Ortada bir sorun var mı? Mesela enflasyon sorun mu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan dedi ki, “Mayıs ayında yıllık enflasyon son 3,5 yılın en düşük seviyesine geriledi. Yıl sonunda 20’li rakamları görmeyi bekliyoruz.”
Oh ne rahat… Bu enflasyonu 3 yıl önceki seviyeden yukarıya kim fırlattı? İşte onu cümlelerde bulamazsınız.
“Mayıs ayından itibaren rezervlerimiz yeniden artmaya başladı” cümlesinde bu rezervleri neden erittik, kim bu rezervleri yaktı? sorusuna cevabı da bulamazsınız.
Cümle arasında bir sorumlu var: “Salgının tetiklediği krizin yol açtığı tahribat.” Evet, buymuş bu yıkımların nedeni.
Şimdi yeni risklerimiz ise şunlarmış: “Bölgemizde hemen her gün yaşanan yeni gerilimler ve gümrük duvarları üzerinden yürütülen ticaret savaşları.”
Dikkat ederseniz bu cümlelerde bizim iktidarın zerre kusuru yok. Yerseniz…
Bütün dünya salgın sonrası yaşanan hafif enflasyon dalgasını çoktan yendi. Gümrük duvarlarından hani en fazla biz olumlu etkilenecektik… Dostum Trump bu kıyağı geçmişti bize. Ekranlarda bunu ballandıra ballandıra anlatan medya oyuncakları vardı…
İşinize gelmeyince sorun muallak dış güçlerde, işinize gelince dostum Trump… Ne güzel.
Sadece bir cümle var; kimin yaptığı belli olmayan bir iç şoktan bahsediliyor.
Erdoğan diyor ki, “Özellikle son 3 ayda yaşanan her türlü şoka rağmen program sarsılmadı.”
Bu “şok” neydi? En büyük rakibi olan İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun hapse atılması.
Hani AK Trollerin savcı ve hakimlerden önce haber verdikleri operasyon. Her nasılsa troller yargıdan önce savcı ve hakimlerin ne karar vereceklerini biliyorlarmış. Olsun ama yargımız bağımsızdır… Bakanımız öyle diyor.
Sanırsınız bu şok dışarıdan geldi ve bizim iktidar da önlem alamadı.
Keşke AK Trolleri takip etselermiş.
***
Şimdi duruma bakalım. İbret alacaklar açısından çok ama çok önemli dersler var.
Dün CHP davası ertelendi. Ardından borsada sert bir yükseliş geldi. Yani sadece sorunun ertelenmesi bile borsa için yetti.
Sadece borsa yükselmedi, faizler düştü kur rahatladı…
Finansal piyasalar bir nefes aldı.
Tekrar edelim: CHP Kurultay davasının ertelenmesi bile ekonomiye nefes aldırdı.
Peki, o zaman bu iç ŞOK neden yaşatıldı ve yaşatılıyor? Hani bölgemizde sorunlar çığ gibi büyürken neden içeride gerilim ve ayrışma politikası sürdürülüyor?
Kim yapıyor bunları?
Bir ayrıntı daha var.
Öyle bir zor dönemdeyiz ki, kimse dile getirmiyor.
TÜİK verilerine bakınca bunu göremiyorsunuz. Mesela TÜİK işsizlik verilerini açıkladı. 2012 sonrası en düşük işsizlik rakamı… Müthiş.
Ama perde arkası tam tersi. Felaket diyor o rakamlar.
Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam Şubat 2024’den beri yeni istihdamın olmadığını gösteriyor.
Biz geçen yıl mayıs ayı ile bu yılın mayıs ayını kıyaslayalım: Çalışan sayısı 456 bin kişi azalmış. Ama işsiz sayısı da 57 bin kişi azalmış. Diyeceksiniz ki, bu nasıl oluyor?
TÜİK mucizeleri işte.
Normalde durum şu olmalıydı. +15 yaş çalışabilir nüfus 460 bin kişi artıyor. Normalde bu nüfusun 252 bini işgücüne katılmalıydı. Böylece işgücü 36.004 bin kişiden 36.256 bine çıkmalıydı. Böylece çalışan sayısı 456 bin azalırken buna ek olarak 252 bin yeni işsizi de eklemeliydik. Sonuç olarak işsiz sayısı 3.029 bin kişiden 3.737 bin kişiye yükselecek ve işsizlik oranı da %8,4 değil, %10,3 olacaktı.
İşte bu farkı TÜİK gizledi. Yani umutlar yok olduğu için işsizlik artmamış… Kağıt üstünde cennet… Anahtarı da kim bilir kimdedir. Yanmaz kefenle satarlar belki de.
