Polis katili, AFD'nin yükselişi
Adam yaralama, cinsel taciz, hırsızlık dahil olmak üzere 26 suç kaydı bulunan 19 yaşındaki Yunus Emre Geçti geçtiğimiz gün Ümraniye Ihlamurkuyu’da yaşanan çatışmada 27 yaşındaki polis memuru Şeyda Yılmaz’ı şehit etti.
Olaya isyan etmek için çok sebep var.
Ülkede liyakat o kadar ayaklar altına alınmış ki ömrü boyunca hapiste olması gerekirken, polisler yakaladıkça salıverilen bu kişi başka bir polisimizin belindeki silahı alıp Yılmaz’ı şehit etti.
Silahını bir polis bu kadar kolay nasıl kaptırır?
Daha önce de bir kaç defa sosyal medyaya düşen bazı görüntülerde polislerin aldıkları eğitimlerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini söylemiştim.
Eğitim konusuyla ilgili kendi hayatınızdan örnekler düşünün. Ben öyle yapıyorum. Ben ehliyeti araba kullanmayı öğrenemeden almış biriyim. O kadar kalitesiz, sallapati eğitimler verildi ve ehliyet sınavları yapıldı ki 15 yıl önce ehliyet almış birine teorik ve pratik olarak doğru düzgün bir eğitim verilmediğine bahse girebilirim.
Bu vahim olayda da karakoldan kaçan, kaçtıktan sonra kovalamaca esnasında köşeye sıkıştığı noktada polisin silahını belinden alan birinden bahsediyoruz.
Polislerimiz bizim canımız elbette ama bir eğitim zaafiyeti söz konusu olduğu çok net.
Sistemi kökten yeniden gözden geçirmek devletin görevi.
Öte yandan 26 suçtan kaydı olan 19 yaşındaki biri neden sokakta rahatça dolaşabiliyor?
“Ben hukukçu değilim” yazmaktan ben de artık hoşlanmıyorum ama olaylara hukuksal açıdan değil toplum vicdanı açısından bakmam gerekiyor.
Birinin cezaevine girmesi ve cezasını çekmesi için ne gerekiyor?
Psikopatları sokaklara salan kim?
Polis yakaladıkça kayıt altına alınan sonra da topluma yeni bir suç işlemesi için salınan bu psikopatların yaşlarının 18 yaşının altında olması umrumda bile değil.
Mükerrer suçlar işleyen ve bir türlü islah olmayan çocuklara Amerika’da güneşi göstermiyorlar. Amerika’da benzer bir kanunu Cem Toker’de X hesabından paylaştı.
“Eyaletler farklılık gösterse de, ABD’de yaklaşık 20-25 eyalette, Cezası 1 yıldan fazla hapis olan suçlardan 2 defa işleyen kişi, 3. kez ağır cezalık şiddet suçu işlerse, hakim takdiri olmaksızın, otomatik en az 25 yıl ile ömür boyu ceza yer. Yasanın ismi “Three Strikes” kanunudur.”
Ne güzel kanun yapmış adamlar değil mi? Görevleri bu. Yaparlar.
Devlet vatandaşlarını bu suç makinelerinden korumak zorunda.
Daha bugün bir başka olayda Ankara’nın Altındağ ilçesinde iki kişi polisle çatıştı.
12 suç kaydı olan 18 yaşında, 19 suç kaydı olan 22 yaşında.
Cumhur ittifakına karşı biraz dozu aşan eleştiri yapıldığında ya da belki hakaret edildiğinde Silivri’nin soğuk duvarları arasında yıllar geçebilecekken bu mafyacılık oynayan psikopatlar sokaklarda rahat rahat geziyor.
Sonra da “dünyanın en büyük adalet sarayını yapacağız” diye böbürleniyorlar.
Akıl alır gibi değil.
Hiç kimse güvende değil ve adamların umurlarında değil.
AFD’NİN YÜKSELİŞİ SÜRÜYOR, TÜRKLER İÇİN TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR
Almanya’da aşırı sağcı AfD partisinin yükselişi sürmeye devam ediyor. Neo Nazi olduklarını çoğu zaman kabul eden bu aşırı sağcı parti özellikle doğu eyaletlerinde iktidara yürüyor.
Bu da Almanya’daki Türkleri ilgilendiren ciddi bir mesele.
Pazar günü Brandenburg eyaletinde yapılan seçimlerde de 29,2 oy alan AfD başa baş giden yarışta 30,9 oy alan SPD’nin ardından en çok oy alan ikinci parti oldu.
Aslında bu Brandenburg için çok da sürpriz bir sonuç değil. Nitekim 2019 seçimlerinde de SPD 26,2 ile birinci parti, AfD 23,5 ile ikinci parti olmuştu.
Almanya’da göçmen karşıtlığının İslamofobi’ye dönüşmesinden korkuluyor.
Açıkçası benim de bu konuda endişelerim var. İslam karşıtı gösteriler de artık daha cesur sloganlar atılmaya başlandı.
Özellikle bir polis memurunun hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan miting saldırısındaki saldırgan ile Solingen’de rastgele bir şekilde festivalde insanları bıçaklayarak 3 kişiyi öldüren saldırganın sonradan Almanya’ya gelen Müslüman göçmenlerin olması AfD’nin ekmeğine yağ sürdü.
Buna karşılık Müslüman göçmenlere karşı kundaklama haberleri de gelmeye başladı.
Bunlar çok tehlikeli gelişmeler.
Alman İç İşleri Bakanı Nancy Faeser ise sessizliğini koruyor.