Aileye en çok umut lazım

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Uluslararası Aile Forumunda konuştu ve 2026-2035 dönemini ‘Aile ve Nüfus 10 Yılı’ ilan etti. Bu 10 yıl içerisinde; iş hayatından eğitime, kültürden şehir planlamasına, teknolojiden sosyal politikalara kadar tüm alanlarda aileyi merkeze alan güçlü adımlar atacaklarını belirtti. LGBT sapkınlığından doğum yardımı ödemelerine kadar pek çok şeye değindiği konuşmasının en önemli cümleleri hiç kuşkusuz nüfus artış hızı ve dolayısıyla evliliği özendirecek politikalarla ilgili olanlardı. Gönlünden geçeni de konuşmasının sonlarına doğru şu cümleleriyle dile getirdi Erdoğan: “Aileye değer verenler olarak hep beraber umudu çoğaltacak, dayanışmayı güçlendirecek, kendi hâlimizden başlayarak inşallah dalga dalga, mutlu, sıcak, sevgi dolu bir toplumu birlikte inşa edeceğiz”

Erdoğan’ın konuşmasında toplum ve aile ile ilgili söylediği şeyler yabana atılır şeyler değil, her birinin üzerinde uzun uzun durmak lazım. Konuşmada değinilen nüfus artış verileri ve gençlerin evlenme oranları düşerken, yine Erdoğan’ın ifadesiyle “modernleşmeyi ailesizleşme ve yalnızlaşma gibi iki kavram üzerine bina eden anlayış” bireye de topluma da huzur vermezken maalesef Ak Parti iktidardaydı. Ancak sosyal olaylar öyle birden gelişmez, anlaşılması ve müdahale edilmesi uzun zaman alabilir, bu vb sebeplerle Erdoğan’ın konuşmasında geçen olumsuzlukların çoğu, Ak Parti’nin iktidarda olduğu süreçte gerçekleşmiş olsa bile bunların fark edilmesi ve tedbir alınmaya niyetlenilmesi de bir şeydir.

Ak Parti, iktidara geldiğinde, ekonomiyi düzeltmeye odaklandı, kendisinden önce on yıllardır çok yüksek seyreden enflasyonu 2022’ye kadar dizginlemeyi başardı. Bu sırada attığı adımlar her alanda sıkı çalışmayı gerektiriyordu tabi. Zaten Ak Partililerin kendileri de millete hizmet yolunda ne kadar çalışkan olduklarını zaman zaman vurgularlar. Sıkı çalışanlar ve sıkı çalıştıranlar vardı her yerde bu dönemde. Her ikisine de bir iki cümleyle profil çizersem böyleleri çevrenizde var mıydı yok muydu düşünebilirsiniz siz de.

Mesela parti teşkilatlarında gece gündüz demeden koşturanlar, iş çıkışı o toplantıdan çıkıp o toplantıya gidenler, gece olunca evine ancak uyumak için ulaşabilenler, ertesi sabah kahvaltı etmeye bile vakit bulamadan evden çıkıp yine işe gidenler… Bunların çoluğu çocuğu evde sadece para getiren bir babanın varlığıyla büyüyordu. Bu burada dursun.

Mesela bir başkası: Şehrin yeni ve modern yüzü olan AVM’lerden birinde iş bulmuş, asgarî ücret alıyormuş ama olsun, sonuçta sigortası varmış, mesai saatleri biraz uzunmuş ama olsun, sonuçta dayanıyormuş, iş çok yoğunmuş, çok yoruluyormuş, eve gidince kimseyle iki çift laf edecek hali kalmıyormuş ama olsun çünkü takside girmiş, kredi ödüyormuş, bitirmesi gerekiyormuş, “E ne zaman evleneceksin?” diyenlere “Bu maaşla zor.” diyormuş ama olsun, emeklilik günleri doluyormuş… Bu da burada dursun.

Mesela: Evet evet, çocuğu üniversiteyi bitirmiş, derece bile yapmış, okuturken çok zorlanmışlar ama değmiş, ah bir de atanabilseymiş, KPSS güzel geçmiş, puanı da yüksekmiş ama mülakat diye bir şey çıkarmışlar, kim bilir neden mülakattan düşük puan almış, elenmiş, tekrar hazırlanıyormuş, evet üçüncü seneymiş bu sene, başka iş mi, nasıl başka iş yapacakmış ki, öğretmenlik okumuş…

Daha böyle çok profil çizilir de üç tane yeterli. İşte bu insanlar kiminin babası, annesi, ablası, kardeşi, komşusu falandı ve pek çok genç de çevrelerinde böyle insanlar görerek büyüdü. Şimdi bu insanları görerek büyümüş gençlerden evlenmelerini ve çocuk yapmalarını bekliyoruz. Onlar da haklı olarak “Bu iş nasıl olacak?” modundalar. Zaten çoğu, uzun eğitim süreçlerinden dolayı yirmi beşli yaşlarda ancak stajını bitirmiş ve doğru düzgün maaş almaya başlamış oluyor. O maaşlar da çoğunlukla anne baba evinde geçime ancak yetiyor ve biz onlara umut vermeden onlardan evlenmelerini, ev kurmalarını ve çocuk yapmalarını bekliyoruz…

Burada anahtar kelime ‘umut’. Gençlere, geleceğe dair güzel günler umudu veremezsek onlar da haklı olarak önce kendisini düşünecek, kendisini bile desteksiz ayakta tutamayan genç, eş ve çocuk sorumluluğundan imtina edecektir. Umut da böyle konularda öyle boş laflarla verilmez, icraat ister. O icraat da bireysel hayatı, ailesi ve çalışma hayatını dengede götürebilen ailelerin sayısının artmasının sağlanmasıdır. Böyle aileler toplumda görünür oldukça, senin ailen, benim ailem böyle oldukça, böyle aileler senin benim komşum, arkadaşım oldukça gençlerimiz bunları görecek, yaşayışlarına imrenecek ve aile kurmak, çocuk sahibi olmak isteyecektir.

YORUMLAR (16)
16 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.