Bir toplumda akıl tutulması olur mu?

Mesela 2016 yılından beri süren “dolar bozdur” kampanyaları ile dolar 3,0 liradan nerede ise 30,0 liraya yükseldi. Ama kimse de çıkıp “bir topluma bu kadar büyük zararı kim, nasıl verdirdi” diye sormadı.

Veya aynı dönemde Hazine garantili müteahhitlere verilen dolar garantilerini sormadı. Millete dolar bozdur denilirken bütün ihaleler döviz üzerinden yapılıyordu.

Bugün kemer sıkma dönemine girdik. Yani üretemediğimiz ama aşırı tükettiğimiz bu modelin “çılgınlık dönemi” bitiyor. Kemerler sıkılacak diye yeni vergiler bile geldi...

Bakın aslında doğru yoldayız ama maliyeti büyük olacak. Güvenilir bir yönetimde 4-6 ay sürecek kemer sıkma dönemi bu yönetimde en az 2 yıl sürecek. Yine güvenilir bir yönetimde 400-600 bin kişinin işini kaybederek geçireceğimiz bu süreci, mevcut yönetimde 3-4 milyon kişi işini kaybedecek.

“Güvenilir yönetim” dediğim ekonomi yönetimi değil; Ülke yönetimi.

Şu an ekonomide en büyük riskimiz bir bakıma Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Çünkü her an tam tersi kararlar alabilir ve “laf dinlemiyorlar” diyebilir. Sadece bu risk fazladan acaba kaç milyon kişinin işsiz kalmasına neden olacaktır?

Bunun vebalini hiç düşünüyor musunuz?

***

Bakınız benzer kemer sıkma dönemini 2018 seçimlerinden sonra da yaşadık. Aşağıdaki grafik bu dönemin çalışanlarını gösteriyor.

Mevsim etkisinden arındırılmış verilere göre 1,5 yıl süren bu kemer sıkma döneminde 1 milyon 462 bin kişi işini kaybetmişti.

Şimdi o dönemden daha ağır bir kemer sıkma süreci yaşayacağız. Artık bekleyip görelim.

Ama bekleyemeyecek olanlar çıkacaktır. İşini kaybedip işsiz kalanlar olacaktır. Evladının istediği bir şeyi alamayıp bunalım yaşayanlar olacaktır.

İşte onlar ne yapacak? Onları düşünen ve çözüm aranlar var mı?

***

Bunu neden söylüyorum: Bugün bir fatura ile karşı karşıyayız. Önceki Ak Parti yönetiminin oluşturduğu bir faturadır bu.

Bu fatura ödenecek ama kim ödeyecek?

Mesele bu yükün dağılımıdır.

Örneğin Hazine garantili müteahhitlere zerre dokunulacak mı?

Seçim döneminde sıkça söylenen “Ama köprü yaptı” sözü bir kutsiyet gibi onları dokunulmaz mı kılacak?

Sayıştay raporları verilen ayrıcalıkları gözler önüne seriyor. Şehir hastanelerinden köprü ve otoyollara çok ilginç para trafikleri yaşanıyor.

***

Konu aslında şudur: Bugün ülkemizde sabit gelirliler açısından durum epey ciddi. Özellikle emekliler ve çalışanların gelirleri çok eridi.

Geçinmek hayli zor.

Böyle bir durumda dahi tepkisiz bir toplum nasıl ifade edilebilir?

***

Acaba benzer örnekler tarihte yaşandı mı?

Aklımıza ayet geliyor... Ne diyor yüze yaradan?

Kuran Meali: Zuhruf Suresi 54. Ayet: “Çünkü onlar, (zâten) hak yoldan çıkmış bir toplum idi. Firavun, böylece halkını ahmaklaştırdı ve onlar da sonunda boyun eğdiler: çünkü onlar, aldatılmış, ayartılmış bir halktı! İşte böylece Firavun kavmini aptallaştırdı; onlar da bu tahrike kapıldılar: Zaten onlar öteden beri yoldan çıkmış bir kavimdiler.”

Şimdi ne yapacağız ve ne diyeceğiz?

“Ama köprü yaptı” savunması çocuklarımızın yoksulluğunu örtebilecek mi?

Bakalım...