Yapılan anket ve soruşturmalarda TCMB’nin bugünkü toplantıda faizleri sabit bırakacağı tahmin edilmiş. Zaten geçen ay 200 puan artırarak tüm piyasaları ziyadesiyle memnun etmişti.
Dünyanın her yerinde faizler, enflasyonu baskılamak ve düşürmek için artırılır; bizde de öyle fakat bizim merkez bankamızın ikinci bir amacı daha var; yabancı yatırımcıların, sıcak paranın, getireceği dövizleri TL’ye çevirip Hazine tahvili almaları.
Böylece hem Hazine TL borçlanmış olur hem de gırtlağına kadar borca batmış ülke ekonomisi, borçlarını çevirecek döviz kaynağı bulmuş olur.
Sıcak para akımlarıyla, Türkiye, önce soluklanacak sonra da soyulacak ve biraz daha borç batağına gömülecek.
Her zaafiyet mevsiminde kurtarıcılar aramak kaçınılmazdır.
Sayın Naci Ağbal ve Sayın Lütfi Elvan yeni kurtarıcılar olabilir mi? Cevap hayır çünkü Türkiye ekonomisi, uzun süredir kurtarılamayacak kadar kötü durumdadır.
Sayın Elvan’ın AK Partili selefleri olan, Sayın Ali Babacan, Sayın Nazım Ekren, Sayın Mehmet Şimşek ve Sayın Berat Albayrak Beyler’in şartları, daha elverişli olmasına rağmen ekonomi kurtarılamadı Sayın Elvan nasıl kurtarsın?
AK Parti’nin önde gelenleri artık, sadece muhalifleriyle değil, birbirleriyle de çekişmektedirler; makam ve mevkilerin cazibesi arttıkça bu mücadele, tuzak kurmalara hatta kuyu kazmalara kadar uzanmaktadır.
“DAĞ GİBİ BERAT ABİMİZİ YEDİLER”
AK Partili bir arkadaşımın ifadesi.
O Berat Bey ki Sayın Cumhurbaşkanı’nın iradesini cesaretle kullanabiliyordu, onun ağzından çıkan Cumhurbaşkanı’nın isteği olarak algılanıyor ve karşı çıkacak en küçük bir muhalefet oluşmuyordu.
Fakat Sayın Albayrak tecrübesizliğinin kurbanı oldu. Birkaç bakanlar kurulu kabinesi eskitmiş olan kuyu kazıcılar, uzun süre, Sayın Albayrak’a nasıl muamele edecekleri konusunda bocaladılar ama kısa sürede işi öğrendiler: Sayın Albayrak zor ve başarılması imkânsız işlere kalkışınca; onu asla uyarmadılar, tam tersine övgü ve alkışlarla yanlışlarını pekiştirip geliştirdiler.
Kurtarıcılığın bir sonu olmadığını, kuyu kazıcılar iyi bilir; bir taraftan bu bakanlara sonsuz saygı gösterdiler, diğer taraftan hakkında dosya tuttular ve günü geldiğinde gereğini yaptılar.
Sayın Elvan’ın selefleri bakanlar o kadar çok karalandılar ki, şimdi, onlara selam vermek bile çok riskli.
Sayın Elvan’ı da, önümüzdeki 18 ay içinde, yaşanacak bir krizin ardından benzer bir akıbete bekliyor olabilir.
AK Parti, sessiz ve örtük iç çatışmaların merkezine dönüşmüş durumda ve ekonomi de her geçen gün daralıyor; soruyoruz, bir lider partisine dönüşmüş AK Parti’nin, ANAP ve DYP’den bir farkı kaldı mı? Sayın Cumhurbaşkanımızdan sonra bir geleceği olabilir mi?
Sayın Elvan’a bir eleştiri yöneltmek istiyorum: Sayın Albayrak’ın Eylül ayında sunduğu program bütçesine uymalıydı ve artık hiçbir geliri olmayan günlükçüler, Romanlar, geçici ve sigortasız çalışanlar, kafeterya ve lokantalarda çalışanlar, göçmenler ve diğer mazlum ve mahrumlara yardım etmeliydi. Bu insanları tespit edip yardımcı olmak hala mümkündür ve görevdir.
Kısa çalışma ödeneği düşüktür fakat çok yerinde ve isabetlidir. İş akdi fesih yasağı (işten çıkarma yasağı) için ödenen günlük 39 TL bile bazıları için iyi bir seçenektir.
SAYIN NACİ AĞBAL NE OLACAK?
Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Ağbal’ı beğenip takdir ettiğini ben de biliyorum, herkes biliyor. Fakat durumu Sayın Elvan’ın durumundan farklı değil.
Erdem Başçı süresini doldurdu fakat kovulmaktan beter oldu, Sayın Murat Çetinkaya zamansız faiz indirimlerine direndiği için görevden alındı. Sayın Murat Uysal da teamüllere aykırı olarak TCMB rezervlerini sattığı gerekçesiyle…
Sayın Ağbal da benzer bir kader yaşayacak ve ona da bir kusur yakıştırılacaktır ve elbette Sayın Cumhurbaşkanımızla olan hukuku da zedelenecektir.
Neyse.
Sayın Ağbal faizleri artırsın mı?
Evet, en az 100 puan artırmasını öneririm, bu artırırım sayesinde görev süresi uzar; çünkü üç vakte kadar, faizleri indirmek konusunda tazyikler ve tacizler başlayacaktır; faiz indirse de indirmese de eleştirilecek ve belki de…
Belki de azledilmek bu makam ve mevkilerin kaderidir.
