Mutlu aşk var mı?
Geçen Hafta Balıkesir Koca Seyit Havalimanı’nının WC’sinde şöyle bir kapı arkası yazısıyla karşılaştım:
“… 2 aylık evliyim. Eşimi çok seviyorum. Cuma günü kavga ettik, ilk kavgamız değil. Belki de hiç evlenmemeliydik. Bilmiyorum. O gün bugündür aramız kötü. Sebebini tabii ki biliyorum ama bu sebeple bu durumda olmamız anlamlı gelmiyor. Sorun kimde, suç kimin? Bunları düşünmek istemiyorum. Onu kendime uzak hissediyorum. Beni istemiyormuş gibi hissediyorum. Üzülüyorum. Belki de ayrılacağız. Boşanacağız… Bir işaret bekliyorum, İyi bir işaret. Biri bir şey desin bu havaalanında, lütfen…”
Kapının arkasına tükenmez kalemle, güzel bir el yazısıyla yazılmıştı. Cümle kuruluşlarından duygularını gayet güzel ifade eden biri olduğunu düşündüm. Duygularını ifade eden biri olarak en azından ne hissetttiğinin farkındaydı. Bu farkındalığı ifade ettiği mecra ise, cevap bulmak istediği soruya asla cevap bulamayacağı bir yer. Sorusunun, Meramının muhattabı olan eşi bu bayan tuvaletindeki yazıyı asla okuyamayacaktı. Bunu yazmak istedim ama tarih neredeyse bir yıl önceyi gösteriyordu.

Yazıda diyor ki kavga sebebimiz bizi bu küslük noktasına taşıyacak bir konu değil ( “…anlamlı bulmuyorum…”) Buradan da belki de beni istemiyor çıkarımına varmış. İşte biz bütün bu yoruma kurgu diyoruz. Yani elde yeterince bilgi olmadan tahminler üzerine kurulu bir varsayım. Oysa her şey olmuş olabilir, en başından yazıyı yazan kişiye anlamlı gelmeyen kavga sebebi, diğeri için çok hayati bir konu olabilir. İnsanların farklı geçmişleri, aile yapıları, kişilikleri, beklentileri vardır; bu da çok farklı algılara sebep olabilir. Yani eşinin gerçeği, kendi gerçeğinden çok farklı olabilir. İnsanların hayatı farklı farklı algıladıkları, olan olayları, söylenen sözleri çok farklı anlamlandırdıkla
Peki madem algılar, yorumlar bu kadar farklı, karı kocalık gibi karşılıklı derin bir anlayış gerektiren bir ilişkiyi nasıl yürütebiliriz. Yalnızca ve yalnızca açık iletişimle. Açık iletişim kişinin kendi düşüncelerini tüm açıklığı ile, içine duygularını da koyarak ifade etmesi ile olur. Kendimizi içinde bulunduğumuz durumda tam olarak neden rahatsız hissettiğimizi, bunun bizde ne gibi duygular yarattığını söylediğimizde, karşı tarafa kendi hakkımızda bütünlüklü bir bilgi vermiş oluruz ve bu da onun daha empatik, duyarlı davranmasına sebep olur. Karşıda da hiç bilemediğimiz arka planlar, beklentiler, duygular olabileceğini unutmadan can kulağı ile dinlemeliyiz. Belki durum derin ve dayanışma ile çözülecek bi başka boyuttadır, bunun üstesinden birlikte gelmek yakınlığı artırarak sevgi ilişkilerine yapılabilecek en büyük iyiliktir. Belki de kolaylıkla çözülebilecek minik bir sorundur ve boşuna büyütmemiş oluruz. Her durumda ilişki kazanır.
