Beşiktaş’a üst üste 2 şampiyonluğu Şenol Güneş kazandırmadı, o kupalar rakip olmadığı için geldi... Bu düşünceyi sesli hale getiren Hıncal Uluç, büyük haksızlık ediyor. Hem lig hem de Avrupa’da yükselen değer haline gelen Güneş’in öğrencilerini böyle küçümsemek her şeyden önce çalışmaya, emeğe saygısızlık olur.
Ama şu da bir gerçek ki, bu sezon ligin ortalama kalitesi bir tık arttı. Artık şampiyonluğun direkt adayı olmayan takımlar daha cüretkar. Yenilenen ve geçen seneki çizgisinden eser kalmayan Bursaspor buna örnek. Kaliteli hocalar ve yetenekli futbolcular futbolu güzelleştiriyor. Dün ilk yarıda taş gibi bir Bursaspor vardı. Beşiktaş’ın kanatlarını kapattı, göbeği kalabalık tuttu ve neredeyse gol pozisyonu vermedi. Siyah-Beyazlılar tek vücut gibi hareket eden bu dinamik yapıyı duran top organizasyonunda Tosic’in vuruşu ile aştı. Ancak tek golü korumak bu kadar diri ve istekli bir takım karşısında kolay değildi. Olmadı da. Topla çoklu hücuma çıkabilen Bursaspor, Beşiktaş’ın kontratağında Cenk’in hatalı pas tercihini karşı kontratağa çevirdi ve ava gideni avladı.
Beşiktaş ikinci yarıda da maça yavaş yavaş ağırlığını koydu. Kartal’ın pas trafiğini kontrol eden ‘ihtiyar delikanlı’ Atiba’nın, ilk golün asistinin ardından ikinci golü atması Bursaspor’un direncini kırdı.
Ancak Beşiktaş henüz geçen sezonki çizgisinde değil. Dişli rakipleri pes ettirecek tempoya gelemedi. İleride Cenk çok yalnız kalıyor. Kanatlarda Babel ve Quaresma oyunun skorunu değiştirecek etkinlikte değil. Keza Talisca da öyle. Milli Takım’a alınmamasından etkilenmiş gibi görünen Oğuzhan da henüz form tutmamış göründü. Siyah-Beyazlıların en çalışkan ismi Caner’di.
Savunmada Pepe alışma devresini tamamlamış göründü, defans hattını çok iyi yönetti. Beşiktaş bir önceki Kasımpaşa maçından biraz daha iyiydi. Hep üzerine koyarak ilerliyor. Bir de Şenol Güneş’in yanında oturan Türkiye’nin en iyi kulübesini de unutmamak gerekiyor. Beşiktaş, görünen o ki Şampiyonlar Ligi maçlarına doğru tam güce ulaşacak.
