Hayırdır inşallah!

AK Parti’nin kurucularından ve uzun yıllar AK Parti hükümetlerinde bakanlık yapan Faruk Çelik gibi siyaset kurdu bir ismin; birinci yılını henüz dolduran Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle ilgili, üstüne üstlük bir de sisteme dair revizyon tartışmaları devam ederken, durduk yerde, düşünmeden taşınmadan, arkasını önünü hesaplamadan “İlk turda yüzde 40 ve üzeri oy alan seçilsin. Yüzde 50+1 formülü Türkiye’yi yorar” gibi öylesine bir öneride bulunacağını düşünmüyorsunuz herhalde?

Sayın Çelik öyle “aklına gelen orijinal bir öneriyi” sadece fikir özgürlüğü kapsamında kamuoyuyla paylaşacak, bunun siyasi yansımalarını düşünmeyecek tecrübesiz bir politikacı değildir.

Ama soru şu: Sayın Çelik’in atalarımızın söylemiyle ‘bayram değil seyran değil’ yani 2023’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine daha dört yıl varken, “İlk turda yüzde 40 ve üzeri oy alan seçilsin. Yüzde 50+1 formülü Türkiye’yi yorar” önerisini gündeme getirmesi ne alaka?

Tamam kabul edelim ki “tamamen kişisel görüşlerini” paylaştı!

Yine de “zamanlaması manidar” değil mi?

Sayın Çelik gibi “30 yıldır çekirdekten gelerek aktif siyasetin içinde, bir siyasetçinin bulunması gereken tüm kademelerde” bulunmuş tecrübeli bir isim partisini, liderini zora sokacak bir öneriyi “tamamen kişisel görüşlerim” diye açıklayabilir mi?

Ben de kendisine herhangi bir art niyetimin olmadığını ama “arkasında ve önünde bir şeyler aradığımı” samimiyetle belirtmek istiyorum.

Şu sebeple:

Hatırlayacaksınız. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, hükümet sistemi değişikliğini öngören anayasa değişikliğinin 16 Nisan 2017’de referandumdan geçmesinin ardından gündemine 50+1 çıtasının zorluğunu almıştı. Partisinin teşkilatlarında yaptığı her konuşmada “2019 seçimlerinin çantada keklik olmayacağını” dile getirmişti.

Artık yüzde 49,9 bile alsanız başarılı olamıyorsunuz. Netice ve zafer için mutlaka yüzde 50+1 oy almamız gerekiyor. Bu seçimlerden gerekli dersleri çıkarmazsak 2019’da işimiz gerçekten çok zor.” (9 Ağustos 2017)

Seçimde başarı çıtamız asgari yüzde 50 artı 1 oy elde etmektir. 2019 seçimleri zorlu geçecek. Bu tablo da AK Parti olarak ve bireysel olarak kendimizi yenilememiz, geleceğe hazırlamamızın önemini gösteriyor.” (13 Eylül 2017)

Hatta o dönem Abdülkadir Selvi önemli bir Ankara kulisini paylaştı köşesinden. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kurmaylarına “Nereden çıktı bu yüzde 50 artı 1! İlk turda en fazla oyu alan seçilseydi” dediğini aktardı. (16 Kasım 2017)

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, hükümet sistemi değişikliğini öngören Anayasa değişikliğinin referandumdan geçmesiyle birlikte 50 artı 1 çıtasının getirdiği zorluğu gördüğü ortada.

Gördü çünkü 16 Nisan Referandumunun sonuçları ortada: AK Parti ve MHP’nin oyları toplandığında sandıktan yüzde 61 çıkması gerekiyordu. Matematiksel olarak böyleydi. Ki her iki parti de kendi seçmenini konsolide etmek için yapılması gerekenden ve söylenmesi gerekenden fazlasını söyledi. Ama sandıktan çıkan sonuç bıçak sırtı oldu. Kabul edelim ki hukuken meşru ve geçerli ancak siyaseten tartışmalı bir sonuçtu bu.

