Özgür Özel, Ferdi Zeyrek vs…

Özgür Özel’in siyasi yolculuğu nereye varır, bilmem, ama yürüyüşünün gittikçe daha ilginç hale geldiğini ifade etmek istiyorum.

CHP’nin grup başkan vekili idi. Ağzı laf yapardı. Polemiklerde usta idi.

Sonra Parti’nin genel başkanlığına seçildi.

Genel Başkandı ama meselâ Cumhurbaşkanı adayı değildi. Sanırım iki ismin, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın kamuoyu yoklamalarında favori olarak göründüğünü görüyor, kendisini de onların yolunu açacak bir misyon içinde sayıyordu. “Teknik direktör”dü ve kimin gol atacağı anlaşılıyorsa, ona penaltı attıracaktı. İmamoğlu ve Mansur Yavaş dengesini götürmeye itina ediyordu. Kendi payına tevazu düşüyordu.

Sonra İstanbul’a, daha doğrusu İmamoğlu’na yönelik operasyonlar başladı. İstanbul üç seçimdir İmamoğlu tarafından kazanılıyordu, son seçimde (31 Mart 2024) başka pek çok büyük şehir gibi İstanbul yine ana muhalefet tarafından alınmıştı.

Bu seçimde üstelik Özgür Özel’in başkanlığındaki CHP, 47 yıl sonra, iktidar partisini geçerek birinci parti olmuştu.

Özgür Özel, İstanbul operasyonları sırasında “cansiperane” denecek boyutta bir “meydan insanı” oldu. Ortaya konan sandıkta, İmamoğlu’nu “CHP’nin müstakbel cumhurbaşkanı adayı” seçtirdi. Ondan sonra onun dilinde İmamoğlu’na yönelik operasyon “İBB Başkanı ve geleceğin Cumhurbaşkanı”na operasyon haline geldi.

Haftalardır her Çarşamba İstanbul’un bir ilçesinde ve hafta sonları bir şehirde meydanlarda, gırtlağı parçalanırcasına yaşanan “hukuk mücadelesi”ni seslendiriyor.

“İmamoğlu’na sonuna kadar kefilim” diyor, gece mitinglerinde telefonların ışık seline “Yiğidim aslanım orda yatıyor” şarkısını eşlik ettiriyor. Açılan dava “suç örgütü lideri” iddiasında olmasına rağmen, o, meydanlarda bir tür “İmamoğlu efsanesi” oluşturmaya çalışıyor.

Türkiye siyasetinde bunun örneğinin olduğunu sanmıyorum. Siyasette genelde “Ben – merkezcilik” hakimken, Özgür Özel, deyim yerinde ise “Dâvâ arkadaşı” adına yollara düşüyor.

Gençler var içerde, kadınlar var, Özgür Özel, bunlara ayrı bir yer ayırıyor.

Silivri sıkı sık uğradığı bir yer. Oradakilerin isimlerini saymakta zorlanıyor, sanki “ya birisini unutursam” kaygısı yaşıyor.

En son Manisa’da gördük bir başka Özgür Özel’i… Hıçkırıklara boğulurken… “Ne yapacağız şimdi” derken… “Kalbimin ve aklımın yarısını kaybettim” derken… Bunları der mi bir siyasetçi, bir genel başkan? Mezara girip toza toprağa bulanıp çocukluk arkadaşı Ferdi Zeyrek’i oraya emanet ederken… Bunu yapar mı anlı şanlı bir genel başkan?

Ferdi Zeyrek de bir garip olay oldu şu siyaset sahnesinde…

Bir elektrik çarpmasının hayatını alıp götürdüğü bu genç adam, meğerse Manisa’da saklı bir “siyaset sembolü” imiş…

CHP’nin 74 yıl sonra alabildiği ve sadece 14 aylık bir belediye başkanlığı, bu adamı, “Manisa’nın kalbi” haline getirmiş.

“Siyaset sembolü” dedim, şöyle baktım, belediye başkanı, bana göre Cumhurbaşkanı gibi bir roldedir. Cumhurbaşkanı gibi seçilir ve seçildikten sonra parti rozetini bir kenara bırakır, kim hangi parti mensubudur bakmaksızın hizmet götürür. “Şehrin emini”dir. Anasıdır, babasıdır şehirde yaşayan herkesin… Şehirde yaşayan herkes de bunu hissetmelidir. “Başım dara düştüğünde arayacağım bir adam var” diyebilmelidir.

Manisa Ferdi Zeyrek için bunu söyledi şu birkaç günde… Hayret! Koca şehir “İyi biliriz, hakkımız helâl olsun” diye seslendi.

Bana göre prensip olarak Cumhurbaşkanı da öyle olmalıdır, memleketin tüm ahalisi, şöyle yürekten bir sahiplenmeyi seslendirmelidir.

Bunu kaç zamandır yazıyorum ve “Partili Cumhurbaşkanı başka türlü olmaz” diyenler tarafından yadırganıyorum. Yani “Partili cumhurbaşkanı polemikler yapar, siyasi taraf olur, cedelleşir, güven aşınmasına aldırmaz…” vs… bazılarına göre… Cumhurbaşkanı yüzde 50 artı 1’i bulmakta bile zorlanırsa, nasıl bir kapsayıcılık kazanacak?

Nasıl kazandı Manisa’nın kalbini Ferdi Zeyrek acaba? Acaba Cumhurbaşkanlığı gibi bir rol de içinden geçer miydi, mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan’a söyleyeceği bir şey var mıydı ülke insanının huzuru açısından?

Ya da Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ferdi Zeyrek için Özgür Özel’e başsağlığı mesajı gönderirken, bu adamın Manisa’da neden bu kadar sevildiği gibi bir soru üzerinde düşünmüş müdür?

Birçok belediyeyi kaybetti iktidar partisi, hep kazanırdı kaybetti, muhtemel Cumhurbaşkanlığı seçimine girerse, meselâ İmamoğlu ya da Mansur Yavaş karşısında kaybetme riski taşıyor. Manisa’yı 74 yıl sonra Ferdi Zeyrek’in – CHP’nin nasıl aldığına dair bir çalışma yaptırmış mıdır?

Özgür Özel’den yola çıktık. Ağladı evet, boğazı düğümlene düğümlene, konuşmakta zorlanarak.. “Liderlik zaafı” mı sergiledi, yoksa hep yumruğu sıkılı, hep çoook yukarılardan konuşan, ufak dağları ben yarattım gibi konuşan siyasetçiler yanında “Bizim ağlayabilen bir siyasetçiye de ihtiyacımız var” gibi bir his mi oluşturdu?

Meclis’ten meydanlara bir “Özgür Özel vakıası”nın oluştuğu muhakkak bence. Şimdilik kendisine oynamıyor, ama böylesi bir rol de kendi yolunu inşa ediyor. “İnsaniyet” öne çıkıyor bu rolde… Bakalım gerisi nasıl gelecek?

“Hadi Erdoğan gitsin, yerine kim gelecek?” gibi bir soru var Türkiye siyasetinde, özellikle iktidar seçmeninde, yaşanan bütün zorluklara rağmen muhalefete kredi açmama gerekçesi olarak… Herkesin üstünü çizen bir yaklaşım bu… Bakalım Özgür Özel, İmamoğlu, Mansur Yavaş, “Ferdi Zeyrek modeli”ni de öne çıkararak bu kanaati değiştirecek bir yol üretebilecekler mi?

Son söz: Manisa ile derin bir kalbi bağ kuran Ferdi Zeyrek’e rahmet, ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum.

YORUMLAR (156)
156 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.