Galatasaray'ın dün medyaya yaptığı 'Yıldızlı logoları kullanın' uyarısı 'Size 4.yıldızı taktırmayacağız' da demekti. Galatasaray kayıp sezonun prestij maçında gerçekten de canla başla direndi Fenerbahçe'ye. Van Persie, Volkan Şen ve Fernandao'nun net pozisyonları vardı ama daha önceki maçlarda negatif algı yaratan zayıf Galatasaray savunması (Semih ve Olcan orijinal bek değil, Hakan bekten stopere geldi ve Denayer stajyer pozisyonunda) limitlerini zorlayıp direnince Sarı-Kırmızılılar 1 puanı aldı!
20'de Nani'nin getirdiği topta Volkan'ın arka direkte unutulması da biraz bundandı. Volkan bitirici vuruşu yapsa, gol pozisyonu üretmekte zaten sorunlu Aslan erkenden krize girebilirdi. 28'de Muslera'nın ileri çıkarak Fenerbahçe forvetlerine boş kale göstermesi de savunmadaki bu açığı kapama gayretindendi. Galatasaray'ın tek tehlikeli atağı ise Podolski'nin sayılmayan gol vuruşuydu.
Rize maçında 'Umutçular Podolski'ye pas mı atmıyor' diye düşünmüştüm ama sebep o değilmiş. Galatasaray takımı forvetine top taşıyamıyor, santrforunu topla yeterince buluşturamıyor. Burak'ın son evresi de öyleydi ve Burak sık sık orta sahaya gelmek zorunda kalıyordu. Galatasaray'ın orta sahası çökmüş. Sneijder'den Selçuk'a, Donk'a kadar maçı ve takımı taşıyacak ayak kalmamış. Bu nedenle ne forveti besleyebiliyor ne de savunmaya yeterince katkı sağlayamıyor.
Şu da kesin ki Galatasaray 90 dakikalık değil. Enerjisi yetmiyor. Fenerbahçe pozisyonlar bulmasına rağmen bunaltıcı bir baskı da kurmamıştı ama Hakan ile Donk yorgunluktan kendilerini yere bıraktılar! Fenerbahçe'nin kazanamamasının tek sebebi forvetlerinin beceriksizliğiydi. Pereira'yı bu forvetleri yakacak gibi görünüyor. Riekerink 'Önce takım olmak gerekir, dengeleri henüz oluşturamadık ama bugün sahada takımdık' dedi. Hollandalı'nın takım olamama vurgusunun cevabı da sanırım yönetime düşer.
Bu arada Galatasaray tribünleri sosyal medya gibiydi. Fenerbahçe'yi küfürle yıkadılar. TT Arena açıldığından bu yana en çok küfür edilen maçtı ve taraftar kendi açısından sezon finalini yaptı.
