“Hacire Ana”
6
Meğer bir rüzgârmış
Esti geçti
Nazlı bir yağmurmuş
Yağdı bitti
Kırık bir defneyaprağıymış
Kurudu geçti
Omuz omuza sıradağlarmış
Dağıldı gitti
*
Akarsu kenarında
Yemlik otları
Serin olur
Şu harman geceleri
Ayın ışığında
Savrulur daneleri
Dinmez dinmez de
Kanar durur
Dicle’nin yaraları
Duyulmaz uzaktan
Hacire Ana’nın ağıtları
Kimse görmez
Çırpınan kuşları
Haber salın Çayönü’ne
Alıp götürsün şu ateşi
Ah solmuş Dicle koruğu
Ardından ağlar kar sümbülleri
*
Kurşun yarası gibi
Girdi araya kara diller
Sardı dağı taşı
Şu koltuğa gömülenler
Kapladı dört yanı
Ağır bir mutsuzluk
Küskün yürekler
Bölük pörçük
Şu bozuk düzende
Ne sevda kaldı
Ne narçiçekleri
Sesi kesildi
Güzelim türkülerin
Yola çıkanlara
Ne yolsuzluk
Ne iş bilmezlik
Daha ne kaldı kara çalınmadık?
Türk milleti aptal mı ki kış gelince bayram etsin?
Kerime Yıldız
Suriye’de en kritik sorun
Taha Akyol
İsrail tehdidi ne kadar yakın?
Ahmet Taşgetiren
Beşşar Esad’ın sarayından görüntülerin düşündürdükleri
Fehmi Koru
Gülümsemenin gözlerini acıttığını biliyorum…
Mehmet Ocaktan
Balkan hezimeti ve ‘Türkiye Uyan!’
Yusuf Ziya Cömert
Eğitimde yapay zekâ devrimi mi?
İskender Öksüz
Çantacı!
Uğur Emek
İran Suriye’den vaz geçer mi?
Mensur Akgün
Türkiye’nin çulsuz ırkçılık bagajı
Mikdat Karaalioğlu
Bir Şuur Abidesi: Nevzat Kösoğlu
Bekir Fuat
Doğanın şifası yanı başımızda: Karabaş otu
Gamze Demirel
Hangi burçlar duygusal olarak daha derindir?
Gülşen Yeşilyurt
13 yıl önce 13 yıl sonra
İbrahim Kiras
“Çabuk gidin, bir gün daha beklemeyin...”
Mustafa Karaalioğlu