Reset gerek

Reset, yani yeniden kurma, sıfırlama Amerika’daki düşünce kuruluşlarının sevdiği bir kavram. Geçmişte İran, Rusya, Türkiye başta olmak üzere pek çok ülkeyle olan ilişkilerin yeniden kurulması, daha doğrusu kurulum ayarlarına geri döndürülmesi çağrısı yapılmıştı. Şimdi aynı şeyi bizim de düşünmemiz, Amerika ile olan ilişkileri tekrar kuramasak, kurgulayamasak bile ayar yapmamız gerek.

Çünkü ilişkiler giderek daha da çatışmacı hal alıyor, taraf olduğumuz sorunlar içinden daha da çıkılmaz hale geliyor. Amerika Türkiye’nin çıkar ve beklentilerini daha da çok görmezden gelir bir tutum takınıyor. Çözülemeyen eski sorunlara her geçen gün yenileri ekleniyor. En son olarak da karşımıza GKRY’ne verdiği orantısız destekle çıkıyor.

Amerika gibi karmaşık karar süreçleri olan büyük, güçlü ve biraz da dediğim dedik bir ülkeyi benimsediği tavırdan, uygulamaya koyduğu politikadan vazgeçirmek, caydırmak kolay değil. Kıbrıs ya da Ege’de tırmandırmayla, Suriye’de oldu bittiyle sorun yönetebilmemiz de zor. Biz tırmandırırsak onlar da tırmandırır, tırmanmadan muhtemelen biz zararlı çıkarız.

Diğer yandan onlar öyle istedi diye Suriye’deki güvenlik beklentilerimizden, Kıbrıs ve Ege’deki çıkarlarımızdan fedakarlık da yapamayız. Bugün Rusya’nın, yarın da başka bir komşumuzun, ticaret ortağımızın karşısına hasım olarak çıkamayız. Libya, Doğu Akdeniz veya Afrika’da siyasetimizi Amerika’ya, Amerika’nın değişken beklentilerine göre ayarlayamayız.

Ama istersek onların Türkiye algısını değiştirebiliriz. Her şeyden önce Türkiye’nin uzun erimli çıkarlarının Amerika’nın stratejik diye adlandırdığı çıkarlarla örtüştüğünü gösterebiliriz. Körfez ülkeleriyle, özellikle de İsrail’le normalleşmeyi bu genel anlayışın parçası olarak görmelerini ve okumalarını sağlayabiliriz.

Rusya ile olan özel ilişkilerimizin Ukrayna savaşının küreselleşmeden yönetilebilmesi için bir fırsat olduğunu anlatabiliriz. Türkiye’nin arabuluculuk çabalarını ön plana çıkartan, aynı zamanda Ukrayna’ya verdiği askeri desteği vurgulayan anlatıyı daha anlaşılabilir, basına ve düşünce kuruluşlarına daha satılabilir hale getirebiliriz.

Hepsinin ötesinde de demokrasi açığı, insan hakları sorunları ve sert siyasi üslupla şekillenen Türkiye algısını değiştirmek için çaba harcayabiliriz. Türkiye’nin sadece Washington’dan bakılınca değil başka bir “Batı” başkentinden bakılınca da hoş görünün hakim olduğu, insan haklarının ihlal edilmediği bir ülke olarak görülmesini temin edebiliriz.

İnsan hakları ve demokrasi tabii ki Amerika’nın ya da başka bir “demokratik” ülkenin çıkarlarının belirlenmesinde belirleyici olmaz. Fakat çıkar çatışması olunca haklar ve ihlaller sorun haline gelir. Öncelikle çıkar çatışmasını muhatabınız lehine çözmeniz, onun isteklerine boyun eğmeniz beklenir.

Ancak algınızı düzeltirseniz, insan haklarınız bir sorun olarak görülmekten çıkarsa, bir de dünyanın farklı bölgelerinde ve farklı sorunları karşısındaki duruşunuz onların stratejik vizyonları içinde anlam ifade etmeye başlarsa pazarlık şansınız artar, kendiniz daha kolay anlatabilir, dinletebilir ve temel çıkarlarınızı çok daha kolay koruyabilirsiniz.

Bunu da sadece devlet, daha doğrusu iktidar olarak yapamazsınız. Karar verme süreçlerine düşünce kuruluşları, basın ve üniversiteler aracılığıyla “sızmanız”, onları muadilleri vasıtasıyla etkilemeniz gerekir. Başka bir deyişle sadece değişmek yetmez, değişimin anlatılması ve altının ısrarla çizilmesi de şarttır.

Umarım Türkiye bunu başarır, önce az da olsa kendi değişir, sonra da bu değişimi aktarmaya, anlatmaya çalışır. Bizim Amerika olan ilişkilerimizi “normalleştirmeye”, F-35, F-16 cinsi sorunlarımızı çözmeye, bu ülkenin Türkiye’nin hasımlarıyla “ad hoc” dahi olsa ortaklıklar geliştirmesine engel olmaya ihtiyacımız var. Hem de seçimleri beklemeden, bir an önce…

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum