı birçok sosyal medya kullanıcısının da olumsuz paylaşımlar yapmasının ardından eleştirilere karşı bu kez sert bir yanıt verdi. Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda eleştirilere açık olduğunu vurgulayan Say, “Kimseye bu marşı sevin demedik, söyleyin demedik, hatta dinleyin bile demedik, ne haddime?” dedi.
Say, 30 yıldır çalışmalarını takdir edenler kadar düşman olanların da bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Aktrolleri var, yıllardır, buna şimdi İnceciler eklendi (doğal olarak), düşmanlık ve husumet güden ‘ne yapsak sevmeyen’ bir kesim bin yıldır var. Hep de olacak. Ne ürünü çıkarırsak çıkaralım onlar öyle yazacak. Kıskananı var. Farklı talepleri olan var. Kültürel uzlaşı istemeyeni var. Var oğlu var. Öyle düşünmeseler bile öyle yazacaklar. Bana, Türkiye’de düşüncelerime olan tepki, hep eserlerime, ürünlerime tepki olarak dil bulmuştur. Cevapları öyle. Türkiye öyle bir yer. ‘Ver elini’ diyemeyen ama demesi gereken bir toplumuz. 100. Yıl Marşı için de öyle; kimseye bu marşı sevin demedik, söyleyin demedik, hatta dinleyin bile demedik, ne haddime?” Eleştiriler karşısında kırılmadığını da ekleyen Say, “Bugüne değin 60’dan fazla albüm yaptım. Tonla ödül aldı bu kayıtlar, besteler dünyanın her yerinde. Dolayısıyla eserler kalıcı olandır. Küfür, hakaret dolu tweet ise geçicidir. Yazan için bile geçicidir. Dolayısıyla önemsizdir. Şaşırdığım, kızdığım veya kırıldığım hiçbir şey yok. Bakın; kitlelerin bir sanatçıya düşmanlığına inanmıyorum, gerçekte öyle değil çünkü. ‘Gerçek düşmanlığın kitlesel değil kişisel bir şey’ olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Söz: Ayten Mutlu
Beste: Fazıl Say
Ver ver ver ver
Ver elini
Ver ver elini
Yıkalım karanlığı
Gel küçük sevinçler
duyalım kedere inat
Gökyüzünden sevgiden
söz edelim
Türküler söyleyelim
Aksın dolsun yüreğimize
Yarınların ışığı
Daha ne bekliyorsun
Ver ver ver ver ver elini
Göğün mavi şimşeği
Atamın gözlerinde
Toprak gülsün, gök tutuşsun
Güneş yansın, dönsün dünya
Daha daha, nice nice yüzyıllara
Dönsün dünya
