2014’ten 2022’ye çok şey değişti!

İlk kez Moskova’da Kızıl Meydan’ı gördüğümde 2014 yılının Aralık ayıydı. O dönem de bugüne benzer koşullar vardı. Yaklaşık dokuz ay önce, Mart 2014’te Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, Kırım’ın ‘bağımsız ve egemen bir devlet olarak tanınmasını’ öngören kararnameyi imzalamıştı. Hemen ardından ABD ve AB, Rusya’ya yönelik yaptırımlar uygulamıştı.

Putin ise yaptırımlara rağmen geri adım atmadı.

Yaptırımların sonuçları Rusya ekonomisi için ağır oldu.

Bir dolar 2014 yılbaşında 32 ruble civarındaydı (2 Ocak 2014). 2013 yılında Rusya’da tüketici enflasyonu yüzde 6,77 civarında idi. Rusya, özellikle petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki artış ile birlikte 1999 yılından bu yana yüksek miktarda cari fazla veren bir ülke olarak da öne çıkıyordu. Nitekim Rusya Merkez Bankası’nın 2013 sonu itibariyle 469 milyar dolar civarında bir döviz rezervi vardı. Dünyada en yüksek rezervlere sahip altıncı ülke idi.

Yaptırımların ardından 15 Aralık 2014’te 1 dolar 79 rubleye kadar çıktı. Takip eden yılda enflasyon yüzde 15’e çıktı. Rusya ekonomisi yüzde 2,8 daraldı. Finans başta olmak üzere birçok sektörde ciddi sorunlar yaşandı.

Ama verilere yansıyandan çok daha fazlasını altı yıl sonra daha yakından gözlemleme fırsatım oldu. 2018 Eylül’ünde bir yıl süre için Moskova’da bir üniversitede misafir öğretim üyesi olarak çalıştığım dönemde. Konuştuğum arkadaşlar 2014 ve sonrasına ilişkin en çok fiyatlardaki artış, gelirlerdeki erimeden şikayet ediyorlardı. Kozmetik ve medikal sektörlerde ürünlere erişimde yaşanan sıkıntıdan dert yanıyorlardı. Öte yandan Moskova, Rusya’nın ekonomik olarak da en önemli kenti. Moskova dışından gelen arkadaşlarımın anlattığına göre yaşanan sıkıntıların en hafif atlatıldığı kent Moskova olmuştu. Yani ülkenin geri kalanında ekonomik sıkıntıların etkisi çok daha sert hissedilmişti.

Bütün bunları neden anlatıyorum.

Tahmin edeceğiniz üzere birkaç haftalık gerginliğin sonunda Rusya bu kez de Ukrayna’nın doğusundaki Luhansk ve Donetsk’in bağımsızlığını tanıdı. Rusya bu kez süreci yukarıda anlattığım 2014’teki süreçten çok daha hazırlıklı ve planlı bir şekilde yönetti.

Öncelikle olası yaptırımlara ilişkin birçok hazırlığı tamamladı. Mesela 2014 yılında en çok sıkıntı çektiği alanlardan biri olan ödeme sistemlerinde kendi milli sistemini bu süre içerisinde yaygın bir hale getirmişti.

Diğer yandan son iki yıldır tüm dünya ekonomilerini sarsan salgının Rusya ekonomisi üzerindeki etkilerini de enerji fiyatlarındaki artış ile birlikte hafifletmeye de başladı. Rusya’nın yıllık 250 milyar dolara yaklaşan enerji ihracatının bu yıl çok yüksek bir seviyeye ulaşması oldukça muhtemel. Hem de son gelişmelere rağmen.

Nitekim Avrupalı liderler enerjinin yaptırımlar arasında yer alması konusunda bir hayli çekimser.

Yani anlayacağınız Rusya bugün attığı adımları 2014’e göre çok daha planlı ve hazırlıklı olarak atıyor. Hal böyle olunca da istediği her şeyi elde edecek duruma gelmiş durumda.

Ukrayna’nın NATO üyeliği hayal oldu bile.

Luhansk ve Donetsk gibi Ukrayna’da sanayinin iki önemli kentini ele geçirdi.

Avrupa ve ABD başta olmak üzere tüm dünyaya da net bir mesaj vermiş oldu. O yüzden bundan sonra bir süre bölgede ortam gergin olsa da bir-iki aya kadar sakinlemesini beklediğimi de ifade edeyim. Burada da asıl belirleyici bunca yıldır “büyük oyun” ustası olarak görülen ABD’nin yapacağı hamle olacak.

Bu hamle, yukarıda belirttiğim gibi en azından Rusya Federasyonu vatandaşları arasında daha öncekine benzer bir rahatsızlık yaratabilir mi? Putin böyle bir durumdan ne kadar rahatsız olur?

Dolayısıyla Putin’in de bir süre gerginliğin dozunu arttırsa da istediğini elde ettiği için daha önce yaptığı gibi bir sonraki adıma kadar bir süre daha beklemeye geçeceğini düşünüyorum.

***

Tabii bu arada yanı başımızda bütün bunlar olurken bizim de bu süreçten etkilenmememiz mümkün değil. Dediğim gibi gözler ABD ve müttefiklerin yapacağı karşı hamlede. Ancak yaşanan çatışmanın bir parçası olmasak da Türkiye bu süreçte en fazla zarar görme ihtimali olan ülkelerden biri.

Krizin dünya piyasalarındaki etkisi daha şimdiden petrol fiyatları ve dolar/TL’de etkisini gösterdi. Hal böyle olunca da birkaç gün içinde yine bir akaryakıt zammı geliyor gibi. Gerginlik tahmin ettiğim gibi kısa sürerse ne ala ama devam ederse turizm, tarım gibi sektörlerde de sıkıntılar baş gösterebilir.

Umalım ki sorunlar diyalog yoluyla çözülsün. Daha kendi kendimize açtığımız sıkıntılarla baş edemezken bir de küresel bir krizle boğuşmak durumunda kalmayalım.

Zira manevra alanımız da hem ekonomik hem de politik olarak oldukça kısıtlı…

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum