Çağımızın en sıkıntılı hastalıklarından biri olan demans ile baş etmek için yeni yöntemler ortaya çıkıyor. Bunlardan biri de yeni bir dil öğrenmek oldu. Söz konusu bu yöntem beyni genç tutmaya yardımcı oluyor. İşte detaylar…
Yeni yapılan bilimsel araştırmalar, ikinci bir dil öğrenmenin beyin sağlığına olan faydalarını gözler önüne seriyor. İki dil bilen bireylerin beyinleri, hafızalarını güçlendiren ve demans (bunama) gelişme riskini azaltan özel bir avantaja sahip. Uzmanlar, dil öğrenmenin beyin üzerinde önemli değişiklikler yarattığını ve bunun ileri yaşlarda demansa karşı koruyucu bir etki oluşturduğunu belirtiyor.
İKİNCİ DİLİN BEYİN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Montreal McGill Üniversitesi’nden Dr. Natalie Phillips’in önderliğinde yapılan araştırmalar, ikinci bir dil öğrenmenin beynin boyutunu arttırabileceğini ve buna bağlı olarak zihinsel rezervi güçlendirdiğini ortaya koydu. Phillips, iki dil bilen kişilerin, beynin dil ile ilgili bölgelerinde daha fazla hücre barındırdığını ve bunun da beyin fonksiyonlarını güçlendirdiğini açıkladı. Phillips, "Beyni daha büyük ve daha fazla rezervi olan insanlar, demans gibi nörolojik hastalıklarla ilgili eşiklere ulaşmadan önce daha fazla hasara karşı dayanıklı oluyor," dedi.
DEMANS HASTALARI ÜZERİNDE YAPILAN ÇALIŞMALAR
Son yıllarda yapılan bir başka araştırmada, Alzheimer hastalığı yaşayan iki dil bilen ve tek dil bilen bireyler arasında karşılaştırmalar yapıldı. Elde edilen sonuçlar, iki dil bilen kişilerin beyinlerinde hafıza ve öğrenmeyle ilgili alanlarda tek dil bilenlere göre çok daha az bir gerileme yaşandığını ortaya koydu. MRI taramaları, iki dil konuşan demans hastalarının, beyinlerinin belirli bölgelerinde daha fazla aktivite gösterdiğini ve bu durumun onların beyin fonksiyonlarını korumada daha etkili olduğunu gösterdi. Araştırmacılar, bu farkın sadece beyin bölgelerinin büyüklüğünden değil, aynı zamanda beynin gücünden kaynaklandığını vurguladı.
İKİNCİ DİL ÖĞRENMEK DEMANS RİSKİNİ ERTELEYEBİLİR
Bilim insanları, ikinci bir dil öğrenmenin yalnızca bilişsel becerileri güçlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda demans gibi nörolojik hastalıkların gelişimini de yıllar boyunca erteleyebileceğini belirtiyor. Bu durum, özellikle ileri yaşlardaki bireyler için büyük bir avantaj sağlıyor. Yapılan araştırmalar, dil öğrenmenin beynin duygusal ve öğrenme ile ilgili bölgelerinde de olumlu değişiklikler yarattığını ve bu sayede yaşla birlikte ortaya çıkabilecek bilişsel gerilemeyi engellemeye yardımcı olduğunu gösteriyor.
BEYİN REZERVİ: YAŞLANAN BEYNE GÜÇLÜ BİR SAVUNMA
İki dil bilen bireylerin, beyinlerinde daha fazla "beyin rezervi" bulunduğu tespit edildi. Bu da demans gibi hastalıkların etkilerini daha geç yaşlarda hissettikleri anlamına geliyor. Dil öğrenmek, beynin dayanıklılığını artırarak, yaşlanmayla gelen bilişsel gerilemeleri engellemeye yardımcı oluyor. Phillips ve ekibi, bu bulguların, yaşlılıkla birlikte gelişebilecek bunama riskini azaltmada önemli bir faktör olduğunu belirtiyor.
SONUÇ: BEYİN SAĞLIĞI İÇİN YENİ BİR DİL EDİNMEK
Beyin sağlığını korumak ve demans riskini azaltmak için en etkili yöntemlerden biri, yeni bir dil öğrenmek. Dil öğrenmek, beynin gücünü artırırken, beynin yaşlanmaya karşı savunmasını güçlendiriyor. Bu durum, özellikle ileri yaşlarda yaşanabilecek bilişsel kayıpları engellemeye ve demans riskini en aza indirmeye yardımcı olabilir. Hem genç yaşta hem de ileri yaşlarda dil öğrenmek, beyin sağlığını korumak için önerilen etkili bir strateji olarak ön plana çıkıyor.