Çok uzun uzun yazmaya gerek yok.

Pazartesi sabahtan bu yazının yazıldığı Salı akşamına kadar geçen süre içerisinde Dolar/TL’de 10,28 ve Euro/TL’de ise 11,66 seviyesi görüldü.

Geçtiğimiz hafta kurun ateşinin artmasını sağlayan ABD’de enflasyon oranlarının beklentinin üzerinde gelmesi idi. Tüm dünyada dolar değer kazanmıştı. Euro/Dolar paritesi 1,16’lı seviyelerden 1,13’lü seviyelere geriledi.

TL’de değer kaybı ise birçok ülke para birimine göre çok daha yüksek oldu. Nedeni de bildiğiniz üzere yarın yapılacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısı.

Faizin indirileceğine kesin gözüyle bakılıyor.

Ama faizin ne kadar indirileceğini hiç kimse tahmin edemiyor.

Çünkü bir matematiği yok.

Hafta başında piyasalara göre 100 baz puan indirim yapılacaktı. Ancak daha Salı günü daha yüksek bir faiz indirimi yapılacağı satın alınmaya başlandı bile. Hal böyle olunca Perşembe günü yapılacak toplantı iyice bir muammaya dönüştü.

Kur aldı başını gitti.

Eylül’den bu yana TL’deki değer kaybı, özellikle de bu faiz indirim kararlarına ilişkin haberler ve faiz indirimleri ile birlikte yüzde 23’e geldi.

Yüzde 23 paramız değer kaybetti.

Kimsenin sesi çıkmıyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan bir toplantıda konuşuyor. Sanki yukarıda anlattıklarımız yokmuş gibi davranıyor. Enflasyonu düşürmek gerek diyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşuyor. Kurdaki artışa ilişkin tek cümle etmiyor.

Ama her şey yolunda, her şey gayet iyi gibi davranınca her şey yolunda olmuyor. Günden güne yoksullaşıyoruz.

Günden güne tükeniyoruz.

Üreticinin de, tüketicinin de nefesi kesiliyor.

***

Buradan geri dönülebilir mi?

İstenirse evet.

İsteniyor mu?

Sanmıyorum!

***

Biz yine de görevimizi yapalım.

Yarın saat 14:00’te karar açıklayacak olan TCMB Para Politikası Kurulu Üyeleri’ne seslenelim.

Sizler siyasetçi değilsiniz. Bağımsız bir kurumun en tepe yöneticilerisiniz. Türkiye’nin, Türk Lirası’nın itibarının koruyucularısınız.

Bu toplantıya girmeden lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve bir kez de bizi düşünün. Milyonlarca çalışanı, emekliyi, memuru, yoksulu...

Emin olun ki;

Doğru kararı vermenin karşılığında ödeyeceğiniz bedel, milyonlarca yurttaşımızın vebalinden daha yüksek olmayacak!