Hakeza 18 yıllık iktidar tecrübesi ve üstelik MHP ile yapılan ittifak ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin ülkeye kazandıracağı masalsı bütün vaatlere rağmen sandıktan 24 Haziran 2018’de AK Parti için büyük bir galibiyet çıkmadı.

Bu durumda 2023 seçimlerinin AK Parti için hiç olmadığı kadar zorlu geçeceği de ortada.

Çünkü…

Ortada somut bir gerçek var. O da şu: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi birinci yılında.

Ve yeni hükümet sistemi daha birinci yılında tıkandı, kireçlendi, arıza alarmları veriyor. Ki sistemin arıza alarmı verdiğini AK Partili yetkililerde kabul ediyor.

Sistemin revize edilmesiyle ilgili ilk açıklamayı yapan isim AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı’ydı. Şöyle demişti:

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ilişkin bir çalışma yapılıyor. O bize daha nesnel bir fikir verecektir. Biz bunu bir siyasi mesele olarak görmeyiz. Sistemi rehabilite etmek aklın gereğidir.” (29 Haziran)

Hatta AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, yaptığı açıklamada sistem revize edilirken muhalefet partilerinin de görüşlerinin alınacağını söylemişti:

Tıkanıklık görülen yerlerin, eksiklik görülen yerlerin üzerine gidilecek. Bir yılın gözden geçirilmesi ile ilgili Fuat Oktay’ın başkanlığında bir çalışma yapılıyor. Cumhurbaşkanımız sistemin revizyonu için muhalefet liderleriyle de görüşebilir.” (10 Temmuz)

Yeni sistem TBMM’yi daha güçlü hale getirecek denildi: AK Partili milletvekilleri Meclis’in yeni sistemde güçsüzleştiğini, milletvekillerini “Züğürt Ağa” haline getirdiğini söylüyorlar.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Meclis’in daha hızlı kararlar alacağı vaat edilmişti. Deniz Zeyrek köşesinde yeni sistemin yürürlüğe girmesinden beri “TBMM’de 2 bin 79 kanun verilmiş. Ancak, küsuratından bile az sayıda, sadece 29 kanun ile 13 uluslararası anlaşma TBMM’den geçmiş” diye yazdı. (2 Ekim 2019)

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde ekonominin havalara uçacağı vaat edilmişti: Zamlanan faturalar havalarda uçuyor.

Kuvvetler ayrılığı ilkesinin hakim olacağı ve yargının bağımsız olacağı ve yargı sorunlarının yaşanmayacağı vaat edilmişti: Yargıya güven yerlerde sürünüyor. FETÖ davalarında ve KHK süreçlerinde oluşan mağduriyetler nedeniyle Türkiye’nin uluslararası arenada hukuk devleti algısı hiç olmadığı kadar hasar görüyor.

Halka vaat edilen demokratik bir hükümet sistemiydi. Kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığını çok güçlü kılan bir sistem olacağı dillendirilmişti. Bunlar demokratik bir hukuk devletinde olması ve yapılması gereken ilkelerdi.

Bütün bunlar ortada iken ve sistemin “tıkandığı, kireçlendiği, arıza sinyalleri verdiği” yerlerin rehabilitasyonu gerçekleştirilmeden Sayın Çelik çıktı ve kişisel görüşüm diyerek “yüzde 40” önerisini gündeme getirdi.

Bir müddet AK Parti’den bu öneriye ilişkin bir açıklama gelmedi. Bir müddet. Sonra AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik çıktı ve Sayın Faruk Çelik’in açıklamalarının şahsi olduğunu açıkladı. Sanki bir damar arandı ve sanki o damar bulunamayınca geri adım atıldı.

Hadi diyelim ki çıta yüzde 40’a çekilsin. Dün gazetemizin yayın yönetmeni İbrahim Kiras’ın sorduğu gibi “Çıta yüzde 40’a inse ne olacak?” (3 Ekim 2019)

Çıtanın yüzde 40’a inmesi AK Parti’ye nasıl bir fayda sağlayabilir?

YORUMLAR (58)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
58 Yorum