Dermanı dertte arayan ses

Bazı sözler vardır, insanın içinden değil, içini aşan bir yerden gelir.

Bir sır gibi iner gönle.

“Derman arardım derdime, derdim bana derman imiş” diyen o ses…

Niyâzî-i Mısrî’nin sesidir.

17. yüzyıl Malatya’sında doğan Mısrî, medrese ilimleriyle yoğruldu. Öğrendiklerinin ardında hep daha derin bir hakikat aradı; kendi içini aşan o sese tutunarak yürüdü.

Bir ömür sürgün, bir ömür arayış…

Bir ömür hakikatin peşinden yürüyen bir gönül.

Mısrî, kelimelerin üzerinden geçen bir seyyah, dili aşkın harfine çeviren bir âşıktır. Şiirinde hem harfler hem sırlar konuşur.

“Ben taşrada arar idim, ol can içinde can imiş.”

Bu ses, dünyanın da ukbânın da perdelerini aralamaya niyetlidir.

“Mâl ü menâlin terk eder / Ehlü iyâlin terk eder

Halinle kâlin terk eder / Eğlencesi tevhîd olur”

Nasıl bir terk ediştir bu?

Hangi eğlencedir ki, her şeyin dışına çıkmayı bir neşeye, bir vuslata çevirir?

Mısrî, hakikatin gizli olmadığını hatırlatır:

“İşit Niyâzî’nin sözün / Bir nesne örtmez Hak yüzün

Hak’tan ayan bir nesne yok / Gözsüzlere pinhân imiş”

Perde Hak’ta değildir, bizim gözümüzdedir.

Hep içeriden gelir Mısrî’nin sesi:

“Aradığın dışarda değil, senin içindedir.”

Bütün bu sözlerin ardında yeniden gönle inen o ses belirir; bir sır gibi…

Derman arardım derdime, derdim bana derman imiş.

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.