Müslümansak üstün müyüz?

İsrail durduk yerde İran’a saldırıp gündemi değiştirene kadar, kendisi küçük ama tarihte bıraktığı izi çok büyük bir tekneyi konuşuyorduk.

Madleen, Özgürlük Filosu Koalisyonu (Freedom Flotilla Coalition - FFC) tarafından organize edilen bir insani yardım misyonunun parçası olarak 1 Haziran 2025’te İtalya’dan yola çıkmıştı.

Eylem, sembolik bir zamanlamayla, Mavi Marmara olayının 15. yıldönümüne denk getirilmişti.

Teknede İsrail’in bölgedeki ablukasını protesto edip Gazze Şeridi’ne yardım malzemesi ulaştırmayı hedefleyen, aralarında bazı ünlü figürlerin de olduğu 12 cesur ve vicdanlı insan vardı.

Tekneye, Gazze’nin tek kadın balıkçısı Madleen Kulab’ın ismini vermişlerdi.

1995 yılında Gazze’deki Al-Shati mülteci kampında doğan Madleen, 13 yaşında ailesinin geçimini sağlamak için babasının balıkçı teknesini devralan, İsrail devriye botlarının tacizine, teknelerine el konulmasına ve ağlarının tahrip edilmesine rağmen her gün denize açılıp ailesi için balık tutan, yaptıklarını “sadece geçim değil, onur mücadelesi” olarak tanımlayan bir kahraman.

Uluslararası sularda seyreden Madleen teknesi, 9 Haziran 2025’te, Gazze’ye ulaşamadan İsrail donanması tarafından durduruldu. İsrail askerleri tüm aktivistleri gözaltına aldı ve tekneyi Aşdod limanına götürdü.

Çok şükür, isimlerini tarihe yazdıran insanlar zarar görmeden, eylem sembolik amacına ulaştı.

Gel gör ki bütün dünyanın adeta felç olmuş gibi seyrettiği katliam karşısında susmayan, canlarını tehlikeye atma pahasına bu yolculuğa çıkarak hemen herkesin takdirini kazanan kahramanların yaptıklarına burun kıvıran iki grup çıktı: Siyonistler ve “bazı” Müslümanlar!

Siyonistleri anlamak kolay: Kendilerini Yahudi olmayanlardan üstün görüyorlar. Goyim ya da “hayot adam” (חיות אדם) yani “insansı hayvan” diye aşağıladıkları kimselerin protestolarını ciddiye almıyor, itibarsızlaştırmak istiyorlar.

Ama “bazı Müslümanlara” ne oluyor?

“Bazı Müslümanların” bu garip tepkilerinin ardında, dini kaynaklara da dayandırılabilecek bir üstünlük iddiaları var: Allah tarafından seçilmiş “üstün” insanlardan olduklarını düşünüyorlar.

Bu Müslümanların yaşadığımız hayatta kendi dinlerinden olmayanlardan ontolojik olarak üstün olma iddiaları tıpkı Siyonistlerinkine benziyor.

Tanrı tarafından seçilmiş insanların çocukları olarak dünyaya geldikleri için üstün olduklarına inanmak istiyorlar! Siyonistler gibi...

Bu müthiş ayrıcalığı sürdürmek için ne dürüst, ne vicdanlı, ne ahlaklı, ne de merhametli olmalarına gerek var. Hiçbir yanlıştan sakınmaları, hiçbir bedel ödemeleri gerekmiyor!

Hırsızlık yapsalar da, masumlara iftira atsalar da, cinayet işleseler de, hatta katliam yapsalar da Müslümanlıklarına halel gelmeyeceğine, “neticede” mutlaka cennete gideceklerine inanıyorlar! Sevap işlemelerine bile lüzum yok!

İşte Madleen teknesindeki “gavurların” kahramanlıkları bunların ezberlerini fena bozdu.

Kendi gösteremedikleri cesareti ve ahlaki duruşu “gayrimüslimlerin” göstermiş olması karşısında, “biz ahlaksız, korkak ve günahkâr olsak da, onlar vicdanlı, ahlaklı ve cesur olsa da biz kafirlerden üstünüzdediler.

Soykırım işlemiş bir Müslüman, dünyayı kurtarmış bir kafirden üstündür, aksini söyleyen kafir olur dediler.

Elbette tüm Müslümanlar böyle düşünmüyor. Büyük günahları işleyen Müslümanların durumu hakkındaki tartışmaları daha önce yazmıştım.

Fiillerimiz Müslümanlığımızı etkilemez diyenlerin sayısı hiç az değil.

Ama çok yanılıyorlar!

İnandığımız din, ırkımız ya da milletimiz otomatik olarak bizi başkalarından üstün yapmıyor.

Zerre miskali iyilik yapan da kötülük yapan da ahirette karşılığını alacaksa, ne olduğumuz değil ne yaptığımız mühim demektir.

İyilikleriyle, dürüstlükleriyle, vicdanlarıyla, cesaretleriyle, başkalarına faydalarıyla, zalimin karşısına dikilişleriyle, mazluma kol kanat gerişleriyle öne çıkan kahramanlardan olamıyorsak bile en azından onları takdir edebilmemiz lazım.

İnanç ya da ırk üzerinden üstünlük taslamak ilkellik ve cahilliktir.

Mesele, büyük kahraman Rachel Corrie gibi "Eğer zulüm bizdense ben bizden değilim" diyebilmektir.

YORUMLAR (96)
96 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.