Diplomasi hâlâ mümkün...

Aralık başında tırmanmaya başlayan Ukrayna merkezli küresel kriz hafta başında yeni bir boyut kazandı. Rusya önce ayrılıkçı bölgelerin bağımsızlıklarını tanıdı, sonra da askerlerine bu bölgeleri koruma emri verdi. Artık Ukrayna’nın uluslararası toplum tarafından tanınmış sınırları içindeki bir başka bölgesinde daha Rus askerleri var. Hem de resmen.

Henüz buraları korumak için mi yoksa daha fazla ilerlemek için mi geldiklerini bilmiyoruz. Amerika, dünkü New York Times’da da yazıldığı gibi bir süredir Rusya’nın Ukrayna’yı işgal planları yaptığını söylüyor ve yakın bildiği müttefiklerini paylaştığı istihbaratla uyarıyordu. Ama muhtemelen böylesi bir hamle beklemiyordu.

***

Çünkü onlar zaten bu bölgeyi fiilen Rusya’ya bırakmayı göze almıştı. Ufak tefek müdahalelere ses çıkartmayacaklarını açıklamıştı. Müzakereler sürerken, sorun Almanya ve Fransa aracılığıyla diplomasiyle çözülecekken Putin’in yaptığı hamle belli ki herkesi şaşırttı. Fakat aynı zamanda Ukrayna hakkında konuşulacak, müzakere edilecek gündem maddesini de ortadan kaldırdı.

Bundan sonra Ukrayna söz konusu olduğunda konuşulacak tek şey NATO üyeliği. Aslında onun da cevabı belli ancak kimse açıkça dillendirmek istemiyor. Bunun dışında da asıl müzakere konuları var ki onlar Rusya-NATO, Rusya-Amerika notalaşmalarında mevcut. Rusya, Amerika ile yeni bir oyun planı geliştirmek, kendini daha güvende hissetmek istiyor.

El Pais’e sızan ve yalanlanmayan cevaplarından NATO’nun da, Amerika’nın da Rusya’nın pek çok talebini karşılamaya hazır oldukları anlaşılıyor. Her ne kadar yaptırımlardan, caydırıcılıktan söz edilse de yazışmalardan çıkan sonuç diplomasiye şans verileceği yönünde. Tanıma ve resmen asker sokma bu tavrı umarım değiştirmez, müzakere süreci kesilerek Avrupa yeni bir Soğuk Savaş’a zorlanmaz.

Rusya’nın Ukrayna’yı parça parça ilhakı tabii ki kabul edilemez. İlhak uluslararası sistemin 1648’den bu yana gelişen tüm temel prensip ve değerlerine aykırı. Ama ilk ihlal edenler de Ruslar değil. Biz de dahil pek çok devlet fırsatı bulduğunda sınırların değişmezliği ilkesini çiğnedi, çeşitli gerekçelerle genişledi. Emin olun Rusya son devlet de olmayacak, ilhak ettiği topraklardan ise kolay kolay çıkmayacak.

Rusya’ya tepki gösterilmeli ama rasyonel de olunmalı. Rusya’dan çok üçüncü tarafların canını yakacak yaptırımlardan kaçınılmalı. Hepsinden önemlisi diplomasiye fırsat tanınmalı. Yatıştırma gibi Hitler’e referansla tanımlanan kavramlar yerine statükonun ne şekilde korunacağı, Rusya’nın daha fazla ilerlemesinin imkansız istenmeden nasıl durdurulacağı konuşulmalı.

Caydırıcılık ve bir ölçüde de müeyyide bunun doğal önkoşulu, fakat karşı tarafın ne dediğini ve ne istediğini anlamak da öyle. Eğer krizi sadece Ukrayna’ya indirgersek, Rusya’nın NATO ve Amerika’dan taleplerini görmezden gelirsek, belki Biden’ın üstündeki yükü hafifletiriz, belki Putin’in işini kolaylaştırırız ama sorunun çözümünü, iki bloğun bir arada ve barış içinde yaşamasını sağlayamayız. NATO’nun dirliği, bütünlüğü için bile müzakere ve diplomasi şart.

***

Ben Putin’in Ukrayna’nın bir bölümünü daha ilhak etmek için attığı adımların ülkenin Finlandiyalılaştırılması çabalarının sonu anlamına gelmeyeceğini, gelmemesi gerektiğini düşünüyorum. Hala statükonun sabitlenmesinin, güven arttırıcı önlemler karşılığında Ukrayna için özel bir tarafsızlık tanımı yapılmasının mümkün olduğuna inanıyorum.

Yeter ki krizin tırmanması sorunun doğru okunmasını engellemesin, Rusya’nın taleplerini unutulmasın, birileri kriz dinamiğinden kendisi ve ülkesi için yeni fırsatlar yaratmaya çalışmasın, tırmanmadan siyasi ya da iktisadi fayda üretebileceğini zannetmesin. Hiç olmazsa ham petrolün varilinin 100 dolara dayandığını görülsün, tırmanmanın dünya ekonomisi üstündeki genel sonuçları hesaplansın...

YORUMLAR (13)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
13 Yorum