ABD Trump ile dünyayı çalkantıya terk ediyor

“Amerika bizim neyimize, biz kendi işimize bakalım” diyecek olan okurları baştan uyarıyorum: Ben o kanaatte değilim ve bu yazı da yeniden seçilmeyi başarmış ABD’nin 47. Başkanı Donald Trump’ın imzasını taşıyan ‘Ulusal Güvenlik Stratejisi 2025’ adlı belgeyle ilgili.

Dünyamızın bundan sonrasına ışık tutacak bir belge bu.

Yayımlandığı beş gün öncesinden başlayarak, Trump’ın imzasını taşıyan rapor, kendi ülkesinde ve dünyanın dört bir tarafında dikkatle okundu ve değerlendirildi.

ABD’nin geleneksel müttefiki olan Avrupa ülkelerinde tedirginlikle karşılandığından eminim.

Buna karşılık, ABD ile kanlı bıçaklı olması beklenebilecek Rusya ve Çin’de ise, büyük bir rahatlamaya sebep olduğuna kalıbımı basarım.

Sevinenler arasında, hiç kuşkusuz, Avrupa’da son yıllarda siyasi moda haline dönüşen ve birkaç ülke siyasetini derinden etkileyen ‘illiberal’ etiketli, demokrasiye kayıtsızlıklarıyla ön plana çıkan liderler de vardır.

Trump yalnızca ABD’de silinmez izler bırakmakla yetinmeyecek, kendi ideolojik tercihlerini bütün dünyada hakim hale getirmeye de çalışacak…

Ve daha da tehlikelisi, bunu hiçbir ülkenin iç işlerine karışmayacağı iddiası arkasına gizlenerek yapmaya çalışacak…

Raporun özeti bu.

Fazla hacimli olmayan -29 sayfa- belgede ülkemizin ismi geçiyor diye sevinenler olabilir; onları da uyarayım: Trump’ın gözünde Türkiye Ortadoğu’ya hamilik yapacak Ortadoğulu bir ülke…

Hamilik görevini de İsrail ile birlikte yerine getirmesi bekleniyor (s. 28)…

[Bu arada, Rusya ile Çin de Ortadoğu’da ABD’nin yerini almak için fırsat kollayacaktır…]

Belgeye şaşırdım mı?

Hayır, ben şaşırmadım, ama ABD’nin etkili kurumları uluslararası ilişkiler uzmanlarının ilk verdikleri tepkilere bakılırsa, işin bu noktaya varmasına onların şaşırdıkları anlaşılıyor.

Benim şaşırmamamın sebebi, Trump’ın şahsıyla ilintili görmek yerine, konuyu tarihsel perspektifine yerleştirmem…

Konunun gerisinde çok daha uzunca bir arka-plan var, ama daha yakının ayak izlerine bakmak bile yeterli.

Önce 1997 yılına uzanalım.

Siyasete de meraklı ve kendilerinden ‘Neo-muhafazakar’ (Neo-Con) olarak da söz edilen William Kristol ile Robert Kagan, o yıl, kısaca PNAC diye anılan ‘Project for the New American Century’ (Yeni Amerikan Asrı İçin Proje) adıyla bir kurum oluşturdu.

Kurumun ilk icraatı ‘Amerika’nın Savunmasını Yeniden İnşa - Yeni Bir Asır İçin Strateji, Güçler, Kaynaklar’ başlıklı kapsamlı bir rapor yayımlamak oldu. Raporun sonunda yer alan katılımcıların isimlerini, 11 Eylül (2001) saldırıları sonrasında ekranlarda ve gazete köşelerinde sıkça gördük.

Neo-Conlar’ın ABD’yi İsrail etkisi altına alma girişimlerinin ilk denemesiydi o rapor…

ABD’ye 2016’da başkan seçildiğinde, kendi adıyla hazırlanmış ilk stratejik rapora, PNAC ile ilintisi var mı merakıyla yaklaştığımda, evet bazı izlerle karşılaşmış olsam bile, etkinin sınırlı kaldığını görmüştüm.

2017 tarihli o rapor da, selefi Joe Biden’ın imzasını taşıyan 2022 tarihli rapordan farklı olarak, bu yenisi gibi “My fellow Americans” (Yurttaşım Amerikalılar) hitabıyla başlıyordu, ama değerlendirmelerin sağlamlığı açısından yenisinden çok farklı, alışılmışa daha yakındı.

Neo-Conlar fazla etkileyememişlerdi Trump’ı 2016-2020 arasındaki dönemde.

Taktik değiştirmiş oldukları anlaşılıyor Neo-Conlar’ın…

Beyaz Saray için ikinci çıkışı sırasında, Neo-Con takımı ve onları mali açıdan destekleyen yüze yakın kurum, Trump’ı kıskaca almak için özel bir çaba gösterdi.

Yeniden seçildiği takdirde uygulamaya konması için bir politik programı önceden hazırlayarak…

‘Project 2025’ adını verdikleri tam 922 sayfalık belge, şu sıralarda açıklanan ‘Ulusal Güvenlik Stratejisi’ için ön hazırlık sayılabilir. Çoğu Kristol-Kagan ikilisinin yetiştirmesi olan 36 ismin eseri o belge.

Uzun metinler okumaya alışkın olmayan Trump için yapay zekaya ‘Project 2025’ raporunun özetini çıkartmış olabilirler.

Tabii bir de, yeniden başa geçtiği son 11 ay içerisinde sergilediği pervasız tavra gelmeyen tepkilerin Trump’ın özgüvenini artırması gerçeğini de bu tabloya ekleyebiliriz.

ABD’nin geleneksel politikasından sapmaların dünyada yol açtığı şaşkınlığı kendi karizmasının eseeri sayıyor Trump ve ‘dene-yanıl-yeniden dene’ yöntemi ile kendine yol açarak ilerliyor.

ABD’nin geleneksel müttefiklerini dışlayarak, ABD tarafından 2. Dünya Savaşı sonrası oluşturulmuş kurumları işlevsiz kılarak, daha önce ‘hasım’ hatta ‘düşman’ sayılan ülkelere anlayışlı yaklaşım stratejisi uygulayarak…

Dünyamız dünden daha güvenliksiz…

YORUMLAR (2)
2 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.