Bu sefer işi gerçekten zor.
Bir tarafta bütçe tamtakır, diğer tarafta kasada döviz yok. Adeta ne var ne yoksa hepsi satılmış-harcanmış.
Bütçeyi mi toparlasın, rezervleri mi artırsın? Enflasyonu mu düşürsün, ekonomiyi yerel seçimlere mi hazırlasın?
Mehmet Şimşek açısından iş ne kadar zor ise aynı zorluk bütün toplum için de geçerli. Mehmet Şimşek'in başarılı olması bütün toplumu etkileyecek, başarısız olması da aynı şekilde.
Aynı gemideyiz, aynı kazanın içindeyiz.
Mehmet Şimşek'e destek olmalı açıklamaları Özgür Demirtaş ve Uğur Dündar'dan geldi. Sonra epeyce eleştirililer de geldi.
Gerçek ne diye ben de olaya farklı bir pencereden bakmak isterim.
***
Mehmet Şimşek'in başarılı olması bütün toplumu etkileyecek dedik ya... İşte bu başarıdan en fazla payı da mevcut ülke yönetimi alacak. Ama kimse olaya bu yönü ile bakmıyor ve Ülke adına başarı istiyor. Çok haklılar.
Olayın şu yönünü unutmayalım: Son günlerde dolar çıkarken CDS denilen risk primi düşüyor. Dikkat ettiniz mi?
Mehmet Şimşek para ve maliye politikasında başarılı kararlar alsa bile bunların etkileri bir yere kadar. Kesinlikle kemer sıkıcı politika uygulanmak zorunda ama bu politikanın az hasarlı olması için yabancı sermaye girişi de gerekiyor.
Unutmayalım ki, 2019 yılında kemer sıkma politikası 2,3 milyon kişinin işini kaybetmesine yol açtı. Şimdi durum daha vahim... Yaklaşık 3 milyon kişi işini kaybedebilir... Hatta daha fazla bile olabilir.
Ha... diyelim ki bundan korkup önlemler alınmadı. O zaman ilerleyen zaman diliminde (max 1-2 yıl) daha büyük sarsıntı oluşur ve işini kaybedecekler katlanarak gelir. Tercih sizin...
Ama biz bugüne bakalım: Mehmet Şimşek para ve maliye politikasında en doğru kararları alsa bile mesela CDS'ler daha ne kadar düşebilir.
Bu politikanın başarılı olması için destek kesinlikle şart... Ama kimin desteği?
Mesela Adalet Bakanının desteği ile hukukun adil işlemesi yabancı sermaye için çok önemli...
Mesela İçişleri Bakanı tarafsız ve adil uygulamalar ile güven verecek adımlar atmalıdır.
Mesela Milli Eğitim Bakanlığı orta-uzun vadeli ekonomik kalkınma için eğitim sistemini sil baştan yenilemek zorunda. Şu anda adeta işsizler yetiştiren bir eğitim sistemi yaşıyoruz. Her ile üniversite, herkesin sosyal bilimlere yönlendirilmesi felaket bir duruma getirdi ülkemizi.
Mesela Sanayi Bakanlığı katma değerli üretime dönüştürücü bir adımı yıllardır hiç atamadı. Adeta film seyrettiler.
Mesela Çalışma Bakanlığı adeta çalıştırmama bakanlığı olarak emekliden başka kimseyle ilgilenmedi. SGK bütçesindeki açık sadece maliye politikasını baltalıyor.
Mesela TBMM Başkanlığı... Meclisin demokrasi ve hukuk ile AB standartlarına yaklaştırılması en büyük desteklerden biri olacaktır.
Hatta bırakın Bakanlıkları ve Bakanları... Bağımsız kurullar ve kurumlar: Mesela RTÜK ülkede demokrasiyi zedeleyici aldığı kararların yabancı sermayeyi ürküterek kaç bin kişinin ekmeğine mal olduğunu hiç hesaplıyor mu?
Kısaca Mehmet Şimşek ekonomide ne kadar doğru karara alırsa alsın bu işi nihai başarıya taşıyacak olan bu doğru kararların demokrasi ve hukuk ekseninde oluşmasıdır. Aksi halde olması gerekenin çok ama çok üzerinde bir bedel ile bu sorunlarla boğuşmak zorunda kalırız.
Demem odur ki, Mehmet Şimşek'e en büyük yardım demokrasi ve hukuk sisteminin her alanda iyileşmesi ile sağlanacaktır. Bunu da Kabine arkadaşları ve üst düzey bürokratik kurumlar sağlayabilir.
Sade vatandaşın vereceği destek ne olabilir ki? İşsiz kaldığında şükretmekten başka...
O nedenle Mehmet Şimşek'in bunları iyi anlatması gerekiyor. Hem de en yakınından başlayıp bütün yönetim kadrolarına en detaylı şekilde izah etmesi gerekiyor.
Başka çare var mı?
Herkes başını önüne eğsin ve düşünsün: Bu ülkede antidemokratik her bir kararın kaç bin kişinin ocağını söndürecek; kaç bin kişiyi işsiz bırakacak?
Kararlarımızı buna göre alırsak sanırım Mehmet Şimşek'e ve Ülkemize en büyük katkıyı sağlamış oluruz.
