Galatasaray’ın iniş-çıkışları bu sene Sarı-Kırmızılıları çok yordu. Bir hafta bahar bahçe, bir hafta kara kış. Geçen hafta Bursa’da şahlanan, futboluyla, golleriyle kükreyen bir Aslan. Bu hafta sahasında Kasımpaşa karşısında sesi çıkmayan bir ev kedisi. Olmaz. Büyüklüğe yakışmaz.
Aslında Galatasaray maçı alacak pozisyonları ilk anlarda üretmeye başlamıştı ama garip bir olay oldu. Teknik direktörü Aslan’ı durdurdu. Igor Tudor 17. dakikadaki güç gösterisi ile maçı o an bitirdi. Tudor’un bir hafta önce Galatasaray’a bahar bahçe yaşatan Bruma’yı 17’de oyundan alması TT Arena’nın sessizliğinde stadın ortasına bomba gibi düştü. Rodrigues’in ısınmasını bile beklemeden Bruma’yı kenara alınması önce oyuncunun bir sakatlık yaşadığına yoruldu ancak gerçek başkaydı. Tudor, 3 pas hatası yaptığı için Bruma’yı kenara almıştı. Hem de bir futbolcu için hakaret sayılacabilecek bir zaman diliminde.
Gelir gelmez Podolski ve Sniejder üzerinden takıma yönelik güç gösterisi yapan, bu nedenle Şampiyonlar Ligi’nin kapısını açabileceği Başakşehir maçında ağır bir bedel ödeyen Tudor, mahalle baskısı nedeniyle geri adım atmış, takım da toparlanmıştı. Ancak Başkan Dursun Özbek’in “Seneye de Tudor’layız” mesajı üzerine Tudor, bu kez güç gösterisini takımın şımarık çocuğu Bruma üzerinde denedi. Ve yine bedelini ağır ödedi. Sarı-Kırmızılı takımın en formda ismi Bruma üzerinden yaptığı bu tuhaf hamle Şampiyonlar Ligi’nin ardından Avrupa Ligi’ni zora soktu. Birilerinin Tudor’a futbol takımlarını anaokul olmadığını, maharetin yıldızları oynatabilmek olduğunu hatırlatması gerekir. Sıfırcı hoca gibi davranarak Galatasaray’ın bu sezonunu hızla sıfırladığına birileri müdahele edecek mi, merak ediyorum?
Tudor beceriksizce neşteri vurması belki de Sneijder’in sadece golünü değil gollerini, Bruma’nın üstüne koyarak gidişini konuşuyor olabilirdik. Tolga’nın kendini attırma becerisi güzel gecede akla bile gelmezdi. Tabii maç 17. dakikada bitmeseydi.
Bu maçta anladım ki Tudor yol yordam bilmeyen bir çılgın. Ve çılgınlıklarla ancak uçuruma gidilir...
