Beşiktaş, Fenerbahçe ve Başakşehir’in puan kaybettiği haftada, alınacak 3 puan altın tepsiyle gelmişti Galatasaray’ın önüne. Kazanırsa yeniden zirveye dönecek, psikolojik üstünlüğü de eline geçirecekti. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Galatasaray rakip kaleyi bulan isabetli şut bile üretmekte zorlanırken, aldığı şok yenilgi ile haftanın asıl kaybedeni oldu.
Peki ne oldu da, Fatih Terim’le hızlı bir toparlanma sürecine giren Galatasaray, Sivas’ta hem skor, hem futbol olarak yenildi? Birinci faktör Fatih Terim’di. Ön libero ikilisinde çalışkan ama yaratıcılıktan yoksun Donk- Tolga’yı tercih etti. Bu ikili özellikle temponun yükseldiği ikinci yarının ortalarında tamamen devre dışı kaldı. Ama Terim’in asıl tercih hatası orta sahadaydı. Gomis’in arkasında Yasin- Feghouli- Rodrigues üçlüsünü oynattı. Plan basitti; üç hızlı kanat oyuncusu Sivas savunma bloğunu delik deşik edecek, Gomis’e alanlar açacaktı. Fakat küçük bir ayrıntıyı unutmuştu, tüm bu oyuncuları oynatacak, koşturacak, yönlendirecek orta saha beynini! Terim’in orta alandaki ‘boşluğa’ müdahale etmek için bu kadar beklemesi de şaşırtıcıydı, Ümit Özat’ın iki gün önce gösterdiği hamle cesaretini onda göremedik. Gerekli müdahaleleri yaptığında ise maçı çevirecek yeterli süre kalmamıştı. Eren, Sinan ve özellikle Belhanda’nın girişinden sonra takımın kimliği değişti, rakip kalede pozisyon üstüne pozisyon geldi. Puan ya da puanlar da gelebilirdi.
İkinci faktör ise Muslera’ydı. Kornere çıkan toptaki hatası bir yana, bu yediği 6. korner golü. Artık silkinip kendine gelmeli. Stratejik maçlar başladı ve takımını geriye düşüren bu hatalarının artık telafisi kolay olmuyor. Ve maalesef bu hataları çok fazla yapıyor.
Bir söz de Nagatomo’ya. Fiziksel olarak yeterli bir futbolcu. Dün geldi, bugün maça çıktı ama takım ortalamasının gerisinde kalmadı. Haftalar ilerledikçe katkısı yükselecektir.
