“Hacire Ana”
6
Meğer bir rüzgârmış
Esti geçti
Nazlı bir yağmurmuş
Yağdı bitti
Kırık bir defneyaprağıymış
Kurudu geçti
Omuz omuza sıradağlarmış
Dağıldı gitti
*
Akarsu kenarında
Yemlik otları
Serin olur
Şu harman geceleri
Ayın ışığında
Savrulur daneleri
Dinmez dinmez de
Kanar durur
Dicle’nin yaraları
Duyulmaz uzaktan
Hacire Ana’nın ağıtları
Kimse görmez
Çırpınan kuşları
Haber salın Çayönü’ne
Alıp götürsün şu ateşi
Ah solmuş Dicle koruğu
Ardından ağlar kar sümbülleri
*
Kurşun yarası gibi
Girdi araya kara diller
Sardı dağı taşı
Şu koltuğa gömülenler
Kapladı dört yanı
Ağır bir mutsuzluk
Küskün yürekler
Bölük pörçük
Şu bozuk düzende
Ne sevda kaldı
Ne narçiçekleri
Sesi kesildi
Güzelim türkülerin
Yola çıkanlara
Ne yolsuzluk
Ne iş bilmezlik
Daha ne kaldı kara çalınmadık?
6 Yorum
Süreç tıkanıyor mu?
Taha Akyol
SDG nasıl ‘kaybedilecek?’
Yusuf Ziya Cömert
Cengiz Çandar’ın Hakan Fidan yanılgısı
Akif Beki
Maliye nerede?
İbrahim Kahveci
Louisiana Purchase…
Mensur Akgün
İslam’da dar gelirlilerin himayesi
Mustafa Çağrıcı
Edebiyatın ressamları derken, veterinerlerini ve polislerini unutmayalım...
Taner Ay
MESEM ve eğitim şart sevdası
Şenol Kaluç
Hangi iman?
Şule Demirtaş
Hataların belirlediği derbinin kazananı Beşiktaş
Gökhan Aktürk
Komisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi?
İsmet Berkan
Zebraların nal sesleri
İbrahim Kiras
DEM’in sınavı– Bahçeli’nin sınavı
Ahmet Taşgetiren
Operasyonlar bana eskiden yaşananları hatırlatıyor
Fehmi Koru
Modern dünyanın kökenleri
Mehmet Ali Verçin
