Önce rakamlar… Ticaret Bakanlığı verileri:

Haziran ayında ithalat %15,3 artışla 28 milyar 708 milyon dolara ulaştı. Tüketim malı ithalatı ise %32,5 artışla 5 milyar 062 milyon dolar oldu. Otomobil ithalatı da %37,0 artışla 3 milyar 426 milyon dolara çıktı.

Gelelim ODD (Otomotiv Distribütörleri Derneği) verilerine:

Haziran ayları itibari ile lüks araç satışları şu şekilde:

Geçen yıl haziranda 61 bin 972 araba ithal ederken bu yıl 71 bin 082 araba ithal etmişiz. Hem ithalat miktarı artmış hem de lüks model ithalatı artmış. O nedenle miktar artışı %14,7’de kalırken parasal artış %37,0’ye ulaşmış.

Kısaca zenginlerimizin keyfi yerinde.

Gelelim eski veriye.

Grafikte gördüğünüz gibi Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Türkiye’de tek kazanan kesim var: ZENGİNLER

Revize öncesi durum şuydu.

2005 yılında en zengin yüzde 5’lik kesim ülke gelirinin yüzde 21,4’ünü alıyordu. 2014 yılında bu pay yüzde 19,6’ya kadar geriledi.

Sonra Erdoğan tüm yetkileri kullanarak adeta dümenin başına oturdu.

2020 yılında zenginlerin pastadan aldığı pay %22,3’e çıktı ama yetmedi. Erdoğan Nass dedi ve asıl zincir koptu. 2024 yılında zenginlerin payı %24,7’ye çıkmış oldu. Böylece zenginler Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı döneminde gelirden altıkları paylarını 5,18 puan artırdılar.

Kimden aldılar derseniz cevap net: HERKESTEN

Evet, Erdoğan’ın tek güç olduğu liderlik döneminde herkes kaybetmiş sadece ve sadece en zengin yüzde 5’lik kesim kazanmış.

O en zengin yüzde 5’lik kesim 415 bin lira kazanırken en fakir yüzde 5 sadece 15,5 bin lira kazanıyordu.

Hatta şöyle söyleyelim: En zengin kesimin Erdoğan’ın liderlik döneminde gelirden aldığı fazladan pay en alt yüzde 20’lik kesimin gelirine karşılık geliyor.

Neyse, grafik her şeyi açıklıyor…

HHH

Gelelim Erdoğan’ın müthiş başarısına…

En zengin kesim payını 5,18 puan artırınca normalde 328 bin lira olması gereken gelirleri 415 bin lira oldu. Yani yüzde 20,94 Erdoğan sayesinde fazladan gelir elde ettiler.

Toplumun en zenginin altındaki yüzde 25’lik kesimi (70-95 arası) gelirlerinden yüzde 5,0-5,5 kayıp yaşadı. Onun altındaki yüzde 15’lik kesim (55-70 arası) yüzde 7,0-7,5 kayıp yaşadı.

Ve en acı taraf. Toplumun en alt yüzde 20’lik kesimin üstündeki yüzde 35’lik kesim (20-55) gelirlerinden yüzde 10 civarı kayıp yaşadı. En fakir yüzde 20’lik kesim ise gelirlerinden yüzde 3-7 oranlarında kayıplar yaşadılar.

Herkes kaybetti ama asıl kaybeden toplumun orta-alt kesimi oldu. Bir bakıma AK Parti seçmeni.

Peki, Erdoğan neyi başardı?

Yoksulluğun hızla arttığı ama zenginlerin de çılgınca bir kazanç sağladığı bu dönemi çok başarılı şekilde idare etti.

Mesela çok ama çok güzel fakirlik cümleleri kurdu; sanırsınız fakir dostu bir lider varmış… Ya da dini ve milli cümleler ile fakirliği unutturup vatan-millet duygusunu aşıladı.

Normalde yer-gök inlemesi gerekirken tam tersi bu ezilen kesim haklarını savunan kesimlere saldırıp durdu. Onların paralarını ele geçiren zenginlere değil, tam tersine onların hakkını savunan beyaz yakalı kesime (Orta Sınıf) düşman oldular.

Taban sınıfı idare edip istediği yöne sevk etmede Erdoğan’ın başarısı kuşkusuz müthiş. Her ne kadar kendisi manda yoğurdu, kestane balı gibi yiyecekler yiyip ve/veya lüks araba ve saraylar kullansa da toplumda bunun karşılığını hiç oluşturmadı.

“O büyük liderdi ve itibardan tasarruf edemezdi…” Tam da bu mantığı tabanına iyice yedirdi.

Daha ne olsun… Bundan daha büyük başarı mı olur? Zengine verip fakirden almak ve fakirin de buna gönüllü olması dünyanın neresinde görülmüştür.