Hedef Rusya’yı yormaksa…

ABD Savunma Bakanı Austin Dışişleri Bakanı Blinken ile birlikte gerçekleştirdiği Kiev ziyareti sırasında ülkesinin hedefinin Rusya’yı bir daha böyle işlere kalkışamayacak kadar zayıflatmak olduğunu söyledi fakat tam olarak ne kadar zayıflaması gerektiğini belirtmedi.

Ancak söylediklerinden ülkesinin savaşı bitirmeyi değil sürdürmeyi düşündüğü anlaşıldı. Bundan Ukrayna yönetimi memnun oldu mu bilinmez ama Türkiye gibi savaşı durdurmak, çatışmayı sınırlamak isteyenlerin memnun olabileceğini düşünmek zor.

Bunun nedeni de Türkiye ya da başka bir ülkenin Rusya sevgisi değil. Savaşın insani, siyasi, iktisadi hemen her alanda külfetinin hissedilmesi, enerji fiyatlarından tahıl kıtlığına pek çok türev sorunun dünyanın hemen her yerinde istikrarsızlık doğuracağının görülmesi.

İltica konusu bile kendi başına bir sınama. Ayrıca savaşın tırmanma olasılığı da var. Polonya veya Slovakya’ya düşecek bir top mermisi çok şeyi değiştirebilme potansiyelini içinde barındırıyor. Dolayısıyla bu savaşın sürmemesi, bir an önce bitmesi gerekiyor.

Zaten Rusya yeteri kadar hırpalandı. Pazar günkü Jerusalem Post’ta yazdığına göre en az 21 bin 800 askerini kaybetti. 121 dronundan, 147 çok namlulu roket atarından, 69 hava savunma sisteminden, 408 topundan, 873 tankından, 154 de helikopterinden oldu.

Ukrayna yetkililerinin verdiği bilgiler doğruysa Rusya sekiz gemisini, 179 uçağını, 76 yakıt tankerini, 2 bin 238 zıhlı aracını, hepsinden önemlisi de dünya siyasetindeki ağırlığını, askeri önemini kaybetti. Üstelik de etkisi uzun yıllar hissedilecek yaptırımlara maruz kaldı.

Gerçekçi olmak gerekirse Rusya’nın yeni bir maceraya kalkışması zor. Uzunca bir süre kayıplarını telafi etmeye, üretim hatlarındaki aksamaları gidermeye, teknolojik ve örgütsel geriliğini ikame etmeye çalışması akla en yatkın olasılık.

Kaldı ki Rusya’nın zayıflatılması, potansiyel saldırganlığının önlenmesi için Ukrayna savaşının sürmesine de gerek yok. Richard Haas’ın bir kaç gün önce Foreign Affairs’de yazdığı gibi Batı’nın Soğuk Savaş yıllarından ve onun sonundan çıkartacağı çok ders var. Çevreleme de bunlardan biri.

Rusya istenirse çevrelenebilir, dünyadan büyük ölçüde izole edilebilir. Farklı ittifak kombinasyonlarıyla, askeri yardımlarla saldırganlığının önüne geçilebilir. Hatta işbirliği karşılığında mükafat da vaat edilebilir.

Ama eğer Ukrayna batağında zayıflatılması, yıpratılması kararlaştırıldıysa ne savaş biter, ne de Batı ittifakının bütünlüğü korunabilir. Müttefikleri bir süre sonra Amerika’nın dikte ettiği politikayı sorgulamaya, maliyetini tartışılmaya başlar. Uzatmalı bir kriz Avrupa güvenlik mimarisini sarsar, Polonya dahi kendi nükleer caydırıcılığını kazanmaya çalışır.

Umarım Biden yönetimi Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun bir televizyon programında adını almadan ima ettiği, ABD Savunma Bakanı Austin’in ise açık açık söylediği gibi Rusya’yı yıpratmayı öncelikli politika olarak benimsememiş, caydırıcılığının bir unsuru olarak kullanmayı düşünmüştür.

Bizim yine de benimsemiş olabileceğine istinaden geleceği öngörmemizde, hassas dengeleri sürdürmekte zorlanacağımızı hesaba katmamızda, yaptırımlara uyum konusunun gündeme geleceğini, Türkiye’nin arabuluculuk, kolaylaştırıcılık çabalarının eleştirileceğini dikkate almamızda yarar var.

İdeal bir dünyada Türkiye’nin inisiyatif alması, Rusya ve Ukrayna kadar çözümsüzlük çözüm diyen ABD ve İngiltere’yi de ikna etmeye çalışması hem dünya hem de kendisi için iyi olurdu. Türkiye benzer düşünen, savaşın büyümemesi gerektiğine inanan ülkelerle koalisyonlar oluşturabilirdi.

Ama ne yazık ki ideal bir dünyada yaşamıyoruz. Üstelik Türkiye de şu sıralarda diplomatik ve askeri alandaki tüm başarılarına rağmen mahkemelerinin verdiği hukukiliği bariz şekilde tartışmalı kararlarla sözü dinlenen, ikna imkanız yüksek olan bir ülke değil. Oysa şimdi eskisi gibi olmasına, yarattığı emsalin diplomasisi üstünde çarpan etkisi yaratmasına her zamankinden çok ihtiyacımız vardı…

YORUMLAR (8)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
8 Yorum