Afrin’de neler oluyor?
TSK ve MİTin bölgeyle ilgili yapmış olduğu analizlerde yanılmadıklarını yaşananlarla bir kez daha gördük.
Analizlerinde yer altına tünellerle gizlenmiş ve koruganlarla çevre savunması yapmış bir terör örgütüyle karşılaşmayı bekliyorlardı. Açıkçası bu konuda yanılmadılar.
Bölgede bulunan terörist sayısında da yanılmadıklarını gördük. Daha harekatın başında etkisiz hale getirilen terörist sayısı bin 500’e ulaştı. Tanksavar silahları ve havanla saldıracakları bekleniyordu, aynen öyle oldu.
***
Harekatla ilgili bilinmeyen tek şey arazinin ne kadarlık bir güvenlik gücüne ihtiyacı olduğuydu. O da yaşandıkça görülüyor. İhtiyaç başka bölgelerdeki uzman personel ile karşılanıyor.
Hangi ülkelerin nasıl hainlik yapacakları da biliniyordu. Beklendiği gibi aynı hareketleri yaptılar. Açıkcası bilinmeyen onların hareketleri değil bizim ne yapacağımız. Bu sefer karakutu olan biziz.
Silahlı Kuvvetler’in nereye kadar gideceğini ve sözde müttefiklerimizle ilişkileri nasıl konuma sokacağımızı bu kez onlar merak ediyorlar.
Çünkü ellerinde bizi kısıtlayabilecekleri fazla enstrüman yok. Olanları da bir defada harcamak istemiyorlar.
Bu kez Türkiye’nin elinde masaya daha kuvvetli oturmasını sağlayacak enstrümanlar var.
Öncelikle ABD’nin karşısında kuvvetli bir iktidar, Suriye sorununu çözmek için ortak mutabakata varan bir halk, operasyon ihtiyacını kendi savunma sanayisinde milli çözümlerle halletmiş bir ordu, Suriye’de yardım faaliyetleri icra etmiş ve başarıya ulaşmış bir modeli olan sivil toplum örgütleri, kendi icrasını yapabilen bir MİT Dış Operasyon Dairesi ve özgüven kazanmış ÖSO var.
Yani bu sefer çantası kabarık olan Türkiye.
İncirlik ve Kürecik ayrıca DAEŞ koalisyonu içindeki pozisyonunu daha kullanmamış bir Türkiye duruyor ABD’nin karşısında.
Zaman zaman Türkiye İncirlik’i kapatsın ve NATO’dan çıksın diye halkımız haklı serzenişlerde bulunuyor.
Ben bu konuda biraz farklı düşünüyorum. Bu konuyu anlatan çok güzel atasözlerimiz vardır. ‘Bir kavgada cebinde kaç tane taş tuttuğunu söyleme, ayrıca hepsini bir anda da harcama’ derler.
Türkiye, İncirlik ve Kürecik gibi konuları daha olayın başında kapatırsa kendi kozlarını ortadan kaldırmaya başlar. Türkiye bu kararları ani olarak vermeyecek kadar kadim bir devlet. Zamanı geldiğinde kapatma kararını verecek kadar da güçlüdür.
Bu nedenle Zeytin Dalı’nda Afrin’e girilmesin ve ABD üsleri hemen kapatılsın demek Türkiye’nin elinden kozları almakla eşdeğerdir.
***
Eğer Afrin’e girilmesin teklifini ana muhalefet yaparsa, PKK varlığını bölgedeki şehir üzerinden sürdürmek için hazırlık yürütebilir. Bu söyleneni de dünya kamuoyuna servis eder. Bu konuşmalar masada karşı argüman olarak önümüze konabilir.
İncirlik’in konumu da buna benzerdir. Koalisyonun içinde olduğumuz sürece, neler olup bittiği konusunda bilgi sahibi olup bazı oldu bittileri baştan engelleyebiliyoruz.
Geçmişle ilgili hep sahada kazanıp masada kaybediyoruz diye hayıflanıp üzülürüz. Bugün ise sahada ve masada kazanmaya başladık. Bunu da çantanın kabarık olmasından yapabiliyoruz.
Bizler şehitlerimizin kanlarının bedelini almak istiyorsak önce onu yapanları cezalandırmalı ve şehitlerimizin bize kazandırdıklarını kalıcı hale getirmeliyiz.
Ülkenin dik ve onurlu duruşu hepimize ilham kaynağı oluyor. Geri hatta olan insanlarımız da hep beraber milli seferberliğin gereğini yapıyorlar.
Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun.