Hızır elimden tutsun

Kendi dünyamızı kurmaya çalışırken dünyanın yükünü yükleniyoruz. Yük ile azığımızı aynı gönülde taşıyalım istiyoruz. Olmazsa yaşayamam diye düşünüyoruz; dünyaya tam olarak sırtımızı dönemiyoruz. Tâ içimizden illa hû diyemiyoruz. 

Kendi yolumuza çıkamıyoruz.

* * * 

Bir yol vardır uzar gider içimize. Düştüm peşine, düşüverdim dünyaya. Yürüdüm, koştum, düştüm yine, düşündüm. Sevdim hepsini. Her halin tadı ayrı, anladım, hepsi bir çiçekten. 

Bir ele çevirdim gönlümü, yolumu işaret etsin diye. Şaşkınlığımla bir ömrü heba ettim. Dünyamı bulmaya çalışırken dünyanın yükünü yüklendim. Yük ile azığımı aynı gönülde taşıdım, eşyadan sıyrılamadım.

Toz kaplamış dört bir yanımı. Her yere bir ayna koymuşlar. Gören kendini görüyor, görmeyen kendinden başkasını görmüyor. Dünya feveran ediyor. 

Nerede çığlığımız? Hangi dağın ardında hünerli kelimelerimiz? 

Hünersiz kıldınsa beni, yolumu bulayım izin ver.  Dünyadan gitmekse hüner, derdimi bileyim izin ver. İzin ver bitsin artık kırgınlığı seyretmem. 

Nizamsız yaşadım. Bir hüner uğruna rüyalara daldım. Kırk kapıdan geçmekte değil, bir kapıdan sessizce çıkabilmekteydi hüner. Kırk kapıdan geçtim de bir kapıdan çıkamadım. Olmadı, şifa dağıtılan sokaklarda kaybolamadım. Şifamı bulamadım. Derdime derman olamadım. Bir kuru merakın peşine kapıldım gittim. Yaralarım açıkta, yapraklarım bahçemde kaldı. Evime geç kaldım; kavuşmaya, hicrana geç kaldım. Sana geç geldim.

Bir an daldım. Bir çıkamadım. Yola çıkamadım. Mevsimler geçti üzerimizden. Selamet kuşlarına aldırmadım. Durmamam gereken yerlerde sual edindim durdum. Yetinmek gerekti, yetinemedim. Hikâyemde saadetler olsun istedim, ayaklarımda yazgının güzelliği olsun istedim. Yol katetmekti tek muradım. 

Neyi katettim? Kendi katlimden başka neyi katettim? Hızır’a denk geldi mi hallerim bilemedim. Mevsimler geçti, Hızır elimden tuttu mu bilemedim. Haller ah çeker mi, bilemedim. Cefayı bilemedim, hoş kalamadım. Cihanda ev edinmek için süründüm. Ölmek gerekti ulaşmak için, vusul için dağları aşmak gerekti. Dağları aşmak için gönlü gani kılmak gerekti, bilemedim. Aşkla hale gelmeli, bir daha dile gelmemeli, can kavlinde ölmeliydi, bilemedim. 

Dünyaya gelmek değildi hüner. Ayrılmaktı dünyadan, faniliği cihanda bırakıp sonsuza uzanmaktı, terk etmekti gölgemi, bilemedim.

* * * 

Ömrüm gönlümü susatmıştı. Gönlümü bir sonsuz bahar kuşatmıştı. Razılıklardan geçtim de geldim. 

Canımla can içre olabilmek için, katran çalabilmek için benliğime, sıyrıldım da geldim.

YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
7 Yorum