Bu iki kelime artık hiç yadırganmıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomiye ilişkin fikirleri ve konuşmalarının her seferinde bir ekonomik çöküşe yol açtığı gerçeğini bir kez daha yaşıyoruz.

Eskiden bu tür yıkımları Ali Babacan Mehmet Şimşek bir şekilde engeller, düzeltirlerdi. Şimdi öyle kimse de kalmadı: Reis’in sözünün üzerine söz söylemek öyle kolay mı?

Erdoğan önceki akşam TRT yayınında yine bütün dünyanın yanlış yaptığını ve sadece kendilerinin doğru yaptığını bir kez daha ilan etti.

Yine negatif faize dayalı Türkiye Modeline devam edeceklerini açıkladı.

Ve olan yine oldu...

Onca baskıya, onca yasağa rağmen dolar yazıyı yazdığım şu saatlerde yüzde 2,3 yükselerek 20.55’e geldi. Ama duracak gibi de değil...

İyi ama kur yükselirse ne olur? Tabii ki enflasyon olur... Yeni modele geçerken bu ilişkiyi ciddiye almayan Erdoğan ve Bakan’ı Nureddin Nebati ağır bir enflasyon faturası ödediler. Önce dolar için “yükselirse yükselsin” diyen bu iki ekonomist, sonra kurlar yükselmesin diye elde avuçta ne varsa sattılar.

Velhasıl iş ciddi...

Erdoğan devam ederse kurlar sert zıplayacak, yeni bir zam dalgası gelecek, enflasyon yine üç hanelere zıplayacak.

Bunun başka izahı ve yolu yok.

İyi ama Erdoğan bu görüşte ise ve bu görüşün tam tersi görüşte olan Mehmet Şimşek ile neden bunca sıkı ilişki kurmaya çalıştı. Her seferinde Şimşek tarafından reddedilen Erdoğan neden Şimşek’in peşinde hala koşmaya devam ediyor?

Acaba seçime kadar piyasalar bozulmasın diye oyun mu oynandı? Sadece seçimi rahat geçirelim diye meydanlarda yuhalatılmış Şimşek yem olarak mı kullanılmak istendi?

Bunları bilemeyiz

Ama net bildiğimiz bir iktisat kuralı var: Öngörüsü olamayan bir piyasada ne yatırım olur ne de ekonomik gelecek...Öngörülemeyen ülkeler fakirliğe mahkûm olur.

O zaman şimdi soralım: Erdoğan’ın gerçek ekonomik görüşü nedir?

***

Bilemediniz değil mi?

O zaman seçimden sonra Erdoğan ve AK Parti seçilirse büyük bir ekonomik yıkımı ve fakirliği bekleyin...

Bu bir olasılık vs değil, kesin olan bir durumdur.