Amerikalılar Trump’ın ticaret savaşından kârlı çıkamaz

ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’ın Gül Bahçesi’nde düzenlediği “Kurtuluş Günü” etkinliğinde açıkladığı, son yüzyılın en yüksek gümrük tarifeleri dünya çapında büyük yankı uyandırdı. Amerika Birleşik Devletleri dünyanın hemen her ülkesinden yapılan ithalata uygulanan vergileri arttırıyor. Bangladeş’te üretilen ve Amerikan toptancılarına 20 dolara satılan ayakkabılar artık en az 27 dolara mal olacak. General Motors’un Avrupa’dan 200 dolara ithal ettiği bir makine parçası artık en az 240 dolara mal olacak. Beyaz Saray’ın sözde “karşılıklı” yeni gümrük vergisi artışları Demokratik Kongo Cumhuriyeti (DRC) için %11’den Saint Pierre ve Miquelon ve Lesotho için %50’ye kadar uzanıyor. Halihazırda ABD tarifeleriyle karşı karşıya olan Avrupa Birliği ve Çin için ise oran sırasıyla %20 ve %34 daha artırılıyor. Bu duyurunun hemen ardından, küresel piyasalar düşüşe geçerek küresel resesyon korkularını tetikledi.

***

Trump yönetimi, bu tarifelerin ABD’ye üretimi ve imalat işlerini geri getirme ve şu anda açık veren dış ticaret dengesini sağlama planının bir parçası olduğunu iddia ediyor. Ekonomistler ve politika yapıcılar ticaret açığının gerçekten önemli olup olmadığı ve ne zaman önemli olduğu konusunda farklı düşüncelere sahip olsalar da, 1976’dan bu yana devam eden ABD açığının 1994’teki Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’ndan sonra daha hızlı büyüdüğünü belirtmek gerekir.

***

Ancak Beyaz Saray’ın yeni tarife oranlarını nasıl belirlediğine dair açıklaması temelsiz öncüllere ve yanlış varsayımlara dayanmaktadır. İlk olarak, tüm ticaret açıklarının adil olmayan ticaret uygulamalarından kaynaklandığı varsayılmaktadır. Eğer Kanada ABD’ye, ABD’nin Kanada’ya sattığından daha fazla satıyorsa, Kanadalılar Amerikalıları “soyuyor” olmalıdır. Ancak bu önerme doğal ekonomik güçleri göz ardı etmektedir. ABD’li politika yapıcılar Çin›i para birimini değersizleştirmekle ve ihracatçılarını sübvanse etmekle, AB’yi ise düzenlemeleri tarife dışı engel olarak kullanmakla suçlarken, ticaret açıkları karşılaştırmalı üstünlük ve çok taraflı ticari ilişkiler gibi nedenlerden de kaynaklanabilir.

***

Örneğin, ABD, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden hammadde ve stratejik metaller satın alırken, KDC ise ucuz üretim mallarını Hindistan’dan alıyor çünkü ABD üretimi daha kaliteli ve dolayısıyla daha pahalı ürünleri karşılayamıyor. Bu ticaret akışları, herhangi bir haksız uygulama olmasa bile, ABD için Demokratik Kongo Cumhuriyeti karşısında iki taraflı bir açık anlamına gelmektedir. İsviçre’nin neredeyse hiç gümrük vergisi yok, ancak Trump yönetimi şimdi ABD’ye ihracatına %32 gümrük vergisi uygulayacak.

***

Benzer şekilde Beyaz Saray, her iki taraflı ticaret açığının sıfır olması gerektiğini varsaymaktadır ki bu da çok taraflı bir küresel ekonomide hiçbir anlam ifade etmemektedir. Eğer Kanada ABD’ye kereste, ABD Avrupa’ya hizmet ve Avrupa da Kanada’ya makine satıyorsa, her bir ikili ticaret ilişkisi, tamamen adil ve karşılıklı fayda sağlayan kural ve uygulamalara rağmen bir dengesizlik sergileyecektir.

Durumu daha da kötüleştiren, Beyaz Saray’ın uyguladığı tarifelerin döviz kurları ve ABD’nin ihracatı üzerindeki etkilerini hesaba katmamış olması. Bu varsayım ancak ABD’nin belirli ülkelere sınırlı ve hedefe yönelik gümrük vergileri uygulaması halinde makul olabilirdi. Bunun yerine Beyaz Saray kapsamlı, kitlesel ve gelişigüzel gümrük vergileri uygulamaya başladı ve ABD doları diğer para birimlerine göre rekor düzeyde değer kaybına uğradı.

***

Yönetim aynı zamanda diğer ülkelerin misilleme gümrük vergileri uygulamayacağını varsayıyor gibiydi, oysa sadece iç siyasi nedenlerle bile olsa bunu yapmaları gerektiği açıktı. AB, Kanada ve Çin halihazırda karşı tedbirler açıkladı ve muhtemelen diğerleri de bunu takip edecek. Sonuç, ABD ihracatında bir azalma olacaktır.

***

Bir başka hatalı varsayım da gümrük vergilerinin çoğunlukla yabancı ihracatçılar tarafından ödendiğidir. Beyaz Saray, Amerikalıların ek maliyetlerin yalnızca %25’ini üstleneceğini iddia ediyor. Ancak bu rakamı haklı çıkarmak için kullanılan ünlü araştırma, ilk Trump yönetimi sırasında Çin ile yaşanan ticaret savaşında Amerikalıların tarife artışlarının neredeyse %100’ünü ödediğini ortaya koyuyor. Dolayısıyla, Beyaz Saray’ın kendi hesaplamalarına göre bile, tarifeler açıklanandan dörtte bir oranında düşük olmalıydı. Aslında, Beyaz Saray’ın atıfta bulunduğu ekonomi araştırmacılarının neredeyse tamamı, çalışmalarının yanlış aksettirildiğini söylemiştir.

***

Bu denli radikal ve yıkıcı bir politikanın, uydurma rakamlarla ve hiçbir tutarlı ekonomik gerekçe olmadan uygulamaya sokulması, ABD’yi ve küresel ekonomiyi bilinmeyen bir alana sürükledi.

Trump yönetimi için kilit soru, imalat işlerinin ve üretimin Amerika’ya geri dönüp dönmeyeceğidir. Reagan yönetimi 1980’lerde Japon otomobillerini hedef aldığında, bazı Japon otomobil üreticilerini ABD’de üretim yapmaya zorlamayı başarmıştı.

***

Ancak mevcut tarifeler Amerikalılara yardımcı olamayacak. Zira üretim artık 1980’lere kıyasla çok daha otomatikleşmiş durumda ve daha az iş gücüne ihtiyaç duyuluyor. Üstelik bu kez tarifeler tüm dünyaya uygulandığı için, diğer ülkeler kendi aralarındaki ticari bağları güçlendirerek ABD’nin pazarlık gücünü zayıflatabilir.

***

Trump’ın “Kurtuluş Günü” tarifeleri Amerika’nın en büyük avantajını baltaladı. ABD dünyanın en büyük ekonomisi olabilir ama küresel ekonominin sadece %26’sını oluşturuyor. Geri kalan dünya ona karşı birleştiğinde, ABD kazanamaz.

NANCY QIAN KİMDİR?

Nancy Qian, Northwestern Üniversitesi Ekonomi Profesörü, Northwestern Küresel Yoksulluk Araştırma Laboratuvarı Eş-Direktörü ve China Econ Lab’in Kurucu Direktörüdür.

YORUMLAR (14)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
14 Yorum