Yapay zekâyla aşk

Günün birinde “Aşka övgü düzen bir yazı yazmam gerekiyor galiba!” diye düşüneceğim hiç aklıma gelmezdi oysa şimdi tam da bu haldeyim. Serde edebiyatçılık olunca aşk bana yabancı bir kavram değil ama ne olursa olsun biraz uzak durduğum bir alan çünkü derin sular meselesi aşk. Biz, örfünde aşktan ziyade evlilik olanlardanız. Bugünkü gençliğe göre çok erken yaşlarda evlendik, çoluk çocuğa karıştık. Halimizden şikâyetçi de değiliz ama yaş kemale erince yüklenen bir özellik mi bu “Ne olacak şu gençlerin hâli?” sorusunu sorma modu bilmiyorum, bugünlerde ben de bu soruyu sorar halde buldum kendimi. Sebebi yapay zakâyla aşk yaşayanlar.

Size de denk gelmiştir magazin haberlerinde. Bir kadın oyuncunun bir süredir yapay zekâdan bir aşkı varmış. Aralarındaki ilişkiye emek verdiğini de söylüyor kısa videoda. Fakat başka bir uygulamanın yapay zekası, küfürlü müfürlü konuşunca aklı ona kaymış. Bunu yapay zekâ sevgilisine söylerken şekilden şekile giriyor üstelik.

Ben de izlerken saçımı başımı yoldum desem yalan olmayacak çünkü bir süre önce Elon Musk’un bir robotla öpüştüğü fotoğrafları görmüştüm. Fotoğrafların yapay zekânın tehlikelerini vurgulamak amacıyla yapay zekâ tarafından oluşturulduğu söylenmişti. O zaman pek üzerinde durmadım konunun ama bahsettiğim videoyu izleyince, bir de işin boyutunun bir absürt videoluk değil de daha büyük olduğunu fark edince üzerinde durmak gerektiğini fark ettim. Bu yapay zekâ aşkı meselesinin uygulamaları bile varmış meğer ve çoğunluğu erkek olan kullanıcılar, profil özelliklerini kendilerinin belirlediği yapay zekâ aşklarıyla dakikası bir dolardan falan sohbet ediyorlarmış. Evli kullanıcılar da rağbet ediyormuş bu uygulamaya. Batılı psikologlar, bu tür uygulamaların, kişisel ilişkilerinde sorun yaşayan bireylere hitap ettiğini söylüyormuş.

İyi de modernleşmenin getirdiği çarpık şehirleşme sonucu oluşan yalnızlık ve aşırı korumacı ebeveynlerin sokağa çıkartmadan, korunaklı sandıkları evlerinin dört duvarı içinde, sadece sosyal medya üzerindeki sanal arkadaşlıklarla büyüttükleri çocuklar ne olacak? Bu çocukların tabir yerindeyse ilk sürümleri yavaş yavaş aramızda dolaşmaya başladı. En belirgin özellikleri insan sevmiyorlar. Küçücük bir odada, saatlerce bilgisayar başında oturarak yaşamak onlara hiç zor gelmiyor. Okuma şekilleri bile bir değişik. Bir yazıyı, bir makaleyi baştan sona okumakta zorlanıyorlar, oradan oraya yeni linkler açıp aralarında atlayarak okuyorlar. Biz öğretmeye çalışsak bile neyi, nasıl öğreniyorlar bilmiyoruz. Bu çocukların kişisel ilişkilerinin güllük gülistanlık olacağını düşünmek mümkün değil. Peki, bu çocukların kadın erkek ilişkilerindeki tercihleri nereye doğru olacak? Uffff… Korkmamak lazım tabii ki ama korkmamak için öngörülebilir tehlikeleri önceden düşünüp tedbir de almak lazım. Herkes en azından kendi çocuğu için almalı bu tedbirleri çünkü kişinin kendisini, kendi neslinin emniyeti doğrudan ilgilendirir ve herkes kendisi için gerekeni yaparsa çok şey kolayca düzelir. Peki ne yapmak lazım?

