Sınırlarımızın sınırı neresi?

Asıl gideceğimiz yer değil ama Basel havalimanına ineceğiz. İsviçre’de üç ülkenin ortak havaalanı.

Basel bize önce Siyonist Kongresi’ni mi, yoksa Luis Aragon’un Basel’in Çanları’nı mı hatırlatmalı. Veya ikisi birbirinden alâkasız mı?

Aragon 20. yüzyılın ünlü Fransız yazarlarından, önce dadaist, sonra komünist! Basel’in Çanları’nı ünlü şairimiz Atilla İlhan çevirmiş. Tercüme ilk olarak Çalardı Basel’in Çanları adıyla yayınlanmış. Atilla İlhan tarzına uygun bir adlandırma aslında.

Karşılayıcılarımızın hatırına tabiî olarak Siyonist Kongresi geliyor, çünkü bir ucu bize dokunuyor. 1897’de Theodor Herzl’in öncülük ettiği kongre kalıcı tesirler uyandırdı. Şimdi dünyanın başbelası İsrail’in kuruluşunda bu kongrenin önemli rolü var. Siyonist Kongresi’nin toplandığı salonu görmek iyi bir fikir gibi görünüyor, ama yapı restorasyonda. Uzaktan bakmakla yetiniyor, bir iki kilise geziyor, Ren kıyısında yüksekçe bir terastan karşı tarafı seyrediyoruz. Ren Avrupa’nın iki önemli nehrinden biri. Diğeri Tuna, o yüzünü bize çevirmiş.

Bazel’den çıkınca kâh Fransız kâh Alman sınırını ihlal etmiş oluyorsunuz. Sorgu sual yok. Bırakın Irak’ı Suriye’yi, İran’a böyle girip çıkabilir misiniz? Hem de İran’la vize olmadığı halde? (Gürcistan istisna, oraya girerken de kimlik soruluyor.)

Bu şeffaf sınırların sağladığı kolaylık iktisadî ve sosyal hareketliliği artırıyor. Bir ülkede oturup, diğer ülkede çalışanlar çok sayıda; belki de bizde bir şehirde oturup diğerinde çalışanlardan bile.

Birçok yerleşme merkezine girip çıkıyoruz. Müluz ve Belford hatırımda. Son durağımız Besançon.

Belford dikkat çekici bir şehir. Tam bir müstahkem mevki. Kale kapılarından, artık susuz hendekler üzerindeki köprülerden geçip şehrin merkezine ulaşıyoruz.

Merkez ama bomboş, sanki sayım var! Nâdiren insanlarla karşılaşılıyor. Avrupa’nın bu bölgesindeki şehirler yeşillikler içinde ve sokakları, caddeleri, meydanları tenha. En tenhası Belford.

Bir ara sanki şehri kalabalıkla birlikte düşünmek doğru değilmiş gibi geliyor.

Besançon, asıl gideceğimiz şehir. Toplantı da burada.

Türkiye’de pek bilinmez ama COJEP diye bir kuruluş var. Adına bakmayın, Avrupa’daki Türklerin bir kuruluşu. Hem de Uluslararası bir sivil toplum kuruluşu. Unesco’ya, Avrupa Konseyi’ne, Birleşmiş Milletler’e üye. Agit ve Avrupa parlamentosu ile ilişkili.

Avrupa’da 1970’lerde ortaya çıkan Türkiye siyasetine ve cemaatleşmesine ayarlı kuruluşlardan değil, âdeta ikinci nesil bir gönüllü kuruluş. Avrupa’da yükselen ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve islamofobi ile mücadele sözkonusu olduğunda akla ilk COJEP geliyor.

Türk kamuoyu COJEB’i beş altı yıl önce bir vesile ile tanıdı, belki hâlâ hatırlayanlar vardır.

Fransa’nın Nancy’ye bağlı Pont-a-Mousson kasabasında Jacques Marquette Orta okulu öğrencisi Mustafa, (işe bakın Mehmet Doğan’ın oğlu), tarih dersinde beş arkadaşıyla birlikte Ermeni soykırımı iddialarını reddetti. Mustafa ilave olarak “böyle bir iş olmuşsa hak etmişlerdir”dedi!

Mustafa cezalandırıldı, Fransız kanunlarına göre büyük suç işlemişti!

Sonra Mustafa’dan konuyla ilgili ödev hazırlaması istendi. Türkçe kaynaklara başvurmadan bunu yapması gerekiyordu. Mustafa ödevi hazırladı ve okul yönetimini bu ödevle altetti! Mustafa’nın ödevinde dayanağı COJEP’in konuyla ilgili Fransızca raporları idi…Böylece perde kapandı.

COJEP’in toplantısına geniş bir katılım vardı. Halen Avrupa Türklerinden ama Yozgatlı, Kayserili, Trabzonlu, Bayburtlu, Antalyalı…güzel dostlar tanıdık. Biz de Asya’nın ortasından Avrupa’nın ortasına yüzyıllardır süren kutlu yürüyüşü anlattık. Katliamla biten zaferler yerine mağlub ettiği ile bile birlikte yaşamak esaslı yürüyüşün derin mânasını hissetirmeye çalıştık.

Türkiye siyasî sınırları ile tahdit edilemeyecek bir ülke. Bu idealist insanlar gönüllük esasıyla çalışarak bu şiarı yükseltiyorlar.

YORUMLAR (16)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
16 Yorum