Hani hep deriz ya örnek olmak en güzel yöntemdir. Gerçekten de insan ilişkilerinde çocuklarımıza örnek olmak gerekiyor. Örnekliği sosyal medyaya videolar çeken oyuncuların eline bırakmamak gerekiyor. Fakat burada şu sorun çıkıyor karşımıza: Hayatı işe gitmek, eve gelmek, haber seyretmek olmuş babalar; hiç konu komşusu olmadan bütün gününü ev işi yaparak ve televizyon, telefon vb ekran başında geçiren anneler çocuklarına ne kadar doğru örnek olabilir ki! Hele konu kadın erkek ilişkilerine geldiğinde durum daha vahim çünkü bu tip anne babalar, bütün gün biriktirdikleri negatif enerjiyi akşam olunca çoğunlukla birbirlerine kusuyorlar. Evde bütün gün bilgisayar vb ekranla muhatap olan çocuk da onların negatif elektriklerinin birbiriyle çarpışmasından doğan gürlemeler ve hatta gözyaşlarıyla büyüyor maalesef. Halbuki elindeki ekran, ona hep istediği, kendisine hoş gelen şeyleri sunuyor. Ne yapsın bu çocuk, kavga eden, huzursuz anne babası gibi bir çift olmayı mı hedeflesin, hafazanallah kendisine yapay zekâ bir sevgili mi seçsin! Gerçekten hafazanallah! Oysa anne babası iki yetişkin birey gibi, yaşadıkları tüm zorluklara rağmen birbirlerine sevgi ile yaklaşsalar, aşklarını örnek alınacak şekilde diri tutmayı deneseler, çevrelerinde de böyle çiftler olsa çocuklar elbette onları örnek alacaklar.

Burada özeleştiri gerçekten şart. Bir özeleştiri de kadın erkek ilişkilerini tabu olarak görenlerin yapması gerekiyor sanırım çünkü onlar da farklı yönde aşırıya gidiyorlar. Bir kız lisesinde bizzat şahit olduğum bir olayı örnek vermek istiyorum. Çok zengin bir muhafazakar ailenin kızının çevresinde erkek sinek uçurmuyorlardı ve kız yazlıklarına market malzemesi getir götürü yapan çocuğa aşık olmuştu. Bu örneği ‘zengin bir kız, market çalışanına aşık olamaz mı’ diye anlamayın, biliyorsunuz kastım o değil. Kadın erkek ilişkilerini tabulaştırmak, denkliğe uygun olmayan ilişkilere sebep olabiliyor demek istiyorum. Bu olay, bugün yaşansaydı, o kız muhtemelen bir yapay zekâ sevgili edinmeye çalışacaktı. Çocuklarınızın iyiliğini düşünüyorsanız onları aşırılığa itenlerin, anne babaları olarak siz olma riskini de düşünmek zorundasınız.

Kısaca, çocuklara kadın ve erkek arasında sağlıklı arkadaşlık nasıl olur, arkadaşlığın sınırları nelerdir, aşılmaması gereken sınırlar nelerdir doğru bir şekilde öğretilmeli ve çocuklar biraz rahat bırakılmalı ki bir sapma çeşidi olduğunu düşündüğüm yapay zekâ ile aşk yaşamaya kalkmasınlar.

Ayrıca yapay zekâ ile aşk yaşamaya ayrılan zaman, tamamen israf olmuş bir zamandır. Kişi, yapay sevgilisine bir şeyler yazacak, söyleyecek, bunun için epey zaman harcayacak, karşılığında sadece yapay zekâ algoritmasının izin verdiği, kendi hoşuna giden sözler duyacaktır. Bu sözler onu geliştirmeye hizmet edecek midir çok tartışılır. Muhtemelen geliştirmek yerine hastalık boyutunda sorunlara bile sebep olacaktır. Üç beş güzel söz duyulacak diye bu riskler alınmaya değmez. Harcanan zaman ise ya eğitim için ya sosyal ilişkileri geliştirmek için vb kullanılacak zamandan çalınmış olacaktır, üstelik hayatın ölçü birimi zamandır, böyle sonu bir yere varmayacak şeylerle zaman geçirmek gerçekten yazıktır.

Sonuç olarak, çocuklara hayatın ölçü biriminin zaman olduğunu da anlatalım ki zamanlarını doğru şeylerle, olması gerektiği gibi değerlendirsinler ve mutlaka kadın ile erkek arasında gelişen, evliliğe yönelik olan ve haddi aşmayan aşk duygusunun güzel bir şey olduğunu da anlatalım, anlatalım ki aile kurmaya, mutlu olmaya yönelsinler.

YORUMLAR (13)
13 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.